Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kaygı duyduğun konular korkuyla da beslenirse yamaçtan aşağı bırakılan kartopu gibi büyür içinde. Yani sebebini bilmediğin endişelerini destekleyen kuruntulara sahipsen içine o kurdu düşürmüşsündür bir kere.

        Uzundur kendimle ilgili mücadelem işte tamda buydu.

        Onunla yaşadığım her şey güzeldi, yaşadıklarım film gibi denilecek cinstendi. Sağdan soldan duyduklarıma kulağımı tıkayamadım. Cümlelerinde ki en ufacık safi boşluklara o kurdu yerleştirdim. Yetmezmiş gibi bunu birde kendime alışkanlık edindim. Haliyle o kurdu, geçen her gün istedikleriyle besledim büyüttüm…

        Üstüne eklenen filmin diğer başrolünün gafletleri, beni kıran sarsıcı zaafları tuz biber ekti.

        Geçen onca zamanda kalbimin beni bile şaşırtan ritmi, kendime verdiğim zararı fark etmemi engellemiş, hatta kör etmiş.

        İlişkiyi yıpratan, ona zarar vermeme sebep olan, dahası bizi hızla tüketen korku yüklü kaygılarımla uğraşırken “Konuşan Resimler” e denk geldim.

        Ebru Ceylan hem çizmiş hem yazmış. Her fırça darbesinin yaşamasını istediği için birilerinin resimlere ses olmasını istemiş. Yani ifadesinde, anlatımında boşluk kalmasın, bize doğrudan ulaşsın, aralara içimizdeki kurtları yerleştirmeyelim diye resimlerini konuşturmaya karar vermiş. Biraz dertleşince önüme bir resim ve metin koyup bu senin dedi.

        Benzer benzeri çeker. Cenneti yaşayan cennete… Cehennemi yaşayan cehenneme doğru yol alır.

        Lupelius’un felsefesine göre bizim varlığını yarattığımız süreçler uygun olayları kendisine çeker ve bu olaylar bizim içinde bulunduğumuz durumları yeniden yaşamamıza neden olur. Ve sadece irade gücü bu kısır döngüyü değiştirebilirmiş… İster olumlu ister olumsuz olsun insanın düşünceleri daima yaratıcıymış. Mutlaka ortaya çıkacak zamanı bulurmuş.

        Evrenin sırrı buymuş yani. Düşünce yaratıcıdır.

        Benim ki gayet basit. Dört yapraklıyı buldum mu bitiyor mesele…”

        Derdime bir çözüm ararken dermanımı okurken buldum kendimi. Benle bu denli örtüştüğünü görünce “Konuşan Resimler” sergisinin içine hevesle dâhil oldum. Sesi olduğum bu resim ve metin sergi sonrası Beren Saat tarafından alınmış. Umarım bu tablo yerini bulduğu anda, görenlerde de bendeki gibi etkiler yaratır.

        Nasıl mı?

        Endişe yüklü düşüncelere odaklandıkça yaşadığım anları ne denli olumsuz algıladığımı gördüm. Korku yüklü kaygılarım, yaşadıklarımı kendine benzetmeye başlamış. İçimde büyüttükçe, her şeyin üzerine karabasan gibi çullanmış. İyi düşün iyi yaşa derler ya ben bize tam aksini etmişim fark etmeden. Kötü düşündükçe kötüleştirmişim durumu.

        Silkelendim…

        Şimdi yapmam gereken, açtığım yaraları irademle sarmak ve dört yapraklı yoncamın üzerinde ki kurdu çekip almak…

        Diğer Yazılar