Spartak Trnava - Fenerbahçe maçının yazar yorumları
UEFA Avrupa Konferans Ligi H Grubu ikinci maçında deplasmanda Slovakya'nın Spartak Trnava ekibini 2-1 yenen Fenerbahçe, galibiyet serisini sürdürdü. Teknik direktör İsmail Kartal'ın oyuncu değişikliğinde yaptığı hamleler sonuç verdi. Değişiklikler öncesinde özellikle orta sahada oyunu hızlandırmakta zorlanan sarı-lacivertliler, bu sürecin ardından hücumda daha etkili göründü. İsmail Kartal, maçın 63. dakikasında Mert Hakan Yandaş-Sebastian Szymanski, Miha Zajc-Fred Rodrigues ve Rodrigo Becao-Alexander Djiku değişikliklerine gitti. Yapılan bu hamlelerin 7 dakika sonrasında 70. dakikada Fenerbahçe golü bulmayı başardı. Spor yazarları Spartak Trnava - Fenerbahçe maçını değerlendirdi
UĞUR MELEKE: Dün gece itibariyle Avrupa’daki takımlarımız bu sezon 30 müsabakayı tamamladılar. Fenerbahçe’nin Slovak rakibine karşı tam 9 oyunculuk bir rotasyonla sahaya çıktığını gördük. Batshuayi’li, King’li, Kent’li, Mert’li bu kadro, iki hafta önce Kadıköy’de Nordsjaelland’e karşı işi yarım saatte sert presle bitirmişti. Zira Danimarka ekibi bir proje takımı. Trnava’yı yıkmak için üçüncü bölgede daha fazla kalite gerekiyordu. 60’ta Szymanski ve Fred’in girişiyle kalite arttı; atak sürekliliği sağlanınca galibiyet golleri de geldi zaten.
GÜRCAN BİLGİÇ: İlk maçta da benzeri olmuştu. Koşucu ön tarafa ile oynadığınız zaman, set oyunu rafa kalktı. Trnava karşısında da direkt rakibin üstüne gitmek isteyen anlayış taktik tahtasına çivilendi. 76'ya 24 topla oynama oranını getirdi bu tarz ama, pozisyonları eksik bıraktı. Fred, Szymanski hamleleri ile Fenerbahçe "şapkadan tavşan çıkarma" düğmesine bastı. Baskı yine devam ediyordu ama bu kez topun "aklı" vardı.
Joshua King'in ilk golündeki hırsı – ısrarı, ikincisindeki takipçiliği ve enerjisi, en az galibiyet kadar değerliydi. Sonuçtan bağımsız, takım olarak ortaya koydukları kazanma arzusu, topu kaptırdıklarında geri almak için gösterdikleri enerji, hep akıllarına golü koymaları ve zamanı bunun için kullanmaları her şeyden önemli. Başka bir takım ve teknik adam var orada...
ERCAN GÜVEN: Ezeli rakibi Şampiyonlar Ligi’nde Dünya Devi’ne Manchester’i dar edip 14 x 14 fiyakasını gölgeleyince, Fenerbahçe’nin yüreğine kar yağdı. Tadı kaçtı resmen. Fenerbahçe Yönetimi ezeli rakibe ekrandan salvo yaparken, Fenerbahçe takımının Spartak Trnava’ya tam saha pres değil, tam saha hücumla saldırması beklenirdi. İçeride/dışarıda “Tora Tora” bunu gerektirirdi…
Lakin, “ederi” Fenerbahçe’den çok az olmasına karşın Spartak Trnava “kağıt helva” değildi. Savunma yaparken hızlı kanatları ile her an kontrataka hazırdılar. King sakatlanınca Batshuayi ile birlikte çıktı, Tadiç ve Umut girdi ki, maçın bitmesine sadece iki dakika kala Fenerbahçe’nin en iyilerinden Oosterwolde’nin hatası rakibin golü oldu.
İsmail Kartal, Konferans Ligi eleme ve grup müsabakalarına “dostluk maçı” muamelesi yapıyor ve Avrupa’da rotasyon dipten kum çıkarıyor. Sonuçlara bakarsanız bir sakıncası yok. Ancak Trnava karşısında galibiyet için yıldızlar gerekti işte. Belki de fazla geliyor dokuz değişiklik İsmail Hocam!..
