Sanal Cesaretler
Birinin kokusunu duymak başkadır, tenini hissetmek, sıcaklığını bilmek, tavrını, gözlerini görmek başka, bambaşkadır. Dokunmak, konuşarak anlatılanların ötesinde bir tanışıklık sağlar. Söyleyemediklerimizi iletir ve onu bize hissettirir. Üstelik en safiyane halinden, masumiyetinden…
Hani bazen neden sevdiğinizin sebebini bilemezsiniz ya da bir türlü anlam veremezsiniz. Onca farklılığa rağmen O’na bu denli bağlanışınıza ve tutkunuza… Öylece oluverdi deyip geçiştirirsiniz. Bunların sebebi işte o dokunduğumuzda aktardıklarımızdır.
Yani başka dilde anlaşmalarımızdır.
Böylesi tanışmalar ya tesadüfler ya da vesilelerle gerçekleşir. Sonrasında adına şans ve kader diyeceğimiz hallerdir… Hepimizin arzu edeceği, yaşamak isteyeceği cinsten yani.
Bir de uzaktan, dokunamadan yaşadığımız fark edişler var. Sanal ortam keşiflerimiz. Yine ya ortak arkadaş ya da tesadüfi bir tıkla ulaştıklarımız.
Oralarda hepimizin özgüveni ve cesareti normalden daha yüksektir. Daha korkusuz daha girişken oluruz. Yani zor kısmı aşmak daha kolaydır, öyle gözükür.
Bir merhaba demek, tanışmak istemek, isteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü karadır cinsindendir. Cevap gelirse karşıdaki ne yüzünüzün kızardığını ne utandığınızı görmeyeceğinden aklınızdaki tüm soruları sorarsınız. Zaten dokunmadığın birini kaybetmenin endişesi yoktur. Belki de bu yüzden daha net ve samimi bile olabiliyoruzdur…
Eskiler bu işlere hiç güvenmez ve yersiz bulurlar, bazı durumlarda haklıdırlar ama ne biz eskilerdeniz ne de şartlarımız…
Hal böyle olunca önümüze çıkan her fırsatı değerlendiririz, sıcaklığını hissedebileceğimiz birileri için.
Böylesi netliklerle başlayan iletişimde ki kişiler karşı karşıya geldiğinde bir dokunuşla da birbirlerini hissediyorsa belki de hep bildiğimizin dışında daha güçlü aşklara adım atıyorlardır.
Elbet sonunda acı tecrübeler yaşayanlarımız, pişmanlıklar hissedip sebebini de O’nu bulduğu yere bağlayıp “zaten buralardan adam çıkmaz” diyenlerimiz de var.
Bence mesele, sanal ortamdaki özgüven, netlik ve cesaretimizi gerçek hayatta da gösterebilmemizle alakalı. Dengeyi kurabildikçe iletişimlerimizdeki başarıda artacaktır.
İnsan önce kendine açık ve çıplak olmalı, bunun için gerekli cesareti toplamalı. Ne olduğunun ve yapabileceklerinin netliğiyle yüzleşmeli.
Bir de bunu karşıdakine ifade edebilmeli.
Sonrasında,
Tanışıklıklarımız ister sıcak bir tokalaşmayla isterse de parlak bir ekrandaki merhabayla olsun…
******
Siz de hayata, duyguya, insana dair fark edişlerinizi ve biriktirdiklerinizi benimle paylaşın…
Ben de kendi hislerimden kalemime döküldüğü kadarıyla sizlere dokunabileyim
byucel@haberturk.com
