Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Utanıyorum! Böylesine duyarsız, böylesine cinsiyetçi, böylesine erkek tahakkümüne teslim olmuş bir medya düzeninde yaşamaktan utanıyorum! Hicap duyuyorum! Bu kadın düşmanı düzeni bir de kadın meslektaşlarımın devam ettirmesine, erkek kolonyalizmine kadınların payanda olmalarına isyan ediyorum!

        Bu ülkede kadın bilincinin b’si, kadına şiddete yönelik hassasiyetin h’si yok. Olmayınca hiçbir ilerleme sağlanamıyor. Sonuç olarak da maalesef kendilerine yönelik şiddeti cesaretle afişe eden kadınlar alkışlanacağına, susturuluyor ve hatta cezalandırılıyor!

        Cumartesi akşamı Kanal D Haber’de yayınlanan Sıla-Ahmet Kural haberi bu utanç tablosunun ilanıydı. Açın, izleyin o haberi. Sıla’nın darp raporu almasından bir gün sonraki görüntülerine ulaşmışlar da, darp izi yokmuş da, arkadaşlarıyla eğleniyormuş da! Bu sözde haberi bizzat Ahmet Kural yapsa ancak bu kadar anti-kadın bir haber yapabilirdi. Önce "flaş flaş" diye verdikleri görüntüler, üzerine de Ahmet Kural’ın samimiyetten uzak şovmen açıklamaları yerleştirilmiş habere... "Haksız olmak haksızlığa uğramaktan kötüdür" gibi ucuz romanlardan çıkma replikler, lafı dolandırmalar, gevelemeler, somut olarak yapılan suçlamaların etrafından dolaşmalar…

        "ESAS AHMET KURAL ŞİDDET GÖRDÜ" DEYİN, TAM OLSUN!

        Kanal D’nin haberinde bunlar Sıla’nın "Dayak yediğinin ertesi günü çok eğlendiği anlar" olarak sunulan görüntülerin peşine ekleniyor. Yani Sıla’nın darp raporunun düzmece olduğunu ima edip, Ahmet Kural’ın açıklamalarını vererek açıkça bir "erkek aklama destanı" yazmışlar.

        Utanmayın, bir de "Esas Ahmet Kural şiddet gördü" deyin de tam olsun! Üstelik bunu bir kadın sunucu yapıyor. Buket Aydın’ın tavrı beni bir kadın olarak çok üzdü. Bu çirkin "sözde haber"in yayınlanmasına izin vermemeliydi. O görüntüleri yorumsuz yayınlayabilir ama zaten şiddet görmüş kadını bir kez daha hedef alması kabul edilemez.

        Eğer Buket gerçekten anchorwoman ise tüm yetki onda demektir. Kadına şiddeti aklayan bu haberin tüm sorumluluğu kendisinde demektir. Tavrını koymalıydı ve "Bu çirkin haber girmeyecek arkadaşlar" demeliydi.

        Gelin ben size istismar edilen bu görüntülerin aslını Sıla’nın ağzından anlatayım…

        ***

        Sıla: O akşam hem sohbete hem muayeneye gittim

        Kanal D’nin bu apaçık "Ahmet Kural operasyonu" kokan haberini izleyince Sıla’yı aradım. Türk müziğinin efsane ismi sevgili Sezen Aksu’nun yanında çıktı. Sıla’nın sesi son derece kararlı ama kırgındı.

        Bu arada ben görüntüleri izleyince şaşırıp kaldım. Zira orada mutlu bir kadın değil, aksine feryat eden bir kadın gördüm. Bu haberi yapanlar buldukları ya da ellerine tutuşturulan görüntüleri izlememişler herhalde.

        CEM MUMCU BENİ TESELLİ ETMEYE GELDİ

        Sıla’ya "Nedir bu görüntüler?" diye sorunca şunları söyledi:

        "Olayın ertesi günü berbat bir ruh halindeyim. Arkadaşlar beni teselli etmek için geliyor, gidiyor. Psikiyatrist Cem Mumcu 2 yıl boyunca benim psikolojik danışmanlığımı yaptı. Daha sonra ahbap olduk. O akşam da hem dertleşmek hem de muayene olmak için Cem’i de davet etmiştim. Zaten görüntülerde yanımda var. Bir ara o akşamdan anları story olarak koymuş. Sonra hemen sildi ama herhalde oradan almışlar.

        BEN ORADA AĞIT YAKIYORUM

        Ben şarkıcıyım. Bir şarkıcı iyi gününde de, kötü gününde de şarkı söyler. Anadolu kadınları ağıt yakmazlar mı? Ben de orada ağıt yakıyorum."

        Sıla’nın hatırlattığı bu nokta çok önemli. Açın bakın görüntülere… "Yazıklar olsun sana!", "Yazıklar olsun inşallah!", "Bu aşktan hayır yok" diye haykırıyor. Yani o görüntülerde eğlenen bir kadın yok, feryat eden bir kadın var.

        MORLUKLARI BUZLAMIŞLAR

        Morluklar meselesine gelince… Orada da yayınlanan kısımda buzlama yapıldığını söyledi Sıla. Zaten bulanık, pek bir şey görmek mümkün değil. Sizinle bunu daha net göreceğiniz 2 fotoğraf paylaşıyorum.

        O gecenin buzlanmamış karelerine gazeteci Bilal Özcan ulaşmış.
        O gecenin buzlanmamış karelerine gazeteci Bilal Özcan ulaşmış.

        Bu haber hem kadına karşı şiddeti desteklemesi, hatta teşvik etmesi hem de tahrif edilmiş görüntüler üzerine uydurma hikaye yazılması ile iletişim fakültelerinde okutulmayı hak ediyor. Pes doğrusu Kanal D Haber!

        ***

        Erdoğan’ın Arjantin’deki tavrı çok doğruydu

        Arjantin’deki G20 Zirvesi tam da tahmin ettiğim gibi oldu. Cemal Kaşıkçı’nın acımasızca öldürülmesinde bütün okların işaret ettiği Veliaht Prens Selman zirveye geldi, liderlerle tokalaştı, hatta şakalaştı ve hiçbir şey olmamış gibi toplantılara katıldı. Putin’in, ABD’den rol kapmak için gösterdiği aşırı samimiyet içler acısıydı. Geçtiğimiz günlerde Trump açıkça Suudi Arabistan’la stratejik ortaklığı Rusya’ya kaptırmak istemediğini, o nedenle Kaşıkçı cinayetinin üzerine gitmeyeceğini deklere etmişti. O açıklamaya misillemeydi adeta Putin’in Selman’la el vuruşmaları ve abartılı yakınlık pozları.

        Orada Selman’a tepki gösteren, el sıkışmayan, yüzüne bakmayan tek lider vardı: Tayyip Erdoğan. Dünyanın sadece çıkar etrafında döndüğünü adeta gözümüze sokan bu ikiyüzlülüğü bir tek Türkiye Cumhurbaşkanı kabul etmedi, orada verdiği demeçlerde de Kaşıkçı cinayetini deşifre etmeye devam etti.

        Ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak gurur duydum. Ve hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım, hepimizin bu ülkenin cumhurbaşkanının Arjantin’deki ilkeli tavrından gurur duyması gerektiğini düşünüyorum…

        Diğer Yazılar