Ataköy de sivri sinek mağduru
Yaz başından beri kentteki sivrisinek istilasına değiniyoruz. Şehrin dört bir tarafından gelen şikayetleri yetkililerin dikkatine sunuyoruz. Bahçeşehir, Sarıyer, Fatih, Esenler, Maltepe, Karaburun, Yeşilköy başta olmak üzere çok sayıdaki bölgeden yükselen isyanı yansıtıyoruz. Bu şikayetler, ‘ilaçlama yapılmıyor’ ortak paydasında birleşiyor. Gerçekten de ilaçlama yapılmıyor. Hatırlarsanız haziran ayının başında Anadolu Yakası’ndaki 13 belediye ortak bir açıklama yapmış, insan sağlığına zararlı, sivrisineklere etkisiz olduğu gerekçesiyle artık ilaçlama yapılmayacağını, larva mücadelesi yürütüleceğini duyurmuştu. Tabii bu kafaları karıştıran açıklamanın ardından da İstanbullu doğal olarak, ‘Madem ilaçlama insan sağlığına zararlıydı, o zaman bunca yıldır niye yapıldı’ diye tepki göstermişti.
YETKİLERİ YOK Kİ!
Anadolu Yakası’ndaki belediyeler, larva mücadelesinden bahsediyordu, fakat Acil Şikayet Hattı’na bölgeden gelen mesajlar, larva mücadelesinin de hiçbir işe yaramadığını gösteriyordu. Zira kelimenin tam anlamıyla sinek akını yaşanıyor, vatandaş pencere açamıyordu. Sadece Anadolu Yakası mı! Avrupa Yakası da aynı dertten mustaripti. Bu sayfaların takipçileri hemen anımsayacaktır. Haftalar boyunca Avrupa Yakası’ndan gelen sinek feryadını sütunlarımıza taşıdık. Vatandaşın ne büyük zorluklarla karşı karşıya kaldığını yazdık, çizdik. Biliyorsunuz... En son Yeşilköy’deki sivrisinek kâbusunu gündeme getirmiştik. Ne diyordu semt sakinleri? “Geçtiğimiz yıllarda Bakırköy Belediyesi düzenli olarak ilaçlama yapıyordu. Fakat şimdi hiçbir çalışma yok. Sinekler yüzünden ne balkona çıkabiliyoruz, ne bahçemizde oturabiliyoruz.” Tabii bu serzenişler karşısında Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’i aramış, işin aslını astarını sormuştuk. Erzen, “Sivrisinek ilaçlama yetkisi artık Büyükşehir Belediyesi’nde. Bizim yetkimiz olmadığı için ilaçlama yapamıyoruz. Elimiz kolumuz bağlı” diyordu. Hatta Erzen, kendisinin de Yeşilköy’de oturduğunu, sivrisinekler yüzünden elinde sinek ilacıyla gezdiğini de açıkça söylüyordu. Durumu sorduğumuz Büyükşehir yetkilileri ise larva mücadelesinin yapıldığını söylüyor, yağışların ardından sineklerin arttığını itiraf ediyordu.
ATAKÖY’Ü DE SARDILAR
Evet... Sinekler artıyor, hem de artık tüm kenti sarıyorlar... Dolayısıyla sivrisinek şikayetlerinin de ardı arkası kesilmiyor. Son günlerde Ataköylülerden de bu konuda yoğun mesajlar alıyoruz. Bölge halkı, sivrisineklere karşı hiçbir şey yapılmamasından dert yanıyor. İşte bir Ataköylünün anlattıkları... Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin dikkatine sunulur... “Yazın başlangıcından bu yana sivrisinekler yüzünden perişanız. Özellikle de son zamanlarda sayıları daha da arttı. Ayamama Deresi’nin bir kolu Ataköy’den geçiyor ve bu dere sinek yuvası halinde... Öyle sadece birkaç kısımda değil, Ataköy’deki tüm kısımlarda aynı problem var. Bu sıcak havada pencere açmamız mümkün değil. Aldığımız tedbirler de pek bir işe yaramıyor. Sinek ilaçlaması yaptırıyoruz, sinek kovucularla başımızın çaresine bakmaya çalışıyoruz ama ne fayda! Sivrisinekler o kadar fazla ki başa çıkmamız mümkün değil. Dereden gelen bu sineklerin hastalık taşımasından endişe ediyoruz. Madem Bakırköy Belediyesi ilaçlama yapamıyor, o zaman Büyükşehir yetkilileri Ataköy’deki vahim tabloya bir an önce son
Yollar yetmedi de sıra parklara mı geldi!
