Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİRKAÇ gündür siyaset kulislerinde sorulan tek soru var: Melih Gökçek de istifa edecek mi? Bu soru dün hem Cumhurbaşkanı’na hem de parti sözcüsü Mahir Ünal’a soruldu. Mahir Bey, Gökçek’in istifasının istendiğine dair haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyleyerek konuyu kapattı. Cumhurbaşkanı ise doğrudan Gökçek ismini zikretmeden genel olarak “Başka istifalar olacak mı?” sorusuna “Şu an böyle bir şey yok, olmayacağı anlamına gelmez” diyerek açık kapı bıraktı.

        Peki böyle bir şey olacak mı? Bu sözlerin arka planı ne? Recep Tayyip Erdoğan, Gökçek’in de istifasını ister mi?

        Melih Gökçek, AK Parti’nin içinde çok önemli bir isim. Ankara ile adeta özdeşleşmiş bir belediye başkanı olmasının yanı sıra iddialı ve gündemde kalmayı başaran bir siyasetçi. Parti içinde Gökçek’in yıldızının barışmadığı isimler hep olmuştur. Bülent Arınç ile olan kavgası kamuoyuna yansıdığı için herkes biliyor. Geçmişte Haluk İpek ve İdris Naim Şahin de yeminli Gökçek düşmanı isimlerdi. 2009 yılında aday yapılmamasını neredeyse başarıyorlardı ki son dakikada yine Gökçek galip çıktı.

        Şu anki AK Parti dengelerinde, benim içeriden bildiğim kadarıyla özellikle bir isimle Melih Bey’in yıldızı hiç barışmıyor.

        AK Parti içinden kaynaklarım parti yönetiminden bazı isimlerin son günlerde Melih Gökçek’in istifa ile anılması için çalıştığını söylüyorlar.

        BUNDAN SONRA NE OLACAK?

        ÖNCELİKLE şunu söyleyeyim: Cumhurbaşkanı, istifasını isterse Melih Gökçek “Emir demiri keser’ diyerek beklemeden istifa eder. Bunun üzerine bir husumet de beslemez. 2019 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ı bütün gücüyle desteklemeye de devam eder.

        Ancak ben olayların böyle gelişeceğini düşünmüyorum. İki siyasetçinin zor günlerinde birbirlerinin yanında durduklarına tarih şahit oldu. Bundan sonra da bu durumun değişeceğini zannetmiyorum, fakat Gökçek’in de Ankara’daki popülaritesinin yüzde 45’in altına inmemesini sağlaması çok önemli. Sonuçta seçimlerde duygular ve dostluk değil matematik konuşur...

        GEÇMİŞ ZAMAN

        MELİH Gökçek’le ilgili ilginç bir anımı size aktarayım... 2011 yazında bir davette o dönemin bazı AK Parti ileri gelenleriyle sohbet ederken konu Ankara’ya gelmiş, hepsi birden beni Gökçek’le ilgili “uyarmıştı”. İyi zamanlarda durumu idare edeceğini ama Tayyip Erdoğan’ın başı biraz sıkışırsa hemen Erdoğan’ı satacağını düşünüyorlardı. Fakat ne ilginçtir ki bana bunları söyleyenler zor zamanlar geldiğinde Erdoğan’ın yanında duramadılar. “Erdoğan’ı satacak” denen Gökçek ise Gezi olayları esnasında en aktif siyasetçilerden biriydi, öyle ki Tayyip Erdoğan onun Gezi’deki duruşunu tüm partililere örnek göstermişti. Hem FETÖ ile mücadele sürecinde hem 7 Haziran sonrası koalisyona düşüldüğü süreçte Melih Gökçek, bana söylenenin aksine Erdoğan’ın yanında, çok kararlı bir duruş sergiledi. 15 Temmuz gecesi de en cesur çıkışlardan birini o yaptı.

        **************

        MEDİHA OLGUN’UN AVUKATINDAN GELEN MEKTUP

        SÖZCÜ Gazetesi Sorumlu Müdürü Mediha Olgun’un pazartesi günü köşeme taşıdığım açıklamaları çok tartışma yarattı. O tartışmalar üzerine konu netleştikçe önümüzdeki günlerde yorum yapacağım. Öte yandan elbette bu köşe her türlü cevap hakkına açıktır. Yazı üzerine Olgun’un avukatı Celal Ülgen aradı ve bir açıklama göndermek istediğini söyledi. Bugün onun açıklamasına yer veriyorum. Dilekçe metninin tamamını da HT Dokun’a ekliyorum...

        “Mediha Olgun’un ve Sözcü Gazetesinin avukatları olarak hukuksal açıdan ne yapılması gerekirse yaptık. Bizim için bir kişinin özgürlüğünün bir başka olayla maskelenmesi alçaklıktır. Bu nedenle ekte gönderdiğim dilekçeden de anlaşılacağı gibi hem Mediha’nın bu haberden sorumsuz olduğunu ve hem internet sitesinin künyesinin fotoğrafını koyarak kendisinin salt sorumlu müdür olduğunu ve yayından sorumlu başka birinin de bulunduğunu bildirdik.

        Mediha’nın hala bunun arkasında bazı kişileri koruma yattığını düşünmesi içeride tutuklu kaldığı süreç ile izah edilemeyecek bir yanılgıdır. Dilekçede yer verilen ve aşağıda alıntıladığım konu olayı açıklamaya yetmektedir.

        ‘Esasen Müvekkillerimizden Mediha Olgun’un internet sitesinde yayınlanan Gökmen Ulu’nun haberi nedeniyle herhangi bir cezai sorumluluğu bulunmamaktadır. Soruşturmaya konu haber, eser sahibi belli olan bir haberdir. Mediha Olgun ise sorumlu müdür olarak ancak eser sahibi belli olmayan haberler için yasal sorumluluk yüklenen bir kişidir. 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 4. Maddesinde İçerik sağlayıcının, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumlu olacağını ancak İçerik sağlayıcının, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu tutulamayacağını ve ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise genel hükümlere göre sorumlu tutulacağını düzenlemektedir. Müvekkilimiz Mediha Olgun’un içerik sağlayıcı olmadığı açıktır. İnternet ortamının teknik niteliklerini düşünürseniz Sorumlu müdür olan bir kimsenin yayın akışına müdahale eden bir kişi olmadığı bir genel yayın yönetmeni olmadığı ayrıca içeriği sunan, paylaşan kişi olmadığı kolayca anlaşılacaktır.’

        Sözcü Gazetesine yapılan kumpas bizi çok üzmüştü. Ancak mesleki açıdan Mediha’nın böyle bir algıya yenik düşmesinden daha çok üzüldüğümü belirtmeliyim.

        Saygılarımla... Celal Ülgen

        DİLEKÇE METNİNİN TAMAMINI GÖRÜNTÜLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

        Celal Ülgen

        **************

        Not: Pazartesi günü ara başlıkta “Savcılar ve avukatları rahat bıraksalar doğru karar verirler” demiştim, “avukatlar” yerine “hâkimler” olacaktı. Düzeltiyorum.

        Diğer Yazılar