Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Bir rivayete göre bir gün Osmanlı sultanı halkını tanımak için habersizce bir evin kapısını çalar. Uzunca sohbet ettikten sonra karnının aç olduğunu söyler. Ev sahibi utana sıkıla evinde olan en değerli malzemelerle yapılmış çorbayı pişirir. Sultan çorbayı çok beğenir adını sorar kadın “Dar hane“ (fakir çorbası) der. O günlerden bugünlere bu çorba tarhana olarak gelmiştir.

Türk mutfağının en kıymetli çorbası neredeyse her evin kurtarıcısıdır. Çok da önemli bir misyonu vardır; Anadolu kadınları şehirde yaşayan çoluk çocuğuna “kışlık” adı altına memleketinin otları, baharatı, bakliyatıyla fermente ederek yaptığı tarhanayı köyünden bir hediye olarak gönderir. Sırf yavruları, torunları ara sıra en azından çokça sağlık dolu bir çorba içsin, soğuk kış günlerinde içleri ısınsın diye…

Restoranlarda olmama sebebi bu olabilir mi? Sadece evlerimize sıcak yuvamıza ait bir çorba…

Çorbasının binlerce yıl geçmesine rağmen hala yapılmakta olması şaşırtıcı değil mi? Sanki ilk keşfedilmiş çorbaymış gibi. Bu sürekliliğini lezzetli ve doyurucu bir çorba olduğunun bir kanıtı olarak düşünüyorum.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua