Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce görüşmesinden sonra nereye gitsem aynı yorum: Bu seçimlerde İstanbul’un tansiyonu çok yükselecek. Binali Yıldırım ile Muharrem İnce çekişmesi olursa heyecan artacak.

        Peki olacak mı? CHP, önceki günkü görüşmenin ardından İnce’nin istediği gibi bir eğilim yoklamasından sonra kendisini aday gösterecek mi? İYİ Parti-CHP diyaloğu nereye evriliyor? Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesinde üzerinde mutabık kalınan konular neydi?

        CHP’nin içinden çok çeşitli bilgiler aldım. Bugün sizlerle bunları paylaşacağım…

        Öncelikle İnce ile başlayayım. Hatırlarsanız kurultay tartışmaları boyunca nasıl ki Kılıçdaroğlu’nun kurultaya gitmeyeceğini devamlı yazdıysam, bugün de aynı kesinlikle Muharrem İnce’nin İstanbul adayı yapılmayacağını yazıyorum.

        Kemal Bey, İnce’yi aday göstermeyecek. İstediği eğilim yoklamasını yaptırmayacak. Yaptırsa bu İnce’ye ciddi bir propaganda imkanı verir. Buna Genel Merkez kesinlikle olumlu bakmıyor.

        MUHARREM İNCE’NİN HEDEFİ

        İnce bunu bilmiyor mu? Biliyor. O da "Ben istedim, yapmadılar, o nedenle İstanbul’u kaybettiler" diyerek cumhurbaşkanlığı seçimlerine yürümeyi hedefliyor.

        İnce aday gösterilmeyecekse CHP İstanbul’da kimi aday gösterecek? Genel Merkez isim vermiyor ama tarif veriyor. Deniyor ki, AK Parti ve MHP’nin yeniden ittifak kararı alması ile birlikte bu seçim yine 50+1 seçimine döndü. O nedenle yalnızca kendi tabanımıza hitap eden adayla çıkarsak şansımız azalır. Bütün partilerin tabanlarına hitap edebilecek, bütünleştirici bir isim gerek. Sandıkta ittifak arıyoruz.

        Peki bu nasıl olacak? Yine bir çatı aday formülümü?

        ABDÜLLATİF ŞENER KİMİN REFERANSI İLE KILIÇDAROĞLU’NA GİTTİ?

        Bundan yaklaşık 10 gün önce Abdüllatif Şener, Kemal Kılıçdaroğlu’na gitti. Abdullah Gül’ün referansı ile geldiğini, CHP’nin İstanbul adayı olursa çeşitli cemaat ve tarikatlarde dahil geniş bir kitleden oy alabileceğini söyledi.

        Kemal Bey’in, Şener’i dinlemekle yetindiği, herhangi bir şey söylemediği bilgisini aldım. Zaten Kılıçdaroğlu’nun kapısı açık oluyor, dinliyor ama fazla yorum yapmıyor.

        Peki Şener’i aday yapar mı? Buna dair bir işaret henüz yok. Hiçbir kaynaktan bu yönde bir bilgi almadım. Ancak parti buna sıcak bakmıyor, tabanda da karşılığı yok. Kişisel tahminimi soracak olursanız: Zannetmiyorum.

        AKŞENER İSTANBUL İÇİN HANGİ İSİMLERE YEŞİL IŞIK YAKTI?

        Kemal Kılıçdaroğlu-Meral Akşener görüşmesinde Akşener, destekleyebilecekleri isim olarak İlhan Kesici’yi zikretmiş. Daha sonra Gürsel Tekin’in de adı geçmiş. Hem Kesici’ye hem de Tekin’e İYİ parti yeşil ışık yakmış.

        CHP şimdiye kadar İstanbul ile ilgili 5 anket yaptırdı. Hepsinde İnce birinci çıkıyor. Onu 6-8 puan farkla Gürsel Tekin izliyor. Akif Hamzaçebi’nin devre dışı kaldığını söyleyebiliriz. Nitekim son 3 ankette onun ismi yer almamış.

        SARIGÜL’ÜN HEDEFİ NE?

        Mustafa Sarıgül Şişli diyor, başka bir şey demiyor. Kemal Kılıçdaroğlu ise Şişli’ye Sarıgül’ü koymaya istekli değil. Partinin içinden "Eyüp’e konabilir" deniyor. Ama Sarıgül net: "Ben Şişli adayıyım, ilçe arayışım yok"tan geri adım atmıyor.

        Şayet CHP’den olmazsa, DSP’den aday olabilir. O senaryoda bir sonraki hedefi de DSP Genel başkanlığı.

        ***

        Bu açıklamayı kınıyorum!

        Ankara’daki bir kreşte ağlayan minicik bir çocuğu susturmaya çalışan görevlinin yaptıklarını izlediniz mi? Bebeklikten yeni çıkmış bir miniğe, ağlıyor diye avaz avaz bağırıyor ve sonra da ağzını tutup, çocuğu nefessiz bırakıyor. Üstelik bu şiddeti diğer çocukların ortasında uyguluyor!

        İnsanın deliresi geliyor. Çocuklarımızı güvenip emanet ettiğimiz yerlerde böyle bir sevgisizlik, böyle bir hoyratlık nasıl olabilir?

        Olay sonrası yapılan "O bakıcının ailevi sorunları vardı, ağzını tuttuğu çocuk öz yeğeni" açıklamasını kınıyorum! O görevlinin ruh durumu da, o çocuğun kim olduğu da bizi ilgilendirmez! Bunların hepsi olayı hafifletici etki yaratmak için kullanılıyor. Kabul edilemez!

        Bu zalim görevli olay ortaya çıkınca açığa alındı, savcılık da konu ile ilgili soruşturma başlattı. Bu aşamadan sonrası çok önemli… Şayet çocuklarımızı korumak, onları emanet ettiğimiz yuvalarda güvende olmalarını sağlamak istiyorsak o minicik çocuğa şiddet uygulayanın yaptığının yanına kalmaması gerekir. Ondan adalet önünde hesap sorulmalı. Böyle bir şiddetin bedelinin ağır olmadığı bir ülkede çocuklarımız da güvende olmayacaktır…

        ***

        İsyan ettiren tahliye

        Çocuklarımızın güvenliği demişken insanı kahreden şu gelişmeyi de hatırlayalım: Geçen yıl 3 yaşındaki Alperen Sakin, İzmir Çiğli’de kendisini kreşe götüren serviste unutulmuş, baygın halde bulunmuş ve hastanede ölmüştü. Daha sonra servis şoförü ve kreş sahibi eşi başta olmak üzere sorumlular yargı önüne çıkmıştı.

        İşte 3 gün önce bu cinayetin sorumlularının yargılandığı davada kreş sahibi için mahkeme tahliye kararı verdi.

        İnsan hakikaten isyan ediyor! Kendinizi Alperen’in ailesinin yerine koyun. Minicik yavrunuz apaçık bir ihmal nedeniyle ölüyor, öldürülüyor ve sorumlular ellerini kollarını sallayarak dışarı çıkıyor…

        Bir yanda tutuklu yargılamanın adeta rutinleştiği davalar, diğer yanda haksızlık duygusunu pekiştiren böylesine tahliyeler! Bu ülkede yargı kurumu ve adalet kavramı maalesefhâlâ birbirine çok uzak…

        Diğer Yazılar