Geçtiğimiz hafta, Taksim Gezi Parkı’ndan çarpıcı kareyi taşımıştık sayfalarımıza... Sıcaklardan bunalan İstanbulluların biraz olsun nefes alabilmek için gittiği, yürüyüş yaptığı park, otoparktan farksızdı. Yürüyüş alanının önemli bir bölümü, araçların işgalindeydi.
OTOPARK GİBİ
Aracını bir otoparka bırakmaya üşenen, belki de otopark parası vermekten imtina eden sürücüler, araçlarını Gezi Parkı’na bırakıp, ortadan kaybolmuşlardı. İşin tuhafı, bu manzara yetkililerin de umurunda değildi. Dün, Acil Şikayet Hattı’na mesaj gönderen bir okuyucumuz, aynı sorunun Kavacık’ta yaşandığını söylüyordu. İşte okuyucumuzun kaleminden tüm detaylar... “Hasan Yavuz Camii civarında oturuyorum. Bölgede bir park var. Ancak son zamanlardan, otoparktan hiçbir farkı kalmadı. Kendinden başka kimseyi düşünmeyen sürücüler, pervasızca araçlarını parka bırakıyor. Hem de saatlerdir. Burada çevre sakinleri yürüyüş mü yapıyor, dinleniyor mu, kimsenin umurunda bile değil. Hadi sürücüler duyarsız. Vatandaşı düşünmüyor. Peki belediye görevlileri ya da trafik ekipleri ne yapıyor! Neden sürücülere ‘Burada ne işiniz var, çekin arabanızı ’ demiyorlar. Bu vurdumduymazlık niye!”
Seyyarlar Bahçelievler’i inletiyor, zabıta ne yapıyor
Kültür Başkenti olduk ama daha sokaklardan bağıra çağıra geçen, yeri göğü inleten seyyar satıcılara çare bulamadık. Bu sorunu kaç kez dile getirdik, hatırlamıyoruz bile... Sizin de dikkatinizi çekmiştir. Seyyar satıcılarla ilgili şikayetler genellikle Bahçelievler’den geliyor.
DENETİM Mİ O DA NE!
Bölge halkı, sabahın ilk ışıklarında sokaklarda dolaşmaya başlayan, ellerine aldıkları megafonla ‘Simit, domates, biber, patlıcan’ diye bas bas bağıran, milleti yerinden zıplatan seyyarlardan bıktı usandı. Belediyeye sorsanız, ‘Denetim yapıyoruz, seyyarları uyarıyoruz, gürültü kirliliğini önlüyoruz’ diyorlar. Ama Bahçelievler sakinlerinin işkencesi hiç bitmiyor. Buyrun bir vatandaşın isyanı... “Bahçelievler Belediyesi’ne defalarca müracaat edip, bölgedeki işportacı sorununu tüm ayrıntılarıyla anlattık. Ama değişen hiçbir şey olmuyor. Seyyarlar, inanılmaz bir gürültü kirliliğine neden olmaya devam ediyor. Örneğin, Ulubatlı Hasan Camii’nin önü pazar yerinden farksız. Sebze-meyve satanlar mı, sütçüler mi, ne ararsanız var. Arabalarına hoparlör yerleştirip koca semti inletiyorlar. Çilemiz sabah saat 06.00’da başlıyor, gece yarılarına kadar devam ediyor. Zabıta ekipleri ne yapıyor! Neden bu manzaraya müdahale etmiyorlar! Vatandaşın rahatını, huzurunu düşünen kimse yok mu!”
Hep karanlık, yeter artık!
Balat sakinleri, yanmayan sokak lambaları nedeniyle zifiri karanlıkta kalıyor. AH şu aydınlatmalar bir aydınlatsa... Sokaklar ışıl ışıl olsa... Nerede o günler! Hemen her bölgede, her semtte aydınlatma sorunu yaşanıyor. Bazı yerlerde ise aydınlatma problemi had safhalarda... Buyrun, bugün de Balat'a uzanalım. Bakalım çevre sakinleri neler anlatıyor... "Kırımlı Aslanbey İlköğretim Okulu'nun olduğu bölgede sokak lambalarının hiçbiri yanmıyor. Hem de çok uzun bir süredir... Akşamları yolda yürürken burnunuzun ucunu görmeniz mümkün değil. Tabii hal böyle olduğundan hem kaza riski ortaya çıkıyor, hem de güvenlik zafiyeti...
