Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Arapçadan dilimize geçen refah kelimesinin tam anlamı budur. İngiltere merkezli bağımsız, yansız bir araştırma kuruluşu olan ve dünyanın en önde gelen üniversiteleriyle işbirliği halinde çalışan Legatum Enstitüsü (Legatum, Latincede bırakılan miras anlamına gelir), tüm dünyada çok geçerli sayılan ve saygı duyulan bir endeksi her yıl yayınlıyor. Legatum Refah Endeksi adını taşıyan bu sıralama, 110 ülkeyi ve 9 alt-endeksi kapsıyor. Bu alt-endekslerin ağırlıklı ortalaması da Refah endeksini veriyor.

        Legatum Endeksinin kaynakları, Gallup, Dünya Ticaret Örgütü, Dünya Gelişme Göstergeleri, Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Raporu, Dünya Bankası, OECD gibi son derece saygın kuruluş ve raporlardır. 2010 genel refah sıralamasında ilk beş, Norveç, Danimarka, Finlandiya, Avustralya ve Yeni Zelanda olurken, son beş (106-110), Nijerya, Etopya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Pakistan ve Zimbabve biçiminde sıralanmıştır. Türkiye, genel refah endeksinde 80. sırada yer almaktadır. Ülkemizin içinde yer aldığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinin sıralaması ise, Türkiye için çok anlamlıdır, o yüzden tamamını vermek gerekir: 30. Birleşik Arap Emirlikleri, 31. Kuveyt, 36. İsrail, 48. Tunus, 49. Suudi Arabistan, 62. Fas, 74. Ürdün, 79. Cezayir, 80. Türkiye, 83. Suriye, 84. Lübnan, 89. Mısır, 92. İran ve 105. Yemen.

        Katılmayı hararetle istediğimiz Avrupa bölgesinde ise, klasik Avrupa ülkeleri arasında en geride, 39. olarak Yunanistan gelmekte, onun ardından da 42-86. sıralar arasında dağılan Eski Doğu Bloku ülkeleri yer almaktadır. Ülkemiz, alt-endekslerde şu sıralara yerleşmiştir: Ekonomi 69., Girişimcilik ve fırsat 53., Yönetişim 51., Eğitim 82., Sağlık 57., Güvenlik 83., Kişisel özgürlük 95., Toplumsal sermaye 108.

        Görüldüğü üzere, Türkiye’nin karnesi, halkının kendine biçtiği yüksek değere rağmen son derece kötüdür. Üstelik sürekli bir büyümenin motoru sayılan eğitim alanındaki performansımız bize 82. sırayı getirecek kadar kötüdür.Bununla birlikte 83 sırada yer aldığımız diğer bir alt-endeks, güvenliğin sağlanamadığı bir ülkede yaşadığımızı göstermektedir. Ama en korkutucu sonuçlar, 95. olduğumuz kişisel özgürlük ile 108. (sondan 3.) çıktığımız toplumsal sermaye endekslerinde elde edilmiştir.

        Kişisel özgürlük alt-endeksi, ülkelerin kişisel özgürlük ve toplumsal hoşgörü alanlarındaki performansını ölçmektedir. Yurttaşlar, ifade, inanç, örgütlenme ve bireysel özerklik gibi unsurlara ne kadar sahiplerse endeks o kadar yükselmektedir. Eğer bir ülke çeşitliliklere hoşgörüyle bakabiliyorsa, GSMH’ı da yüksek olmaktadır. Türkiye bu alanda bireysel özgürlükleri (insanları cenderede tutan cemaatlerin gücü kırılamamıştır), özerklikleri (özellikle kadınlar bağımlı statüdedirler), inanç serbestisini (herkesin Sünni olması beklenmekte, tek özgürlük başörtüsü olarak görülmektedir), çeşitliliği (etnik, dinsel, dilsel… farklılıklar tanınmamaktadır) ağır baskı altında tutan bir ülkedir. 95. olduğumuz bu alanda, bizden daha kötü not alan bazı ülkeler şunlardır: 96. Endonezya, 97. Moldova, 98. Kamboçya, 99. Suriye, 100. Fas, 101. Cezayir, 102. Çin, 103. Suudi Arabistan ve son üç, İran, Mısır, Pakistan. Bu ülkelerin hepsi de kişisel ve dinsel özerklikleri tanımakta ayak sürüyen, devletin kimlik dayattığı ülkelerdir.

        Sondan üçüncü olduğumuz Toplumsal sermaye endeksi, gönüllülük, yabancılara yardım ve yardım kuruluşlarına bağış gibi unsurlara göre belirlenmektedir. Bu endeks, bir ülke insanlarının yurttaşlık bilinçlerinin düzeyini göstermesi bakımından çok önemlidir ve Türkiye, ne yazık ki bu konuda dünyanın en geri ülkelerinden biridir. Söylemesi acı oluyor, ama Türkler ne birbirlerine ne de diğer insanlara yardım etmektedirler. Bizden daha kötü durumda,109. Bangladeş ile 110. Pakistan’dır. Önümüzdeki iki ülke ise 107 Ruanda (ağır bir iç savaştan çıktı) ve l06. İran’dır (dinsel bir diktatörlük vardır).

        

        Diğer Yazılar