Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Halkın önüne seçenek ve alternatif getirmekle yükümlü olarak göreve başlayan 6’lı masa, ikinci tur görüşmelerine 2 Ekim’de CHP’nin ev sahipliğinde başladı. “Daha adaylarını dahi belirleyemiyorlar”, “Temel meselelerde anlaşamıyorlar”, “Toplanıp toplanıp dağılıyorlar” gibi eleştirilere ve masa dağılıyor algısı yaratmaya çalışanlara yanıt niteliğinde bazı kararlar aldı.

        Temel Politikalar Komisyonu adı verilen bir komisyon kuruldu. Bu komisyon, partilerin ortak propaganda ve seçim beyannamesinin hazırlanmasından tutun da seçimden sonra 6 partinin ülkeyi nasıl yöneteceğine, kararların nasıl alınacağına varana kadar çok titiz bir çalışma yürütecek. Bir metin oluşturulacak ve 6 liderin imzasıyla bir protokole dönüştürülecek. Seçmenin hafızasında kötü çağrışımlar yapsa da bunu, bir nevi koalisyon protokolü olarak düşünebilirsiniz…

        HER PARTİYE BAKANLIK

        Komisyon çalışmalarına hızlı başladı ve daha önce alt yapısı hazırlanan yürütmeye yönelik bazı kararlar aldı. Öncelikle hükümet etme yetkisi alındığında, 6 masada bulunan her partiye bir bakanlık verilmesi planlanıyor. Her partinin lideri doğal olarak bir cumhurbaşkanı yardımcısı kabul edilecek. Bu görevi kabul etmeyen lider, partisinden buna layık gördüğü bir başka ismi aday gösterebilecek. Bu konu liderlerin inisiyatifinde olacak. Nitekim İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Başbakanlık ideali nedeniyle milletvekili olmak istiyor. Akşener’in hedefi bir an önce parlamenter sisteme geçilmesi. Akşener, bu konuda ısrarcı…

        YÜRÜTME KONSEYİ

        Bu çalışmalar, “Daha şimdiden bakanlık paylaşımı yapıyorlar” gibi eleştiri risklerini de barındırmıyor değil ancak hem 6’lı masanın somut içerik üretemediğini söylemek hem de bu eleştiride bulunmak pek insaflı sayılmaz. Altı farklı kurumsal kimliği ve tabanı olan parti bir araya gelmiş, yeni bir yönetim modeli oluşturmaya çalışıyor. Bunlar şimdi konuşulup karara bağlanmazsa ileride daha büyük problemler yaşanabilir.

        Tarım Bakanlığı’nın, Orman, Köyişleri ve Tarım olarak üçe bölünmesi, Aile Bakanlığı ile Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ayrılması düşünülüyor. Altılı masa bileşenleri sosyal yardımlar konusuna büyük önem veriyor. Aile, kadın, gençler ve çocuklar konusunda büyük projeler hazırlanıyor.

        Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın daha önce olduğu gibi ikiye ayrılması planlanıyor. İyi Parti ise Hazine ve Maliye’nin ayrılmasına pek sıcak bakmıyor; bu bakanlığın tek elden yürütülmesini savunuyor. Bir Göç Bakanlığı kurulması düşünülüyor ve göçmen politikalarıyla ilgili çalışmalar yapılıyor. Diğer bakanlıklarla ilgili çalışmalar da devam ediyor.

        Gelelim en önemli meseleye... İster 6’lı masa içinden isterse dışından bir aday belirlensin, yürütmenin ortak bir akılla ve sinerjiyle çalışmasını sağlayacak Geçiş Süreci Yürütme Konseyi kurulması planlanıyor. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu gibi altı partinin genel başkanlarından oluşacak bir komisyon olacak; yönetime dair kararlar alacak ve yürütme yetkisi olacak. Bu hazırlıklar tamamlandığında bir lansmanla kamuoyuna duyurulacak.

        BELEDİYE BAŞKANLARI

        Parlamentoda nitelikli çoğunluğun elde edilmesi de altılı masanın en önemli hedeflerinden biri. Bunu elde edebilmek için A, B, C, D formülleri hazırlandı. Bütün partiler, üyelerine, “Belediye başkanı olmayı düşünüyorsanız milletvekili olmayın” diye talimatlar veriyor. Çünkü genel seçimden bir yıl sonra belediye seçimleri var. Parlamentodaki çoğunluğun korunması, hatta bir koltuk dahi önemli…

        6’lı masanın anayasayı Meclis’te değiştirecek 400 milletvekili olmasa bile referandum yeter sayısı olan 360 koltuk kazanma hedefi var. Bu da sağlanamazsa, cumhurbaşkanlığı seçimini kazanınca AK Parti’nin parlamenter sisteme dönüş için anayasa değişikliğine sıcak bakacağı öngörülüyor. Bu ayrı bir tartışma konusu…

        KASA MI MASA MI KAZANSIN?

        Yaptığım görüşmelerden edindiğim izlenime göre; altılı masa dikensiz gül bahçesi değil ancak Türkiye siyasetinde halkın, alternatif bir iktidar seçeneği ve ülkenin önünde bulunan sorunların çözümü için bir değişim ve umut zemini olarak görülüyor. Altılı masa bileşenleri cumhurbaşkanı adayı tartışmalarına, kısır çekişmelere bu önemli fırsatı heba etmek istemiyor. İktidar da bu seçimi kazanmak istiyor ve elinde güçlü kamu imkânları var.

        Sonuçta sandık önüne geldiğinde son kararı millet verecek ve ülkenin kaderini belirleyecek. Millet, en samimi, adaletli, kudretli, liyakatli, değerlerine saygılı, güvenilir ve çözüm odaklı gördüğü isme ve onun seçeceği ekibine Türkiye’nin idaresini teslim edecek. Bu süreci, kısır çekişmelere kurban etmemek ve millete hak ettiği seçeneği, çözüm yolunu sunmak bütün siyasi partilerin görevi. Siyaset bunun için var. İdeal olanı; kasa değil ülke kazansın…

        Diğer Yazılar