KÖŞE BAŞLARI TİNERCİ DOLU
Araçlar, yolda yürüyen yayaları fark edemiyor. Okulların açık olduğu dönemlerde ise tehlike daha da büyük. Zira bu yolu çocuklar kullanıyor Ulubatlı Hasan Camii'nin önünde çok sayıda seyyar var. Suadiye'deki durum da Sarıyer'den hiç farklı değildi. Zira Göztepe'ye kadar olan güzergâhın her iki yönü de araçlarla doluydu. Bu önemli sorunu yansıttığımız haberimizin üzerine de 562 sürücüye ceza yazıldı. İstanbul Emniyeti yetkililerine, hassasiyetleri için teşekkür ediyor, bu denetimlerin öyle birkaç günlük değil, devamlı olmasını diliyoruz. ve akşamları başlarına bir şey gelecek diye çok endişe ediyoruz. Bir de köşe başlarında bekleyen tinerciler var. Bu ne idüğü belirsiz kişilerin karanlığı da fırsat bilip çoluğa çocuğa zarar vermesinden korkuyoruz. Yetkililer akşam saatlerinde Balat'a bir gelse de nasıl bir tehlikeyle yüz yüze olduğumuzu anlasa, sokakları aydınlatsa... "
Biz yazıyoruz emniyet çözüyor
Uyarılarımızı dikkate alan İstanbul Emniyeti, trafiği altüst edenlere ceza yağdırdı.
Kentin bitmek tükenmek bilmeyen trafik sorununa dair İstanbulluların eleştirilerini hemen her gün sayfalarımıza aktarıyoruz. Yetersiz trafik düzenlemelerinin, sürücü ve yaya hatalarının ortalığı nasıl arapsaçına çevirdiğini gösteriyoruz. Trafik keşmekeşiyle ilgili haberlerimiz de yetkilileri hemen harekete geçiriyor, gösterdiğimiz adreslerde denetimler, kontroller başlıyor.
ZAPT ETMİŞLERDİ
Örnek mi! Mesela, geçtiğimiz günlerde, yeni yapılan Atatürk Havalimanı kavşağının işgal altında olduğunu çarpıcı fotoğraflar eşliğinde dile getirmiştik. Kavşağa sıra sıra park edilen araçlar yüzünden günün her saati trafik karışıyordu. Bölgedeki trafik yoğunluğunun azalması için onca para harcanarak yapılan kavşak sürücüler tarafından zapt edilmişti. İşte bu haberimize İstanbul Emniyeti duyarsız kalmadı. Hemen bir ekip bölgede görevlendirildi, sürücüler uyarıldı. İkazlara aldırış etmeyen sürücüler de cezalandırıldı. Gelelim, Sarıyer'e bağlı Ferahevler semtindeki curcunaya... Adnan Kahveci Caddesi'ndeki esnafın ve mağazalara gelen müşterilerin, araçlarını yol üzerine çaprak bir şekilde park ettiğini, bu nedenle de trafiğin karıştığını yazmıştık. Haberimizin ardından söz konusu yerde denetimler başlatıldı. 07.06.2010-07.07.2010 tarihleri arasında da park ihlali yapan tam 3091 sürücüye ceza kesildi.
562 SÜRÜCÜYE CEZA
Suadiye'deki durum da Sarıyer'den hiç farklı değildi. Zira Göztepe'ye kadar olan güzergâhın her iki yönü de araçlarla doluydu. Bu önemli sorunu yansıttığımız haberimizin üzerine de 562 sürücüye ceza yazıldı. İstanbul Emniyeti yetkililerine, hassasiyetleri için teşekkür ediyor, bu denetimlerin öyle birkaç günlük değil, devamlı olmasını diliyoruz.
Hafriyat sahası mı sandınız
Yıllardır bir türlü ıslah edilemeyen Çamaşırcı Deresi'ne moloz döküldüğünü, kimsenin de bu olup bitenleri görmediğini daha önce yazmıştık. Sadece yazmakla da kalmamış, dere yatağının hafriyatla doldurulduğunu da göstermiştik. Meğer aynı problem, Beykoz'da da yaşanıyormuş. Yavuzselim Mahallesi'nden geçen dereye de inşaat atıkları dökülüyormuş. Gelin bir semt sakinine kulak verelim... "Dere yatağına, kamyonlar dolusu hafriyat boşaltılıyor. Göz göre göre çevre felaketi yaşanıyor. Hem dere yatağı daraltılıyor, hem de bunca insanın can güvenliği tehdit altında bırakılıyor. Şiddetli bir yağışta derede taşkın olursa, bölge sular altında kalırsa bunun hesabını kim verecek! Dereye hafriyat dökümüne kim izin veriyor! Eğer izin yoksa, dereye moloz dökme cesaretini kim, nereden alıyor!"
Feshane trafiği çıldırtıyor
Madem söz Balat'tan açıldı, o zaman bölgedeki trafik çilesine de değinmeden geçmeyelim. Acil Şikayet Hattı'na mesaj gönderen bölge sakinleri, özellikle haftasonları yolu istila eden sürücüler yüzünden trafiğin altüst olduğunu anlatıyor... "Balat-Eyüp istikametinde yol üzerine park etmiş araçlar yüzünden trafik adım adım bile ilerlemiyor. Cumartesi ve pazar günleri ise tam curcuna... Şu günlerde akşam saatlerinde ve hafta sonları Feshane dolup taşıyor.
