Datça'da görmeniz gereken yerler!

Tümay Yazıcı, HT Cumartesi'de Datça'yı kaleme aldı.

YÜREĞİNİZİ ESİR ALIYOR

“Burda oturup da burdan etkilenmemek mümkün değil. Herifler keyif için yaşıyor, bu abartılacak bir şey değil çünkü kendiliğinden oluşuyor. Adamlar toprağın, suyun, ışığın yan yana gelip bir birleşim oluşturmasından doğan her türlü zevki tatma lüksüne sahipler” demiş Can Yücel, Datça ve Datçalılar için. Onun Mekânım Datça Olsun’daki mısralarına hayat veren Datça’nın peynir kekiği kokusu; yazın kavurucu sıcağını ortadan kaldıran rüzgârı; baharda beyaz, sarı ve mor papatyaları; mavi-yeşil koyları buraya gelenlerin aklını ve yüreğini esir alıyor.

HAYITBÜKÜ’NDE HUZUR BULUN

235 kilometre uzunluğundaki Datça sahil şeridi büyüklü küçüklü 50’den fazla koyla bezeli. Bunların en ünlüleri, Hayıtbükü ve Palamutbükü. Hayıtbükü, bir ucundan diğer ucuna yürümenin birkaç dakika sürdüğü küçük bir koy. Kış aylarında çok sessiz, ama mayıs gelince burada hayat canlanıyor. Sahildeki balık restoranları, deniz ve güneşle yıkanmış yerli yabancı turistleri ağırlıyor. Mavi Yolculuk’a çıkmış yelkenliler, koyun ahşap iskelesine yanaşıyor. Buraya hâkim olan tek şey, huzur. 2 kilometre uzunluğundaki plajıyla Palamutbükü’nde de hayatın benzer bir ritmi var.

Datça, yemeye içmeye meraklı gezginleri fazlasıyla memnun edecek yörelerden biri. Deniz ürünlerinin yanı sıra kaya koruğu, papatya, kapari ve otlarla hazırlanan mezeler, damağınızda unutulmayacak tatlar bırakıyor.

KNİDOS’TA GÜNBATIMI HARİKA

Datça’nın bütün köyleri çok güzel, ama Knidos antik kentine gelmeden önceki Yazıköy’ün bambaşka bir atmosferi var. Beyaz evlerin kapıları, pencerelerinin çerçevesi maviye boyanmış. Evleri sarmış ağaçların yaprakları, batan güneşin yumuşacık ışığıyla oynaşıyor, rüzgâr da onlara eşlik ediyor. Knidos antik kentinin kalıntıları da bu düşsel köyden itibaren başlıyor. Astronomiden tıbba, eczacılıktanmimariye uzanan bir alanda adını duyurmuş; dünyanın yedi harikasından biri olan İskenderiye Feneri’ni yapan mimar Sostratos’tan dünyanın ilk astronomi bilginlerinden matematikçi Eudoxos’a kadar birçok aydın yetiştirmiş Knidos’un kalıntıları arasında dolaşırken rüzgârın getirdiği iyot, kekik ve papatya karışımı müthiş kokuyu içinize çekin. Sonra antik kentin küçük limanından günbatımını izleyin. Akşam, kadehinizi bu güzelliklerin şerefine kaldırın.

ESKİ DATÇA’YI KEŞFEDİN

Doğanın çok cömert olduğu Datça’daki gezinize, merkeze 8 kilometre uzaklıktaki Kızlan Köyü’nden başlayın. Yarımadanın bekçileri taş yel değirmenleri bu köyün yakınında yer alıyor. Sonra, Can Yücel’in son yıllarını geçirdiği Eski Datça’nın dar arnavutkaldırımı sokaklarında begonvillerin sarmaladığı taş evlerin ve badem ağaçlarının arasından süzülen gün ışığını takip edin. Datçalı kadınların el işlerini sattığı dükkânlara uğrayın. Can Yücel’in evinin önünden geçerken üstada, dobra ve hınzır mısraları için selam durun. Buradan ayrılmadan önce, Kayra Çay Bahçesi’nde taze otlardan hazırlanan bitki çayınızı yudumlayın.

YÖRESEL OTLARI TADIN

Datça’nın bademi meşhur. Günlük taze balığın yanı sıra, yöresel otlardan yapılmış mezeleri tatmanın da tam mevsimi. Kabak çiçeği dolmasını mutlaka deneyin.