Yanlış koltukta oturmak
Kişilerle uğraşmayacağım diyorum ama kişiler de rahat durmuyor be kardeşim.
Gel de uğraşma.
Hazal Kaya’ya “nefret” dolu bir eleştiri yaptıktan sonra gelen eleştiriler üzerine, Ahmet Hakan Coşkun kendince yanıt vermiş ve “Tamam lafımı geri alıyorum. Hazal Kaya müthiş bir metot oyuncusudur” demiş.
Metot oyunculuğu nedir, ne değildir biliyor mu, Stanislavsky adını duymuş bu, Lee Strasberg kimdir biliyor mu, gibi manasız sorulara girmeden eleştirilerle dalga geçen bu zata bir şey söylemek lazım.
Bak kardeş, kimse senin Hazal Kaya’yı eleştirmene tek kelime etmiyor.
Hatta istersen bence de çok kötü bir dizi olan Pera Palas’ı da istediğin gibi eleştirebilirsin.
Sana yönelik eleştirilerin sebebi, “nefret”.
Bir düğmeye basarsın ve Hazal Kaya da, Pera Palas dizisi de senin için ortadan kalkar.
Durduk yere genç bir oyuncudan ya da onun oyunculuk yapış tarzından nefret etmek gibi manasız bir duygudan kurtulursun.
Nefret, istememize rağmen hayatımızdan çıkaramadığımız şeyler için geliştirebileceğimiz bir duygudur.
Mesela savaşlardan nefret edebiliriz.
Ya da istemememize rağmen hayatımızda var olmayı sürdüren şeylerden.
Zannederim senin nefretin de aslında kendine, geçmişine, evrildiğin veya evrilemediğin, yaşadığın ya da yaşayamadığın şeylere.
Ama bunun öfkesini Hazal Kaya’dan ya da başkalarından çıkaramazsın.
Bu nefretten kurtulmak için ona buna abartılı nefretler kustuğun yayın yönetmenliği koltuğuna değil, bir psikiyatrın karşısındaki koltuğa oturman gerekiyor.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce