Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İnsanoğlu var olabilmek için topluluk halinde, birlikte olmaya muhtaçtır. Bu ilk çağlardan beri ihtiyaç duyulan bir durumdur. Fiziki ve duygusal ihtiyaçların tüm karşılığı birlikteliktedir. İnsanca yaşayabilmenin en temel gerekliliklerindendir.

        İnsanlar ırklarına, renklerine, inanışlarına bazen de sadece aynı topraklarda oluşlarına göre topluluklar kurmuş buna birde isim verip yaşam sürmüştür. Tarih bu toplulukların değişen yapı ve hikâyeleriyle doludur.

        Bu günü ve yaşadıklarımızın kıymetini anlayabilmek için konu ne olursa olsun hep kaynağına inmeye çalışmışımdır. O yüzden birlikte, yani biz olabilmenin gerekliliğini en temelinden hatırlatmak için bu satırlarla başladım.

        Yaşadığımız topraklarda pek çok farklı din, etnik yapı ve ırktan insan bir arada. Bu ülkenin güzelliğini besleyen en temel sebeplerden biridir hatta çeşitliliğimiz.

        Birlikte güvenle ve yine birlikte alacağımız kararların öncülüğünde yaşayabilmek için bu topraklarda 92 yıl önce Cumhuriyet kuruldu. Her yıl kutlayabilmenin coşkusu da yeniden hatırlatıp birleştiriyor olmalı bizleri.

        Cumhuriyet ilan edildiği tarihte, şimdiki gibi iletişim kaynaklarına sahip değildik ve Başkent Ankara’dan yola çıkan bir postacı iki gün sonra kendini, bugün Antalya’ya bağlı olan Kaş’ta buluverir. Orda yaşayanlara vereceği çok güzel bir haberi vardır. Atatürk bu ülkede artık Cumhuriyeti resmen ilan etmiştir. Postacının haberi hemen kulaktan kulağa yayılır ve herkes heyecanla meydana toplaşır. Halk çok mutlu olmuş ve kutlamalar yapmaya başlayınca da bizim postacı bu anı ölümsüzleştirecek bir kare fotoğraf çekmiştir. Günler sonra geri dönen postacı filmini tab ettirip fotoğrafı Atatürk’ün de görmesini sağlar. Böylesi büyük bir emek ve zahmetle kurulan Cumhuriyetin haberini alan, halkın sevincini gören Atatürk, Kaş’ı bu Cumhuriyetin ilk ilçesi yaparak ödüllendirmiş.

        Bende bu hikayeyi, oradayken tesadüfen tanıştığım yaşlı bir amcadan dinledim. O gün den beri Kaş’ta 29 Ekim’in başka bir anlamı varmış. Her yıl bütün esnaf meydana masalar koyup birlikte kocaman sofralar kuruyor ve kutlamalar yapıyormuş.

        İlçenin her yerini kırmızı bürüyor ve çocuklar fener alaylarıyla dolaşıp, marşlar okuyor. İnsan böylesi bir kutlamaya dahil olunca ayrı bir gurur ve coşku yaşıyor…

        Son zamanlarda hepimizin canını derinden yakan terör olaylarının yaşattığı korku yüzünden, bu yıl Kaş ta da kutlamalar geçmiş yıllara göre buruk geçmiş!

        Bu topraklarda, bu bayrağın yaşattığı bağımsız ve özgür ülkemizde şimdiler de daha bir zamanıdır el ele vermenin, biz olmanın ve zamanıdır şimdi bir kişi olmanın önemsiz, yetersiz olduğunu düşünmekten vazgeçip, dahil olmanın.

        Siyasi görüşünüz, düşünceniz ne olursa olsun bütün vatandaşlarımızın, bu ülkenin geçmişini, neler yaşadığını anımsayıp, bu gün seyirci kalmak yerine fikrini belirtmesinin, oy vermesinin yani en önemlisi dahil olmasının tam zamanıdır şimdi.

        ******

        Siz de hayata, duyguya, insana dair fark edişlerinizi ve biriktirdiklerinizi benimle paylaşın…

        Ben de kendi hislerimden kalemime döküldüğü kadarıyla sizlere dokunabileyim

        Diğer Yazılar