Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kondurmak istemediğim, ikna edici şekilde itiraz edecek diye beklediğim için İsmail Küçükkaya meselesini dün yazmadım. Ancak eşinin iddialarının yenilir yutulur olmamasına karşın hâlâ ortada doğru dürüst bir açıklama yok. İsmail, genelgeçer laflarla “Kadına karşı şiddet şerefsizliktir” gibi bir şeyler demiş. Bu kadar somut, bu kadar vahim suçlamaları hiç üzerine alınmadan, yuvarlak sözlerle geçiştirebilir mi?

        Eda Küçükkaya, eşi tarafından ağzı kapanarak kütüphaneye sürüklendiğini iddia ediyor. Daha sonraki bir olayda kollarında tırnak izleri çıktığını, yüzüne yumruk yediğini ve Küçükkaya’nın “Şu anki konumum olmasa senin yüzünü gözünü dağıtırdım” dediğini ileri sürüyor. Kendisini sosyal ortamlarda yanına almadığını ve küçümsediğini söylüyor.

        EN AZ BU İDDİALAR KADAR MİDE BULANDIRICI OLAN…

        Bu anlatılanlar hayal ürünü olmak için fazla detaylı ve somut geldi bana. Şayet doğru ise burada hem fiziksel hem de en az onun kadar vahim psikolojik şiddet var. Hor görme, aşağılama, baskı altına alma, ezme… Bir kadın kendine dair böyle bir yalanı para koparmak için uydurabilir mi? Söylediklerinin büyük haber olacağını bile bile, böyle bir oyuna cesaret edebilir mi? Sanmam, ama yine de karşı taraf gümbür gümbür ortaya çıksa ve hepimizi ikna edecek kadar somut ve net bir şekilde kendini savunsa ‘belki’ diyeceğim. Fakat hayır, ortada doğru dürüst bir savunma bile yok…

        Üstelik en az bu iddialar kadar mide bulandırıcı olan, Türkiye’nin geldiği nokta! Bakıyorum 3 gündür bu olay üzerinden de medya ikiye ayrılmış durumda. Sanki anlatılanların siyasetle bir ilgisi varmış gibi muhalif medya dut yemiş bülbül! Yahu kadına karşı şiddetin siyasi görüşü mü olur? Sabah Gazetesi ve A Haber bu işin üzerine gitmese kimseden çıt çıkmayacak! Yok böyle rezalet!

        SÖZCÜ, CUMHURİYET, HALK TV KÖR YA DA SAĞIR MI OLDU?

        Muhalif olmak dokunulmazlık mı kazandırıyor insana? Hani işine gelince kadın konusunda aslan kesilen Sözcü gazetesi? Cumhuriyet? Halk TV? Neredesiniz? Sağır ya da kör mü oldunuz?

        Peki ya Fox’a ne demeli? Kendi çalışanı ile ilgili ortada böyle bir iddia varken tek bir açıklama yok! Halbuki ABD’deki FOX olsa en azından olay açıklığa kavuşana kadar o çalışanı ekrandan çekerdi.

        FATİH PORTAKAL BU İŞE NE DİYOR?

        Fatih Portakal bu işe ne diyor? Doğan Şentürk ne düşünüyor? Elbette birileri bir şeyler biliyordur, neden susuyorsunuz? Söylenenler iftira ise bunu kuşku götürmeyecek şekilde kanıtlayın, değilse gereğini yapın… Bu olay ideolojik kutuplaşmaya alet edilemeyecek kadar önemli.

        ***

        Oldu olacak “Esas o kız Talat Bulut’u taciz etti” deyin

        Bu ülkede kadına karşı şiddete yaklaşım her yandan dökülüyor! Talat Bulut meselesi de bir utanç vesikası olmaya aday şekilde ilerliyor. Erkek bir hakimin verdiği ibretlik takipsizlik kararından sonra Bulut her geçen gün nobranlaşıyor. Yakında “Esas o kız beni taciz etti” dese şaşırmayacağım!

        Şevval Sam ile ilgili geçtiğimiz günlerde söylediği şu sözlere bir bakın:

        “Ben onunla konuşmuyorum. Çünkü konuşabilecek paylaşımlarımın olmadığını düşünüyorum. Bir gazeteci kendisine ‘Birlikte çalışacaksınız. Ne düşünüyorsunuz?’ diyor, cevabı ‘Maalesef’. Bana kimse benimle çalıştığı için maalesef diyemez. Bunun hesabını verecek. Benim hiçbir şey yapmadığımı düşünecek zekan yok mu? ‘Taciz zaten kuytu köşede yapılır’ diyor. Ne demek bu böyle? Neden? Çünkü ben onunla diyalog kurmadığım için. Olay, bu samimiyeti yanlış değerlendirenlerin sorunu bu. Siz şükretmelisiniz ki Talat Bulut gibi bir oyuncuyla çalışıyorsunuz. Aslında benden öğrenecekleri çok şey var. Ama demek ki öğrenmeye açık değiller…”

        “YARGI BENİ KORUR” ÖZGÜVENİ

        Ne tevazu ama! Bu sözler, karşımızdaki narsist ve kendine her şeyi mübah gören zihniyeti zaten apaçık yansıtıyor! Bu mantığa göre sette herkes Talat Bulut’un dikkatini çekmek, onunla “Konuşabilecek paylaşımlarda bulunmak” istiyor da, Talat Bey yanaşmıyor. Bir tek kostüm asistanı kızcağızla “Konuşabilecek paylaşımlarda bulunabileceğini” düşünmüş olsa gerek…

        Gelişmeler bu sözlerle sınırlı kalsa yine bir nebze. Bulut, daha sonra da Şevval Sam’a 100 bin liralık manevi tazminat davası açtı! “Yargı beni korur” özgüveninin sonuçları bunlar…

        Ama ne yaparsa yapsın, setteki rahatsızlığın üzeri örtülemiyor. Talat Bulut korkutarak ve suçlayarak insanları susturamıyor. Zira Sam’a açtığı davanın ardından dizinin başrol oyuncularından Sevda Erginci de Sam’a destek çıkarak “Maalesef Bulut’la çalışıyoruz” açıklaması yaptı.

        Bakalım Bulut buna ne tepki gösterecek? Yine “Onunla konuşabilecek paylaşımlarım olmadığı için bu açıklamayı yaptı” mı diyecek? “Erginci ile ilgilenmedim, o nedenle böyle yapıyor” mesajı mı verecek?

        BU MÜCADELEYİ BİZ KADINLAR BAŞARACAĞIZ

        Bu ülkede bu erkek tahakkümü zihniyeti egemen oldukça, bu kafa değişmedikçe Talat Bulut’a “kadın duyarlılığı konusunda özel ödül” bile verilebilir!

        Ey sevgili kadınlar, karşımızdaki içler acısı tabloya bakarak bir kez daha sesleniyorum: Kadına karşı şiddet ve ayrımcılığı yalnızca biz kadınlar alt edebiliriz. Bu işe erkekleri karıştırmadan! Erkek tahakkümü zihniyeti aramızdaki ideolojik farklar ne olursa olsun ancak birlikte durarak aşılabilir. Bunun başka yolu yok! Bakın, ideolojilerin arkasına saklanan erkek zihniyet neleri örtmeye çabalıyor…

        Diğer Yazılar