Otopark yetersiz olduğundan vatandaş aracını yol üzerine bırakıyor. Kaldırımlar, yolun sağ şeridi sıra sıra araba dolu. Yoldan geçen araçlara tek şerit kalıyor. Birkaç dakikalık yolu en az yarım saatte geçebiliyoruz. Sürücüler saç baş yoluyor, ya yayalar! Onlar da eziyetin en büyüğünü çekiyor. Kaldırımda yürümek mümkün değil, yolun sağ şeridinden de yürünmüyor. Yayalar da çaresiz yolun orta yerinden ilerliyor. Burada feci bir kaza yaşanması an meselesi."
Sürekli hale gelen kesinti milleti bıktırdı
Geçtiğimiz hafta, sürekli hale gelen su ve elektrik kesintilerinin İstanbulluları çileden çıkardığını yazmıştık. Emirgan sakinleri, hemen her gün elektrik kesintisi olduğunu söylüyor, "Bu sıcak havada klima çalıştıramıyoruz, fenalık geçiriyoruz" diye dert yanıyordu.
MAĞDUR OLDUK
Fatih Hırka-i Şerif Mahallesi sakinleri ise son bir haftadır her gün su kesintisi yapılmasından yakınıyordu. Bu haberimizin ardından Beykoz Anadolu Hisarı Mahallesi sakinlerinden de benzer bir mesaj aldık. Onlar da 15-20 gündür, her gün su kesintisi olmasını eleştiriyordu. İşte bir okuyucumuzun anlattıkları... "Günde 3-4 saat suyumuz yok. Bu sıcak havada suyun olmaması bizi mağdur ediyor. Yetkililere kesintinin nedenini sorduğumuzda, 'Arıza var' diyorlar. Bu nasıl bir arıza ki günlerdir giderilemedi. Bu perişanlıktan bıktık, usandık. İSKİ bir an önce soruna el koysa da kurtulsak."
KISACA
• Sümbül Sokak'taki servis işgali çığırından çıktı
Levent Sümbül Sokak'taki servis işgali dayanılır gibi değil. Sokak, sabahtan akşama kadar servis araçlarının istilasında. Üstelik servislerin şoförleri de parkı ele geçirmiş durumda. Parka masa, sandalye koyuyorlar, piknik tüpleriyle çay yapıp akşama kadar parkta muhabbet ediyorlar. Bazıları da yol üzerinde araçlarını yıkıyor. Görüş açısını tamamen kapatan bu dev araçlar yüzünden ara sokaklardan Sümbül Sokak'a giriş yapmak çok tehlikeli. Bazı servis şoförleri, koca koca araçlarını dönüş yerlerine park etme duyarsızlığını bile gösteriyor. Sonuçta da kaza kaçınılmaz oluyor. Geçtiğimiz cuma günü, bu nedenle bir kaza atlattım. Son anda direksiyonu kırdım, böylece kazayı önledim. Peki ya diğer sefere! Ben ya da başka bir sürücü bu kadar şanslı olabilir mi! B. S.
• Hiç olmazsa güvenlik önlemi alın
Çekmeköy Madenler mevkiindeki altgeçit inşaatı yarım bırakıldı. Geçit, uzunca bir süredir öylece duruyor. Üstelik çevrede herhangi bir güvenlik önlemi de alınmış değil. İnşaat demirleri ortalarda duruyor, ortalık çukur deryası gibi. Bu güvenlik boşluğu nedeniyle her an feci bir kaza yaşanabilir. İnşaatın bir an önce tamamlanmasını istiyoruz. Hiç olmazsa da çevresine güvenlik şeridi çekilmesini... G. E.
- UBER'e bir darbe de turizm acentelerinden: Belgeler çekiliyor6 yıl önce
- Taksi plakası 2 günde 100 bin TL arttı6 yıl önce
- UBER aracı 5 ayda 4 binden 10 bine çıktı6 yıl önce
- 'Uzun mesafe krizi UBER'e yarar'6 yıl önce
- Takside 'uzun mesafe' krizi kapıda6 yıl önce
- Havalimanında taksi borsası6 yıl önce
- UBER kullanıcısı 10 günde 5 kat arttı6 yıl önce
- İşte yeni Haseki6 yıl önce
- Gündüz çatıya restorasyon gece altyapıya anjiyo ve stent6 yıl önce
- 10 saniyelik yeşil ışık Taksim'i birbirine katıyor6 yıl önce