EMRE BOL: Son lig maçından 9 farklı oyuncuyla sahadaydı Fenerbahçe… Sadece Becao ve Osayi- Samuel'in rotasyona uğramadığı karşılaşmada son dönemlerde alıştığımız gümbür gümbür Fenerbahçe'yi izleyemedik. Özellikle orta sahada Mert Hakan ve Zajc beklentileri karşılayamayan oyunculardı. Hücum ederken rakibe yerleşmek için çok fazla zaman veriyorlar. Bu zamanı iyi değerlendiren rakip Fenerbahçe karşında neredeyse hiç eksik yakalanmadı.
Böylesi kapanan takımlar karşısında pas hızını yukarılara çekmek zorundasın. Crespo ve Oosterwolde'yi çok beğendim. İkisi de inanılmaz mücadele ettiler. İsmail hocanın bundan sonraki maçlarda rotasyon yaparken bazı kliklere dikkat etmesi gerekiyor. Oyuncu dinlendirme ya da bütün futbolcuları kullanma durumunu sonucu aldıktan sonra da yapabilir.
ENGİN VEREL: Becao ve Osayi'yi 'kesememişti' İsmail hoca... Karşılaşmanın ilk 22 dakikası şut yok. Top Fenerbahçe'nin kontrolünde ama oyun değil. Fred'siz, Tadic'siz, İrfan'sız, Dzeko'suz başka bir Kanarya bu. Tanınmıyor! İki sene öncenin muhteşem ikilisi Zajc-Crespo, sanki İsmail Kartal'ı unutmuş gibi! Hoca da Zajc'a tahammül edemedi.
63'te Szymanski ve Fred, mecburen Mert Hakan ve Zajc'tan orta sahanın anahtarını devraldı. Ritim geldi, rakip yarı alanda pas yapmaya başlayan Fenerbahçe geri döndü. Kıpırdayan King, soyadının hakkını verdi. Attı! Sonra bir tane daha attı, rahatlattı. Fred ve Szymanski de iyi ki var derken Trnava'nın golü geldi. F.Bahçe ilk kez dış sahada gol yedi. Bu nazarlık olsun, uyarı olsun. O eski takıma dönüş olmasın...
ÖMER ÜRÜNDÜL: Trnava'da futbol kalitesi vasatı aşmayan, mücadeleye dayalı bir futbol izledik. Fenerbahçe rotasyonlu kadrosuyla oyunu domine eden taraftı. Ancak maç eksiği olan ve birbirleriyle uyumları yeterli olmayan oyuncular bir arada olunca hücum girişimleri planlı programlı değildi. Kadro kapasitesi çok sınırlı olan Trnava, sadece mücadele ediyor ve iyi savunma yapmaya çalışıyordu.
King kişisel gayretiyle takımını öne geçiren çok güzel bir gol attı. Ardından Fred'in sıfırdan "al-at" dediği topla farkı ikiye çıkardı. Basit bir hata sonucu Trnava farkı bire indirdi ama Fenerbahçe yine 3 puanın sahibi oldu. Fenerbahçe'nin 2 kulvarda da müthiş serisi dün yine devam etti. 9 kişilik rotasyon sadece birinciliğin garantilendiği grubun son maçında yapılır. Dünyada grup aşamasında 2. maçta 9 rotasyon yapan bir teknik adam yok. Diğer bir düşüncem, Fred, Tadic ve Dzeko'yu fazla idareli kullanayım demek onların fizik gücünü düşürür.
SERDAR ALİ ÇELİKLER: İsmail Kartal, doğru bir kararla takımını Spartak Trnava karşısına ciddi rotasyon yaparak çıkardı. Ama iki "evlat" kontenjanından isim (MHY ve Zajc) aynı anda sahada olunca takım, adeta 2 kişiyi taşımak zorunda kaldı. Takımın kalitesi kötü döneminde iken "idare eder" denilen bu isimler, takım kalitesi yükseğe çıkınca direkt "en zayıf halka" olarak sırıtıyor.
Crespo, Jayden, Kent ve King takımın iyilerindendi. O kadar isim de yetti zaten. İyi oynayan Jayden bir hata yaptı ve deplasmanda yenilen ilk gol nazar boncuğu oldu. Her maç iyi oyun olacak diye bir şart yok.
İsmail Kartal da herhalde zayıf rakibe karşı bile olsa 2 kontenjan senatörünün kaldırılmadığını görmüştür. 15'de 15 de tarihte ilk defa Avrupa galibiyet sayısı toplam mağlubiyet sayısını geçmesi (104-103) de İsmail Hoca'nın çalışkanlığına ödüldür.
