Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        AK Parti, cumhurbaşkanlığı seçimi kazanmak için yürüttüğü çalışmaların merkezine, toplumu ekonomik açıdan rahatlatma hamlelerini koydu. EYT gibi Hazine’ye ek yük getirecek düzenleme bile yaş şartı kaldırılarak yapıldı. Kanun teklifi henüz Meclis’e sunulmadı ancak kısa süre içinde gönderilmesi bekleniyor. Bu arada bana ulaşan okurlarım kaygılı şekilde, “Acaba düzenlemeden vaz mı geçildi?” diye soruyorlar. Ben de kendilerine, vaz geçilmediğini ancak devletin bütün imkânları zorlanarak getirilen bu düzenlemenin seçim takvimine endeksli olarak hayata geçirileceğini söylüyorum.

        Bu seçim herkes için her açıdan zor bir seçim olacak. AK Parti, onca yıpranmışlığa ve ekonomik zorluklara, yeni partilerin denkleme girmesine, karşısında aritmetik olarak üstün bir ittifak bulunmasına rağmen cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağından umutlu. Son ekonomik hamlelerle iniş halinde olan uçağın burnunun hafif havaya kalktığını söylüyorlar. Take off durumuna henüz geçilmediğinin de farkındalar. Yukarı yönlü bir ivmelenme toplumda da hissediliyor ancak işi şansa bırakmamak için her yol deneniyor; her türlü toplumsal talep dikkate alınıyor.

        Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte parlamentonun yapısının da nasıl şekilleneceği, milletvekili ve sandalye sayısı, muhalefetin çoğunluğu elde edip edemeyeceği de AK Parti açısından en az cumhurbaşkanlığı kadar önemsenen bir konu. Bu nedenle sürekli 6’lı masa ve ittifakı dağıtmaya yönelik, oradaki sorunları kaşıyan bir politika ve söylem izleniyor.

        Seçimden sonra ekonomik koşulları yönetmenin güçlüğü konusunda herkes hemfikir. İster istemez uygulanan seçim ekonomisinin sonuçları olacak ve toplumun kemer sıkması gerekecek. Eski tabirle halka acı reçeteyi kimin içireceği ve nasıl içireceği de önem taşıyor. İşte tam da bu noktada cumhurbaşkanlığı seçimini birkaç puanlık farkla kazanmanın vereceği güveni de göz ardı etmemek lazım. 50 artı 1 almak çok zorken, bu şartlarda rakibe 3-4 puan fark atmak hayal gibi görünüyor. Karşı bloğun adayının ya da adayların kim olacağı da önemli tabi...

        AK Parti, Meclis aritmetiğinin de yönetimi zorlamayacak şekilde oluşması için milletvekili seçimi çalışmalarına ve burada izlenecek politikalara, listelere odaklandı. İl başkanlarından istifa edeceklerin talepleri alındı. 40’a yakın talep geldiği belirtiliyor ancak Genel Merkez, bu kadar yüksek istifaya sıcak bakmıyor. Seçim sathı mailine girilmişken ve yoğun bir çalışma beklenirken, yeni il yönetimlerinin oluşum süreci, iç rekabet ve küskünler grubu oluşmasının önüne geçilmek isteniyor.

        AK Parti tüzüğü gereği milletvekilleri için uygulanan üç dönem kuralı var. Üçüncü dönemine giren vekillerin devam edip etmeyeceklerine Cumhurbaşkanı Erdoğan karar verecek. Listeler yapılırken, toplumu heyecanlandıracak yeni adaylar veya parti içinde geri plana düşünmüş, toplumsal tabanı ve karşılığı olan isimlere ağırlık verilecek. AK Parti listelerinde popüler isimler görürseniz şaşırmayın.

        AK Parti, Meclis’te oluşacak aritmetiği en az cumhurbaşkanlığı seçimi kadar önemsiyor dedik. Birçok ankette Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçmen desteğinin AK Parti’nin üzerinde olduğu görülüyor. Parti içinde yapılan yorumlar da bunu doğruluyor. Bu alanda özel bazı çalışmalar yapılması zorunlu...

