Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Dâhi adamın koleksiyonu geldi

        HT CUMARTESİ / ESRA ÇORUH

        Ne olduysa 2011 ilkbahar-yazında oldu. Modanın dâhi tasarımcısı kendi markasıyla çıkardığı kadın koleksiyonuyla kadınların başını bir kez daha döndürmeyi başardı. Tüm moda otoriteleri bir konuda hemfikir; Tom Ford, son yılların dâhi tasarımcısı olarak tarihe çoktan geçti... Eşsiz stili, modaya getirdiği yenilikler, özel hayatı, eğlenceli kimliği ve aykırı yaşam tarzıyla dünyayı ele geçirecek adeta. Peki Tom Ford yani Thomas Carlyle Ford bugünlere nasıl geldi? Tabii ki hiç olay olmadı. Ama adını moda dünyasının kar altın harflerle yazdıracağı aslında çocukluğundan belliydi. 1962'de Teksas'ta doğan başarılı tasarımcının annesinin 12 yaşındayken ona aldığı bir çift Gucci Loafers ayakkabı Ford için bir işaretti belki de. Daha 12 yaşındayken Gucci'ye gönülden bağlanması, markanın baş tasarımcısı olmasını sağlayacaktı.

        SANAT TARİHİNDEN TASARIMCILIĞA

        17 yaşında yuvadan uçma vakti gelmişti. Yolculuk, sanat tarihi okumak üzere modanın kalbinin attığı şehir, New York'aydı. Sanat tarihinin kendisine göre olmadığını anlayıp dünyanın en tanınmış tasarım okullarından Parsons School of Design'da mimarlık okumaya karar veren ünlü tasarımcı, daha sonra son yılında bölüm değiştirerek moda okumaya karar verdi. Ve artık ne istediğini biliyordu, moda tasarımcısı olacaktı.

        Mezun olduktan sonra soluğu Chloe'nin halkla ilişkiler departmanında aldı. Ama aklında moda vardı. Bir ay boyunca her gün tasarımcı Cathy Hardwick'in kapısını aşındırdı ve sonunda da asistanı olmayı başardı. Hardwick, Ford'u neden işe aldığını şöyle anlatıyordu: "Ona en beğendiği Avrupalı tasarımcıları sordum. Bana 'Armani ve Chanel' dedi. Bir ay sonra neden bu cevabı verdiğini yeniden sorduğumda, 'Çünkü her gün mutlaka bir Armani giyiyorsun' oldu." Ford verdiği cevapla aslında ne kadar zeki olduğunu kanıtlıyordu. Hardwick'le çalışmak, merdivenlerin sadece ilk basamağıydı.

        UYUYAN DEVİ UYANDIRDI

        Tom Ford Amerika'dan sonra İtalya'yı fethetmeyi aklına koymuştu. Daha doğrusu Milan'ı fethetmeye gelmişti. İsminin asıl duyulmasını sağlayacak adımı 1990'da Gucci'nin kapısından içeri girerken attı. Gucci gibi markayı o dönemde hayata döndürebiecek tek isim oydu. Gucci, o dönemde herkesin hayallerini süsleyen bir marka olmaktan çok uzaktaydı. Tom Ford Gucci'yi indiği tahtına tekrardan oturttu. Artık Gucci giymek, bir anlamda Tom Ford imzasını taşımak demekti. Markanın 2000'de Yves Saint Laurent'e geçmesiyle, bu kez YSL'nin baş tasarımcısı oldu. Ve 2004'e kadar Gucci'nin kralı olarak kaldı.

        BAŞARILI OLMASAYDIM ÇOK MUTSUZ BİR İNSAN OLURDUM'

        Ünlü tasarımcı markayı hak ettiği yere taşıdıktan sonra istifasını sundu. Moda dünyası bir anda sarsıldı, dahi dirilttiği markayla yollarını ayırıyordu. "Gucci'den ayrılmanın kendisini çok sarstığını, bir anda kimliğini sorgulamaya başladığını" dile getiren tasarımcı, artık zamanın hızla işlediğini, kendisi için en doğru kararı verme vaktinin geldiğini söylemişti. Tom'un toparlanması 2 yıl sürdü ve herkesin beklediği adam muhteşem bir dönüş yaptı. Önce parfümleri, sonra gözlükleri konuşuldu. Yarattığı erkek markası ve kadın koleksiyonuyla moda dünyasını fethetmeye hazırdı. Peki onu bir ikon haline getiren neydi? Bu soruyu "Yeteneğim diğerleri kadar. Başarımın sırrı çok çalışmam da. Eğer bu kadar başarılı olmasaydım çok mutsuz bir insan olurdum" diye yanıtlıyordu.

        Onun şaheseri

        Quantum of Solace filminde Daniel Craig'i tabii ki o giydirdi. Bond, onun için biçilmiş kaftandı. Başarılı tasarımcının sinemaya tutkusu biliniyordu. Ve yıllar süren bekleyişin ardından, "A Single Man" adlı filmde yönetmen koltuğuna oturarak bu tutkusunu özgür bıraktı. Modanı deha isminin yönettiği, Colin Firth ve Julianne Moore gibi yıldız oyuncuların yer aldığı film, başarısız olamazdı, sonuç olarak çok beğenildi, Sevgilisi Jim'i kaybettikten sonra hayatla bağlarını koparan 52 yaşındaki profesör George Falconer'in hikâyesini anlatan filmde dekoratif unsurlar, mekânlar, kıyafetler birarada müthiş bir uyum sergiledi. Tom Ford neden beyazperdeye göz kırptığını şu sözlerle açıkladı: "Moda gelip geçici, üstelik ticari bir iştir. Sinema ise insanın yaratacağı en güzel güç, çünkü kalıcı. Gucci'de çalışırken, modanın nasıl gelip geçici bir şey olduğunu gördüm. Eserlerim bugün vardı, yarın yoktu. Depresyona girdim. Bunun için de sinemayı seçtim."

        32 kadını podyuma çıkardı

        Peki modanın kalbindeki adam, neden kadınlara mesafeliydi bunu hiç düşündünüz mü? Cinsel tercihinden bahsetmiyoruz... Tom Ford'un yıllardır heyecanla beklenen kadın koleksiyonunu, tasarımcının Madison Avenue'deki erkek butiğinde sergilendi ve bundan kimsenin haberi yoktu. Davet alanına varan istisnasız herkesten fotoğraf çekmeyecekleri teyidi yazılı bir şekilde alınmıştı. Tom Ford kadın koleksiyonunu sergiliyor ve dünyanın haberi olmuyordu. Dünya basınına kısa ama öz bir şekilde "Fikriniz umurumda değil" diyordu. Peki kadın koleksiyonunun tanıtımını nasıl yaptı? Tabii ki müthiş bir stratejiyle. İlham kaynağı 32 ünlü kadını podyuma çıkardı. Bu kadınların arasında Beyonce, Lauren Hutton, Julianne Moore ve Daphne Guinness gibi birçok önemli isim yer alıyordu. "İnsanların modayla eğlendiğini görmek güzel, tabii eğlenenler sadece bunu görebilen, dokunabilen ve satın almaya gücü yetenlerdi, kısacası özel olanlar" diye özetleyecekti çok gizli ve özel defilede yaşananları.

        Tom Ford yeni koleksiyonunda bulunan deri trençkotlar, vücudu saran body'ler ve kalem etekler sonbahar/kış sezonunun gözdesi olacak. Tüm dünyada büyük yankı uyandıran, altın varaklı, kilit ve anahtar detaylı ayakkabıları da unutmamak lazım tabii ki...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