Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kemal Kılıçdaroğlu’na çok yakın birkaç kaynaktan farklı ortamlarda çok şaşırtıcı bir şey duydum.

        Kemal Bey’in önümüzdeki günlerde parti yönetiminde bazı değişiklikler yapması bekleniyor. Kulağıma şu bomba iddia geldi: Kılıçdaroğlu, İnce’ye Genel Sekreterlik önermeyi düşünüyormuş.

        İnce açıkça hem CHP Genel Başkanlığı hem de Cumhurbaşkanlığı adaylığını hedeflediğini açıkladı ve bu yönde çalışmalara başladı. Kemal Kılıçdaroğlu bu çıkışa karşı İnce’yi yanına alma hamlesi yaparsa herkesi şaşırtmış olur.

        Bu, parti içi dengeler açısından da önemli. Ekrem İmamoğlu çok sivrildi, hatta CHP’nin koridorlarında ‘fazla sivrildiği’ konuşuluyor. İmamoğlu’nu dengelemek için de İnce faktörünü devreye sokmak Kılıçdaroğlu açısından akıllıca bir hamle gibi görünüyor.

        Erken seçim tahmini

        Bir diğer kulis de erken seçim tartışmaları ile ilgili. Her ne kadar hem iktidardan hem de muhalefetten erken seçime dair bir sinyal gelmese de Kılıçdaroğlu da Muharrem İnce gibi 2020 Kasım’ında bir seçim bekliyor, hazırlıklarını ona göre yapıyormuş.

        *

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağlatan konuşması

        New York’ta BM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı konuşma çok iyi hazırlanmış, çok yürekten ve çerçevesi çok geniş bir konuşmaydı.

        Aylan bebeğin fotoğrafını gösteren, Mursi’nin uğradığı zulüm sonucu ölmesine isyan eden, İsrail’in hak ihlallerini, Keşmir’i, Afganistan’ı dile getiren, haksızın, güçsüzün yanında duran bir küresel lider portresi çizdi Erdoğan. Ve salondan çok alkış aldı.

        Özellikle Suriye ve göçmen meselesinde haritalar ve grafiklerle yaptığı anlatımın çok etkili olduğunu düşünüyorum. Uluslararası sistemin sorgulandığı, ortak vicdanın varlığının tartışıldığı bir dönemde bu çığlığın göz ardı edilen coğrafyalarda büyük karşılığı var.

        *

        Nazlı Ilıcak’ın mektubu

        Burada zaman zaman Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mümtaz’er Türköne ve Osman Kavala’nın tahliye edilmeleri yönünde çağrı yapıyorum ancak her seferinde büyük bir hayal kırıklığı ile bu ülkede kimsenin özgürlükler için mücadele etmediğini görüyorum. Herkes kana kan intikam peşinde. 75 yaşındaki Nazlı Ilıcak’ın hapiste çürümesini istiyorlar. Uluslararası çapta bir edebiyatçı olan Ahmet Altan’ın demir parmaklıkların arkasından çıkamamasını arzu ediyorlar. Osman Kavala’nın cezaevini hak ettiğini söylüyorlar.

        Nazlı Ilıcak birkaç gün önce hapisten bir mektup yazdı. Tutuklu olduğu 3 yılı aşkın sürede neler yaşadığını anlattı. Bir nevi hapishane günlüğü. Çocukluğuna gidiyor, iç hesaplaşmalar yapıyor, nasıl fare yakaladığını anlatıyor, elleri kelepçeli olarak hastaneye gittiğinde onu gösterip ‘terörist taşıyorum’ diyen görevlinin sözlerinin kendisi ile arasında yarattığı yabancılaşma hissini tarif ediyor... Öyle insani, öyle dokunaklı bir metin ki… Kim olursa olsun, içinde bir nebze vicdan kırıntısı olanın etkilenmemesi olanaksız…

        Yazının yayınlandığı T24 sitesine girin, bu dokunaklı metnin altında yorumlar göreceksiniz. Benim okuyunca kanım dondu… 75 yaşında cezaevinde fare yakalayan, hayaller kurarak ayakta kalmaya çalışan ve torunlarını özleyen bir kadının oradan çıkmamasını isteme yarışı yapılıyor sanki! Bu nasıl bir öfke, nasıl bir kin?

        Buradan bir kere daha yazıyorum: Bu ülkede huzur istiyorsak, hukuk istiyorsak bu intikam duygularını dizginlemenin yollarını aramak zorundayız.

        *

        En lezzetli festival

        Elbette birçok şehir yemek konusunda yarışır ama bence Türkiye’nin en zengin ve lezzetli mutfağı Antakya mutfağıdır. Kültürel çeşitlilik ve iklim avantajı nedeniyle adeta bir yeme-içme vahası burası.

        İstanbul, bu lezzetli mutfak ve zengin kültür ile ilgili güzel bir organizasyona ev sahipliği yapacak. Bana Antakyalı dostlarım Duygu-Hazım Giray haber verdiler. Onların da organizasyona önemli katkı sağladığı bu etkinlik, çokkültürlülüğümüzü hatırlatmak açısından bence çok faydalı bir girişim.

        Yarın başlayıp, 29 Eylül’e kadar sürecek Hatay Gastro Günleri Cemal Reşit Rey’de Medeniyetler Korosu’nun konseri ile açılacak. 2008’de kurulan bu koro, Hatay’ın kozmopolit yapısını özetleyen, müthiş bir topluluk.

        Koroda 3 semavi dine ve 6 farklı medeniyete mensup tümü TC vatandaşı 75 kadın ve 75 erkek bulunuyor. 2012’de NOBEL Barış ödülüne aday gösterilmişlerdi.

        Yemek stantları Maltepe Etkinlik alanında olacak. Murat Bozok, Arda Türkmen, Sahrap Soysal ve hatta Mert Fırat gibi isimler yemekler hazırlayacak, Antakya sofraları üzerine sohbetler olacak, bir medeniyet yolculuğuna çıkılacak…

        Hatay’a gitme şansını her zaman bulamayabilirsiniz ama Hatay ayağınıza geliyorsa kaçırmayın derim…

        REKLAM

        ***

        Düzeltme: Pazartesi günü Adnan Oktar ve örgütünün yargılandığı dava ile ilgili yazımda mahkemede şikayetçi olan kadınların ifadelerinin yüksek sesle okunmasının büyük bir baskı yarattığı ve bu nedenle 3 kişinin ifadesini geri çektiğini yazdım. Bana bu bilgi davayı takip eden mağdur ailelerden gelmişti ancak daha sonra aynı kaynaklarım yüksek sesle okunan ifadelerin, örgütün mağdur ettiği kadınları çok rahatsız ettiğini teyit etmekle birlikte ifadesini çeken kimsenin olmadığını söylediler ve bu bilgiyi düzeltmemi istediler. Buradan duyuruyorum.

        Diğer Yazılar