Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Seçim tarihi artık kesinleşti: 14 Mayıs… En azından Cumhur İttifakı buna göre hazırlıklarını yapıyor. Dış borç ötelemeleri, iç ödemeler hep seçim sonrasına göre şekillendiriliyor.

        Emeklilikte Yaşa Takılanlar meselesinin çözümü için hazırlanan teklif yasalaştıktan sonra ilk maaşların yatırılması, torba yasaya konulacak bazı ekonomik af ve yapılandırma konuları hep seçim tarihine endekslenmiş durumda. Hatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın memur maaşlarına yılın ikinci yarısında yapılacak ek zammı, seçimden önce açıklayabileceği konuşuluyor...

        Seçim ekonomisi tam gaz gidiyor. Belki herkesin üzerinde uzlaştığı tek konu bu. Seçime giderken, iktidar, kesenin ağzını sonuna kadar açmış durumda, her türlü şart zorlanarak seçmeni memnun etmeye dönük adımlar atılıyor. Ufak tefek çıkışlar dışında muhalefet de buna itiraz etmiyor. Çünkü vatandaşı memnun etmek lazım. Seçim var! Her seçim döneminde olduğu gibi toplumun farklı kesimlerinden gelen taleplerin de sınırı olmuyor doğal olarak…

        Çoğu kesim, iktidar vermese bile muhalefet zorlar ve bu düzenleme yapılır yaklaşımıyla hareket ediyor. Bu tespitleri, geçim zorluğu yaşayan vatandaşların kaygılarını paylaştığımı belirterek yapıyorum…

        Daha önce farklı tarihlerde yazdığım tartışmalı birkaç konuya değinmek istiyorum:

        İMAMOĞLU YASAKLANIRSA

        İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilmiş 2 yıl 7 aylık hapis cezası var. İstinaf ve Yargıtay süreci tamamlanırsa İmamoğlu siyasi yasaklı hale gelecek. Aday olup olamayacağı ayrı bir tartışma olmakla birlikte 14 Mayıs’tan önceki bir tarihte İstanbul Büyükşehir’e kayyum atanması da tartışılıyor. Bu durumda işler bir hayli karışacak, hesaplar şaşacak gibi duruyor. İmamoğlu herhangi bir şekilde siyasi yasaklı hale gelir ya da Belediye’ye kayyum atanırsa 6’lı Masa partileri buna ortak ve sert bir tavır gösterme konusunda uzlaştı. Belki de masada üzerinde uzlaşılan en kritik mesele bu. Burada yaşanabilecek bir mağduriyet, hem propaganda olarak kullanılacak hem de buna Adalet Yürüyüşü benzeri bir tepki konulacak. 6’lı Masa bu konuyu görüştü. Alınacak karara göre bir adım atılacak. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da böyle bir karar alınırsa kendisinin de görevi bırakabileceğini ve başka belediyelerde de benzer tutum sergileneceğini söylemişti. Bu kararı de yine liderler verecek.

        SEÇİM KARARINI CUMHURBAŞKANI ALACAK

        Muhalefet seçimin öne alınması için yeni seçim kanununun yürürlüğe gireceği 6 Nisan öncesini şart koşmuştu. Seçimin 14 Mayıs’ta yapılacağı neredeyse kesinleştiğine göre muhalefet erken seçime destek vermeyecek. Bu durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi yenileme kararı alması söz konusu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir durumda ikinci dönemini icra edeceği için Anayasa gereği 2028’de cumhurbaşkanlığına aday olamayacak. Tabi sistem ve Anayasa değişmezse. Seçim tarihi dolmadan TBMM, seçimi yenileme kararı alırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan dönemini tamamlamadığı için bir kez daha adaylığını koyabilecek. Anayasa böyle emrediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim kararı alması durumunda, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından 60 gün sonraki Pazar günü Türkiye seçimlere gidecek. Dolayısıyla Mart ayı başında bu kararın alınması bekleniyor. Bunun erken seçim olmadığı, seçimin öne alınması anlamına geldiği tartışmalarını da yersiz buluyorum. Çünkü her zaman olduğu gibi siyasi partiler kendilerini en iyi hissettikleri veya seçmen desteğinin en üst seviyeye çıktığını gördükleri anda seçime gitmek isterler. Seçimi öne alma kararını kimin aldığı bu açıdan önem taşıyor. Yenisi seçilene kadar Cumhurbaşkanı görevini sürdürecek… Bunda herhangi bir tartışma yok.

        BAŞÖRTÜSÜNDE UZLAŞMA ZOR

        Başörtüsü konusunda CHP’nin kanun teklifine AK Parti, Anayasa değişikliği teklifi ile yanıt vermişti. Burada bir uzlaşma beklentisi ve referanduma gidilmeden konunun çözülebileceği, hatta 6’lı Masa partilerinin farklı tutum izleyecekleri yorumları yapılıyordu. Ancak son toplantıda 6’lı Masa partileri bu konu üzerinde uzlaştı. İktidarın ekmeğine yağ sürecek bir yaklaşım içinde olmayacaklar. Bunun ilk işaret fişeğini AK Parti’nin CHP, İyi Parti ve HDP’den randevu istemesinde gördük. Bu partiler, AK Parti’nin randevu talebine olumsuz yanıt verdiler.

        YETKİ DEVRİ YOK

        Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun sözlerinden sonra, 6’lı Masa projeksiyonuna göre seçilecek cumhurbaşkanının yetkilerini devredeceği yorumları yapılmış ve iktidar cephesinden eleştiriler gelmişti. Bunun anayasaya aykırı olduğunu ben de daha önce yazımda ifade etmiştim. Çünkü cumhurbaşkanı yardımcılarını cumhurbaşkanı atıyor. İstediği zaman da görevden alabilir. Yetki ve sorumluluk cumhurbaşkanında...

        Konunun aslı şudur. Özellikle İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, milletvekili olmak istediği için masada bir formül geliştirildi ve cumhurbaşkanı yardımcıları milletvekili olamadıkları için parti gruplarına başkanlık edebilmeleri için Meclis İçtüzüğü’nde yapılacak değişiklikle konunun çözümüne gidildi. Temel ilke olarak bütün partilerin liderlerinin cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanması ve her kararda olmasa da kritik meselelerde yardımcılara danışılması yönünde bir mutabakata varıldı. Mevcut durumda da kabine toplantısı, benzer bir işlev görüyor. Asıl mutabakatın parlamento çatısı altında sürdürülmesi ve daha çok yasalarla yürütme yetkisinin yürütülmesi, cumhurbaşkanının faaliyet alanında kararname çıkarma yetkisini kullanarak elinin rahatlatılması yönünde ortak bir irade var.

        HDP’NİN ADAY ÇIKARMASI

        HDP’nin cumhurbaşkanı adayı çıkarma yönündeki kararı, siyasi denklemi değiştirecek türden ancak bu adayın Doğu ve Güneydoğu seçmenini üzmeyecek, onların da kabul edebileceği bir aday olması gerekiyor. Ayrıca Selahattin Demirtaş faktörü de var. Yapılan açıklamalara baktığımızda Kürtlerin oyları da bölünmüş durumda. Burada HDP ile Demirtaş’ın söylem uyumu, adayın profili de ayrı bir önem taşıyor. Doğu ve Güneydoğu seçmenini bütün partiler önemsiyor. HDP’ye yönelik kapatma davasının seyri de önemli bir etken olarak karşımızda duruyor. Hal böyle olunca, seçim ikinci tura kalırsa yeni zımni ittifaklarla karşılaşabiliriz...

        Diğer Yazılar