Öğrenmenin yaşı ve yeri yok! Çay bahçesindeki kalabalığın en gençleri olan, yaşları 50’yi çoktan geçmiş 5 arkadaş, Kasım ayının son günlerinde insanın içini ıstan yazdan kalma güneşin tadını çıkarırken içimizden biri ‘cuffing season’ deyimini cümle içinde kullandı. Onun dışında kalan dört kişi cümleden bir şey anlamadığımızı belli etmemek için cevap olarak saçmaladığımızdan olsa gerek arkadaşımız, “Cuffing season’ın ne demek olduğunu bilmiyor musunuz?” deyip güldü. “Kelepçe mevsimi” diye atıldı içimden biri; cümlesinin gerisini getiremedi. Çabalamanın anlamı olmadığını düşünüp “Cuffing season’ı da ne yaa, kış geldi kestane gibi pazarda kelepçe mi satılıyor” diye ahmakça bir espri yaptım. Arkadaşı açıkladı: “Ya insanlar günlerin kısalıp gecelerin uzamaya başladığı Ekim ayı ile Mart ayı arasında insanlar aşık olmaya daha yatkın oluyorlarmış. Bu yüzden de bu döneme ‘cuffing season’ yanı ‘kelepçeleme mevsimi’ diyorlar…”
“Lütfen bir yerlerinden mevsim uydurmasınlar. Aşık olmakla günlerin kısalmasının, havaların soğumasının ne alakası var… Hem yaz aşkı diye bir şey var yaz aşka daha uygun değil mi” dedi bir arkadaş… Bir diğeri atıldı: “Lan Kasımda aşk başkadır diye bu yüzden mi diyorlar!”
Daha birkaç dakika önce duyduğumuz bir terimi sanki kırk yıldır üzerine çalışıyormuşuz gibi analiz etmemizin sakilliği konuyu açan arkadaşımızı kızdırdı: “Boş boş konuşmayın hem bilmiyorsunuz hem bir araba laf ediyorsunuz. Bu durum birçok bilimsel araştırmaya da konu olmuş. Havaların erken kararması, güneş ışığının daha az görünmesi azalıyor vücutta serotoninin azalmasına neden oluyormuş. Böyle olunca da insanları daha depresif yapıyormuş. İnsanlar daha depresif ve moralsiz olduklarında birilerine sarılmayı, daha çok istiyorlarmış…”
HAVA NE KADAR SOĞUKSA ROMANTİK FİLM İZLEME İSTEĞİ O KADAR ARTIYOR
Sırf havalar soğuyup, erken karardığı için insanların aşka kapılarını sonuna kadar açtığı düşüncesi çok saçma geldi doğrusu. Taa ki 2000’lerin başlarında bir grup bilim insanının erkeklerin kadınlara ilgisinin mevsimlere göre nasıl değiştiğini araştırdıkları çalışmayı görene kadar. Araştırmada bilim insanları erkeklere farklı mevsimlerde aynı kadınların fotoğraflarını gösterip değerlendirmelerini istemişler. Sonuç; kışın erkeklerin kadınları daha çekici bulduğu ortaya çıkmış…
2011’deki bir araştırmada ise hava ne kadar soğuksa insanların romantik filmler izlemek için o kadar çok istek duyduğunu iddia ediyor. Çalışmayı yapan bilim insanları, “Fiziksel soğukluk, psikolojik sıcaklık ihtiyacını harekete geçiriyor ve bu da romantik filmlere olan ilgiyi artırıyor” diyor.
Bu durama ilk kim ‘cuffing season’ (kelepçeleme mevsimi) demiş bilinmiyor. 2009-2010 civarında İngilizce’de ‘ciddi bir ilişkiye başlamak’ anlamında argoda kullanılan ‘cuffing’inden geldiğini iddia edenler var.
BBC’ye konuşan San Jose Eyalet Üniversitesi'nden psikoloji doçenti Christine Ma-Kellams “Kelepçeleme mevsimi, çiftleşme davranışlarının mevsimsel olduğu fikrine atıfta bulunuyor” diyor: “Bunun neden gerçekleştiği konusunda bir fikir birliği yok. Porno ve flört siteleri aramaları yılda iki kez zirveye ulaşıyor. Kışın ve yazın!” İnternette cinsellikle ilgili terimler için yapılan aramaların yoğunluğu üzerine yapılan bir çalışmada altı aylık tutarlı bir döngü olduğu ve bu konudaki aramaların kış ve yaz aylarında zirveye çıktığı görülmüş.
Flört uygulamalarında elde edilen verilere göre de en yoğun aktivite Kasım sonu ile Şubat ortasıymış.
‘KASIMDA AŞK BAŞKADIR’ LAFI DİĞER TÜM AYLARDAKİ AŞKLARA HAKSIZLIK
Çay bahçesinde arkadaşımdan duyana kadar haberimin olmadığı bu ‘mevsim’le ilgili internette yüzlerce yazı olduğunu gördüğümde, “Aşk benim en büyük işim, daha doğrusu biricik işim olmuştur her zaman ama ben genellikle mutsuz bir âşık olmuşumdur!” diyen Stendhal geldi aklıma. Onun da benim gibi ‘Kelepçeleme Mevsimi’nden haberi olmadığına eminim. “Duygusal kadınların yanında hüzünlü, hoppaların yanında küstah biriymiş gibi görünmeli ve bazen de tersini yapmalı; her zaman uyanık, her zaman zarif ve nükteli olmalı... Bir kadını eğlendirin, ona sahip olursunuz! Bir can sıkıntısından ustaca yararlanmalı, buz gibiyken ateşliymiş gibi, yanıp tutuşurken soğukmuş gibi davranmalı... Her şeyden önce hiçbir fırsatı kaçırmamalı, herhangi bir başarısızlıktan ürkmemeli; çünkü kadınlar çoğu zaman bir erkeğin yüzünü unuturlar...” diyen büyük yazar tüm bunları hangi mevsimde yapılması gerektiği hakkında bir detay vermiyor. Bence vermesine gerek de yok.
Aşka bu kadar hesaba kitaba gelen bir şey değil! Hava durumuyla, yağmurla, karla, keşişlemeden esen rüzgarla aşkın ne alakası olabilir Allah aşkına… Konuyla ilgili araştırma yapan tüm bilim insanlarına saygı duyuyorum ama ben bu ‘kelepçeleme mevsimi’ işine pek inanamadım. ‘Kasımda aşk başkadır‘ lafı Aralık, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim’deki aşklara haksızlık gibi geliyor bana…