Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yeni bir sağ parti ya da iki yeni sağ parti kurulacağı ile ilgili her gün farklı iddialar ortaya atılıyor. Ben geçen hafta yaptığım araştırmalar sonucu “yenibirparti.org” adlı internet sitesinin Ahmet Davutoğlu ya da Abdullah Gül’ün ilgi ve bilgisi dahilinde olmadığı sonucuna ulaşmıştım.

        Birileri ortalığı karıştırmaya ya da trollemeye çalışıyor olabilir. Ancak ortada yeni bir oluşum için istek ve hazırlık olmadığını söylemek imkansız. İstek de var, hazırlık da.

        Geçen yazıda da belirttiğim gibi Gül ve Davutoğlu birlikte hareket etmiyorlar ve ayrıca ileride edecek gibi de görünmüyorlar. Aralarında ciddi farklılıklar var.

        Çok sağlam bir kaynaktan duyduğuma göre geçen hafta Ahmet Davutoğlu muhafazakar iş çevrelerinden 6 kişilik küçük bir grupla yemekli bir toplantı yapmış. Toplantı akşam 8’de başlamış, gece 2’ye kadar sürmüş.

        GÜL'LE İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYOR?

        Yemekten genel izlenim, Davutoğlu’nun kırgın ve kızgın olduğu yönünde. Yeni bir yola çıkmak için nabız yokluyor. Ancak bu kırgınlık ve kızgınlık Davutoğlu’nu Abdullah Gül’e yakınlaştırmamış.

        O toplantıda Davutoğlu, Gül’ün 24 Haziran sürecinde Cumhurbaşkanı adayı olmadığı için treni kaçırdığını söylemiş. Gül’ün 2018 seçimleri öncesi çekingen tavrını eleştirmiş.

        Bana gelen bilgi, toplantıya katılanların genel kanaatlerinin, Ahmet Davutoğlu’nun, Ali Babacan ile birlikte hareket etme eğiliminde olduğu yönünde. Ancak yeni bir parti kurulacağı ile ilgili herhangi bir şey konuşulmamış.

        Bir arayış var ama henüz somutlaşmış bir şey yok. Hesaplar öncelikle 31 Mart sonuçları üzerine yapılıyor. AK Parti oylarında düşme eğilimi olursa hız artacak. Yine de kısa vadede ortaya çıkacaklarını sanmıyorum. Henüz ne net bir kadro ne şekillenmiş bir parti kimliği var.

        REKLAM

        ***

        “Elveda Hindistan” ve yeniden alevlenen Keşmir

        Hindistan ve Pakistan arasında geçtiğimiz hafta yeniden alevlenen gerilim bir türlü çözülemeyen ve 70 yılda milyonlarca kişinin yaşamını yitirmesine sebep olan Keşmir sorununu yeniden gündeme getirdi.

        1947’de Hindistan’daki İngiltere hakimiyeti sona erdiğinde Hindular ve Müslümanların çoğunlukta olacağı şekilde Hindistan ikiye bölündü. Ancak Hindistan’dan Hindistan ve Pakistan diye iki ayrı ülke doğarken Keşmir’in orta bölgesi paylaşılamayan yer olarak kaldı. Kontrolü ele geçirmek için taraflar üç kez savaşa girdiler.

        Esasen bağımsızlık sürecinde Keşmir halkının Müslüman olan büyük çoğunluğu Pakistan’da kalmak istemişti. Ancak Keşmir Emirliği’nin Prensi Hindistan’la anlaşarak kontrolü Hindistan’a verdi ve İngiltere’ye kaçtı. Kavga da böylece başladı. Bugün yeniden alevlenen gerilimin 72 yıllık arka planının ana ekseni bu.

        Çok kanlı ve acı bir ayrılış olmuştu Hindistan ve Pakistan’ın ayrılışı. O hikayeyi anlatan ve Türkçe’ye “Elveda Hindistan” olarak çevrilen 2017 yapımı Viceroy’s House adlı bir film var. Hindistan’ın son valisi, ayrılık süreci ve İngiltere’nin orayı nasıl terk ettiğini anlatıyor. Gerçi film solcu ve liberal İngiliz basınında vali Lord Mountbatten’i sevimli resmetmekle eleştirilmişti ancak birlikte yaşayan bir toplumun nasıl ayrıştığını, nasıl adım adım savaşa gittiğini ve birbirini katlettiğini göstermek bakımından çarpıcı bir çalışma. İzlemenizi tavsiye ederim.

        Diğer Yazılar