Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün Babalar Günü’nde babalarımızın hayatımıza kattığı anlam ve önemin altını çizdik.

        Dünyamızı çocukları için daha iyi bir yer haline getiren babalarımıza buradan bir kere daha teşekkürlerimi iletmek istiyorum.

        Yanlış anlaşılmasın, baba olmak için muhakkak öz çocuğun olması gerekmez, önemli olan bir çocuk büyürken onu koşulsuz sevmek ve destek olmaktır.

        Bazen bu görevi dayılar, amcalar, ağabeyler, dedeler veya akrabalık bağı olmayanlar da üstlenebilir.

        Geçen dönem görevli olduğum üniversitede Kadın Hakları Hareketinin Tarihi isimli bir seçmeli ders verdim.

        Kadın hakları tarihine katkıda bulunan, kadınların seçme seçilme hakkına sonunda kavuşmalarını sağlayan, evlilik, boşanma, velayet, miras ve çalışma hayatıyla ilgili kadınların yasalar önünde eşit olmasına vesile olan farklı kadınları ve feminist dalgaları bir dönem boyunca detaylı şekilde inceledik.

        Kendilerine eğitim ve çalışma hayatının çoğu zaman yasak olduğu bir dönemde bu kadınların başarabildiklerini hayretler içinde okurken dikkatimi çeken ve çoğu zaman da üstünde hiç durulmayan konunun babaları olduğunu fark ettim.

        Genelde üst ve orta sınıf okumuş babaların kızları bu dönemde ya özel eğitmenlerle, ya da aile içinde babaları tarafından eğitilerek edebiyat, felsefe, sanat ve benzeri konularda genel kültürü yüksek bireyler olarak yetiştirilmişti.

        Babalarının köleliğe karşı mücadelesini gören kız çocuklarının bir kısmı da etkilenerek hak savunucusu olmuştu.

        BÜYÜK PROBLEM

        Bir kız çocuğun gelişiminde onun önünü açan babanın değerinin altını yeterince çizdiğimizi düşünmüyorum.

        Uzun yıllardır aile içinde yaşanan sevgi veya reddedilmenin çocukların davranışlarını ve kendilerine güvenlerini etkilediğini bilsek de yapılan bazı araştırmalar babaların davranışlarının ilerde bir çocuğun psikolojik ve kişilik bozuklukları gösterip göstermediğini beklenildiğinden fazla etkilediğini göstermekte.

        Madde bağımlılığı yaşayan bireylerin yabana atılmayacak bir kısmında babalarıyla problemli ilişkiler tetikleyici sebepler arasında olabiliyormuş.

        Toplumumuzda “çocukları anneler yetiştiriyor” anlayışıyla kadınları basmakalıp çocuk yetiştirme işinden sorumlu hale getiren ve sonra da onları bu görevle değerlendiren ve babaları yok sayan bir yaklaşıma karşı babaların etkilerini vurgulama vaktinin geldiğini düşünüyorum.

        Babaların bir çocuğun hayatındaki varlığı, sevgisi, desteği ve onayı bir çocuğun gelişiminde bir anne kadar önemliyse artık bu baba etkisini konuşup “çocukları anneler ve babalar birlikte yetiştirir” diye baba haklarını ve etkilerini de görünür hale getirmeliyiz.

        Diğer Yazılar