Fazıl ve Zeynep
Fazil Say özel piyanosunun başında Vivaldi ve Stravinski’nin müziklerini enfes yorumlayarak dinleyicilerin ruhuna ulaşıyor.
Danscılar modern dansın inceliklerini öğreten ustaları Zeynep Tanbay eşliğinde sahnedeler. Tanbay, batıdan aldığımız dans sanatının zirvelerinde görsel ve şiirsel güzellikler sunuyor.
İstanbul belediyesinin işlettiği Cemal Reşit Rey konser salonunda belediye AKP’ye geçtiği günden beri batı ahlaksızlığının sembolü içki yasak ama, henüz dans serbest. Salonu dolduran izleyiciler bu nefis ziyafet bitmesin istiyorlar. Çılgınca alkışlıyorlar.
Batı müziği ve batı dansını dünya standartlarında uygulayan sanatcılar, İstanbul’un çağdışı trafiğine meydan okuma pahasında evlerinden ve işlerinden çıkıp izlemeye gelenler, Atatürk cumhuriyetinde yetişmiş laik Türk vatandaşları. İçki içmelerinin yasaklanmış olmasına alışmışlar ama müziklten vazgeçmiyorlar.
Konserde tek-tük türbanlı “hanımkızlarımız” da var. Onlar belki de çağdaş dünya özlemi içindeler. Belki de içine sokuldukları cendereden çıkmak için bir umut ışığı peşindeler. Onların bu konseri izlemeleri ümit veriyor.
Başı örtülü arkadaşlarımızın İzledikleri üst düzey sanat olayı belki de ilerde onların müziğin ve dansın evrenselliğini algılamalarına yol açacak. Böylece “insan” ın evrenselliğini farkedecekler. Kendilerine dayatılan yaşam tarzının ne derece ilkel ve insan haklarına aykırı olduğunu farkedecekler.
Belki onlar, belki onların kızları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne türbanla okula alınmadıkları için değil, türban takmaya zorlandıkları için başvuracaklar. Kız çocuklarının tesettüre sokulmasını, küçük yaşta, hayvan pazarında olduğu gibi eşek kadar heriflere satılmalarını şikayet edecekler. Çocuk yaşta kaçırılıp iğfal edilen kızların tecavüzcü ayılarla evlendirilmelerine karşı duracaklar. Töre adına kızların vahşice öldürülmesine karşı savaşacaklar. Başlarındaki örtüyle bütün bu olaylarınilişkisini anlayacaklar.
Ama bugün durum ümitsiz gözüküyor: Kızlarımızı, kadınlarımızı bağnaz erkeklerin tasallutundan koruyamıyoruz, çağdaş giyinmelerini, düşünmelerini, yaşamalarını, eğitilmelerini sağlıyamıyoruz. Binbir emekle kurulmuş olan laik Türkiye cumhuriyetini koruyamıyoruz. Cumhuriyetimizi, yaşam tarzımızı elimizden almalarını başka bir ülkede oluyormuş gibi şaşkınlıkla seyrediyoruz. Fazıl’ın piyanosu, Zeynep’in figürleri eşliğinde.
