Selefiyecilik Araplaşmak değildir
RADYO, eski gözağrımdır. Televizyon sayesinde dünyanın dört bir tarafının önünüze gelmesine rağmen radyo bana o esrarlı çekiciliğini hâlâ muhafaza ediyormuş gibi gelir...
Hele bir de dar frekans aralıklarına sahip bir cihaza ve internetteki yayınları çözebilen bir de modeme sahip iseniz, bilgisayarınızın başında birşeyler yazarken dalıp gittiğiniz geceler dünyanın dört bir tarafına seyahat edebilirsiniz...
Arada bir dinî yayın yapan bizdeki radyolara ve Selefî çizgiye yakın olanlarına rastgeliyorum ve hayretlere düşüyorum...
Neden mi? İnanç sistemi ile geleneği ve millî çizgiyi birbirlerine karıştırıyorlar da, ondan...
Önce, "Selefiye" yahut "Selefî"nin ne demek olduğunu bilmeyenler için kısaca izah edeyim:
"Selefiye" en basit tabiri ile "selefin, yani geçmişte ve özellikle de İslam'ın ilk zamanlarında yaşamış olanların yolundan gidip sadece Kur'an'a ve sünnete bağlı olup mezhep imamlarının hükümlerini kabul etmemek, yani yoruma karşı çıkmak demektir; bu yolu kabul edenlere "Selefî" denir. Selefiye'nin bugün en güçlü temsilcisi de Kıt'a Arabistanı'nda hâkim olan Vehhâbîlik'tir.
ARAP GIRTLAĞI MODASI
Selefiyecilik, son senelerde bizde de hayli rağbet buldu. Türk hâfızların Kur'an'ı Arap tavrı ile okumaya merak salmaları, ezanda da aynı şekilde bir Arap üslûbunun hâkim olması ve çocuklara Türkiye'de daha önceleri pek kullanılmamış Arapça isimlerin verilmesi, Selefî modasının etkilerinden sadece birkaçıdır.
Aynı moda, şimdi Selefî çizgide yayın yapan radyoları da sarmış vaziyette ama meselenin önemli tarafı bu işin sadece itikadı değil dili, telâffuzu hattâ kimliği bile etkileyecek hâle gelmiş olması...
Ne mi yapılıyor? Öncelikle dinî kavramları ve kelimeleri harflerin Arapça mahreçlerine, yani çıkış yerlerine, dolayısı ile Arap gırtlağına göre telâffuz etmeye çalışıyorlar ama bu işi çoğu beceremiyor! "Ayn", "hı", "zı", "dat" ve "kaf" gibi harfleri Arap gibi söylemeye çalışıyorlar, yapamıyorlar ve neticede komik bir telâffuzdur gidiyor.
Derken, kulağı çok daha tırmalayan bir başka iş ediliyor; Arap gırtlağına mahsus özel harflerin telâffuz çabası, bu defa her zaman kullandığımız harfleri berbâd ediyor ve telâffuz daha da garip bir vaziyete bürünüyor.
DİL KURUMU'NUN MARİFETİ
Bir-iki örnek vereyim:
Uzun okunması gereken "î" ve "â"nın telâffuzunun son senelerde neredeyse tamamen bozulduğunu, kelimelerin doğrusunu bilmemekten yahut özen göstermemekten dolayı harflerin kısaldığını, kulağı rahatsız eden bir hâle gelmiş olduğunu herhalde farketmişsinizdir. Bunda konuşma tembelliğinin yanısıra, Dil Kurumu'nun bir ara aklına esip şapka işaretini kaldırmasının da etkisi büyüktür.
Medine'deki "Cennetü'l-Bâkî" mezarlığından mı bahsediliyor; "â" ve "î" kısalıyor ve "Bâkî", "Baki" oluveriyor... "Salât"ın ikinci "â"sı kalınlaşıyor, "salata" der gibi bir "salat" işitiyorsunuz, "a"sının uzun okunması gereken "mahlûkaat" eğilip bükülüp kısacık bir "a" ile "mahlûkat" oluyor ve hele "Resûl-i âzâm", "Resulü azam" gibisinden bir garabet!
Dinî yayın yapan radyoların başındakiler, spiker seçimini sesin sadece rengine ve buğusuna göre değil, telâffuzun düzgünlüğünü de gözönüne alarak yapmak, esma-i hüsnâyı Arap gibi telâffuz etme özentisine, "itaat, imtisâl, ittisâl" gibi artık unutulmuş kelimeleri de mutlaka kullanma merakı yüzünden berbâd etmeye son vermek zorundadırlar.
Zira, din sadece inançtan, teslimiyetten ve son zamanlardaki gibi taklitten ibaret değildir; aynı zamanda bir kültürdür ve düzgün konuşmak da o kültürün şartıdır!
- Konserler için ödenen bu meblâğları, musiki tarihimizin en büyük üstadları hayatları boyunca alamamışlardır!3 dakika önce
- Atatürk'ün Amerikalı bir kadın gazeteciye verdiği, 89 sene önce sansür edilen ve unutulan mülâkatı1 hafta önce
- Kurumaya başlayan Bafa Gölü'nü bu hâle getirenler Bülent Ecevit ve 1970'lerin CHP'sidir!1 hafta önce
- PKK'ya 30 seneden buyana istediği herşeyin birkaç katını verdik ama terör bitmiyor, zira maksat artık başka!3 hafta önce
- Büyük devlet olmanın yolu kendi silâhını bizzat yapmaktan geçer ve kredi kartlarından alınacak 750 lira bu yolda sadece bir katredir!1 ay önce
- Tarih boyunca hiç vârolmayan Lübnan'ı, Abdülhamid'in Washington Elçisi kurmuştu1 ay önce
- Mahzun prenses Fazile vefat etti1 ay önce
- Hortlayan bir dert: İttihadçılık2 ay önce
- Öküzün altında buzağı aramayın! Harbokulu'ndaki gösteri, disiplinsiz bir eylemden ibarettir, o kadar!2 ay önce
- Atatürk'ün meçhul nişanlısı Selma2 ay önce