        Diğer kritik bir mesele ise MHP ile çatılan ve BBP’nin destek verdiği ittifakın listelere nasıl yansıyacağı… Henüz AK Parti ile diğer partilerin ortak liste çıkarıp çıkarmayacakları ya da hangi bölgelerde nasıl bir ittifaka gidecekleri netleşmedi. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hüda-Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile bir görüşme yaptı. Bu görüşmenin seçimde Cumhur İttifakı’na destek amacıyla yapıldığı belirtiliyor.

        Cumhur İttifakı'nda her partinin kendi amblemiyle seçime gideceği ancak seçim ittifakı yapacakları belirtilmişti. 6 Nisan’da seçim barajını yüzde 7’ye düşüren yeni yasa yürürlüğe girmiş olacak. Yeni yasa, ittifak içindeki büyük partiye yarıyor ve artık oyların çoğunluğu büyük partiye daha fazla milletvekili çıkarma şansı veriyor.

        AK Parti’nin amacı Meclis’teki aritmetiğinin de Cumhur İttifakı lehine şekillenmesi olduğu için diğer ittifak ortaklarının da mümkün olan en yüksek sayıda milletvekili çıkarması akla en yatkın olan... Bunun için nasıl çalışma yürütüleceğini, bazı bölgelerde ortak liste yapılıp yapılmayacağı merak ediliyor… Öğrendiğime göre bu konu henüz netleşmemiş…

        HDP İLE İLGİLİ HAVA DEĞİŞTİ

        Farkında mısınız bilmiyorum ama HDP ile ilgili hava ve söylem bir hayli değişmiş görünüyor. HDP’nin de cumhurbaşkanı adayı çıkaracağını açıklaması, HDP Eş Başkanı Mithat Sancar’ın, “6’lı masadan doğrudan diyalog teklifi gelirse bunu kabul ederiz” sözleri, Selahattin Demirtaş’ın da adaylık konusunda ismi geçenlerden olduğu açıklamaları hesapları değiştirdi. Bugünkü koşullar değişmezse herkes hesabını, cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalacak şekilde yapmaya başladı. Demirtaş’ın HDP adayına ne diyeceği ya da aday olup olmayacağı da bir başka kritik mesele.

        Diğer taraftan HDP ile ilgili kapatma davasının seçimden sonraya kalıp kalmayacağı seçmen davranışını etkileyecek unsurlardan olacak.

        Kürt seçmenin oyları da bölünmüş durumda. Bu oyların büyük bölümünün nereye kanalize edileceği seçim sonuçlarını ciddi şekilde etkileyecek. Doğu ve Güneydoğu seçmeninin hangi adaya yöneleceği ya da seçmenin hangi güdüyle sandığa gideceğinin seçimde anahtar olacağını söyleyenler yanılmadı. Geldiğimiz aşama, bu değerlendirmeyi doğruluyor.

        HDP tek başına bütün Kürtler’i temsil etmese de hakkında kapatma davası sürüyor, Hazine desteği donduruldu ve eski genel başkanları cezaevinde… Seçmen bunları da göz önünde bulundurarak bir karar verecektir.

        İkinci randevu talebi kabul edilmese de AK Parti heyeti, başörtüsü konusunda HDP ile bir görüşme yaptı. Bu görüşmeden sonra ya da AK Parti yönetiminin aldığı karar gereği, seçmen nazarında daha yumuşak bir dil kullanılıyor. “Altılı masanın gizli ortağı”, “yedinci ayak”, “terörle işbirliği yapıyorlar” gibi önermeler, yerini daha yumuşak, kucaklayıcı ve kuşatıcı bir dile ve üsluba bıraktı. AK Parti, siyasi retorik konusunda da bir çalışma yürütüyor. Terörle mücadeleden taviz vermeden ve çözüm süreci gibi bir yaklaşıma girmeden “Kürt seçmeni kucaklayıcı mesajlar verelim” yönünde bir politika izleniyor…

        Tecrübelerim ve gözlemlerim beni yanıltmazsa, bu seçimde Cumhur İttifakı, Kürt vatandaşlarımızla ilgili bir hamle yapacak. İkna etmeye yeter mi ya da proje tutar mı bilmiyorum ama Millet İttifakı da boş durmayacak gibi görünüyor…

        Diğer Yazılar