Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hâlâ inanamıyorum...

        Bir siyasetçi kendi ayağına kendi eliyle kurşun sıkacak böyle büyük bir yanlışı, hem de bilerek ve isteyerek nasıl yapabilir?

        Depremin ve can kayıplarının herkesi üzüntüye boğduğu bu ortamda böyle vurdumduymaz bir görüntü nasıl verilebilir?

        Türkiye, Elazığ ve Malatya’daki depremle yatıp kalkıyor. Ülkenin çeşitli şehirleri her gün sallanıp duruyor...

        Bu hüzünlü ve yas dolu dönemde Ekrem İmamoğlu, ailesi ile birlikte hem de Elazığ’ın yanı başında bir kayak tatiline nasıl gider?

        Dahası bir de bizzat kendi sosyal medya hesabından havalı kayak pozlarını nasıl paylaşır?

        Milletçe deprem acısıyla helak olmuşken, "Yarıyıl tatili nedeniyle çocuklarım ve eşim ile birlikte dünya güzeli Erzurum’u hissetmenin mutluluğunu yaşıyoruz" mesajını nasıl gönderir?

        Acaba hem Ekrem Bey hem de tüm İmamoğlu ekibi bir akıl tutulması mı yaşıyor? Bu soruyu Dilek İmamoğlu’nu da dahil ederek soruyorum.

        Normal zamanlarda dahi lüks otelde kayak tatili pozu Türkiye’de bir siyasetçiye fayda değil zarar getirir. Hele ki bu kadar acının yaşandığı günlerde akılalmaz derecede şuursuz bir hareket bu.

        Sayın İmamoğlu fark etmese Dilek Hanım’ın bu apaçık yanlışı görüp, kesinlikle engellemesi gerekirdi.

        Hafızamı yokluyorum, böyle lüks kayak tatili pozlarını kendi eliyle medyaya veren bir önemli siyasetçi hiç hatırlamıyorum.

        Olacak iş değil bu.

        Üstelik yeniden tekrarlıyorum, büyük bir deprem olmuş. Ülkede adeta seferberlik ilan edilmiş. Bütün gündem sadece bu felakete kilitlenmiş.

        Ekrem İmamoğlu istediği kadar önce Elazığ depremine gittim desin. Artık o ziyaretin hiçbir anlamı kalmadı.

        Sonrasında ailesiyle kayak tatili yaptığı gerçeği diğer her şeyin üzerini örter.

        Ben İmamoğlu Ailesi’nin bitmek bilmeyen tatil ısrarını anlamakta zorlanıyorum.

        Sanırım konumlarının hâlâ farkında değiller. Dediğim gibi bir tip şuursuzluk hali bu.

        Şu görüntü itibarıyla “Ekrem İmamoğlu kazanmadı. AK Parti kaybetti” diyen siyaset bilimciler kesinlikle haklı.

        İstanbul’u sel götürürken yazın Bodrum’da kalmanın yaratttığı tartışmalar hiç olmamış gibi şimdi de deprem felaketi sonrası kayak tatili pozları!

        Sayın Ekrem ve Dilek İmamoğlu, nedir bu tatil merakı?

        Bulunduğunuz konum "Dünya yıkılsa da sömestr planlarımı bozmam" diyebileceğiniz bir konum değil…

        Murat Ongun ile zaman zaman konuşuyorum. Bende tedbirli ve titiz bir başdanışman izlenimi uyandırıyor.

        O da mı bu işte bir yanlışlık olduğunu görmüyor?

        Peki ya yazdığı kitapta İmamoğlu’nu göklere çıkaran Necati Özkan?

        Ekrem Bey’in etrafında depremde ortalık yıkılmışken kayak tatiline gidip bir de üstüne bu tarz pozlar vermenin yanlış olacağını söyleyecek bir kişi bile yok mu?

        *

        Corona değil İnfluenza A!

        Etraf Corona virüsü haberlerinden geçilmiyor. Halbuki bizim için esas tehlike bu yıl Türkiye’yi kasıp kavuran influenza A virüsü ya da halk arasındaki tabirle domuz gribi.

        Bizim çocuklar hasta. Sınıflarının neredeyse yarısı şu an enfekte durumda. Diğer yarısı da zaten salgından nasibini alıp sırasını savdı.

        Öğretmenlerin çoğu okula gelemiyor. Kime sorsam çevresinden biri yatağa düşmüş… Aman dikkat! (Bizimkilerin tatili yok ama sömestr tatilinde olanlar için de durum farklı değil, okullar 5 güne açılıyor-na)

        Halimizi görmeniz lazım sevgili okurlar…

        Ela cuma sabahı "Boğazım ağrıyor" diye başladı. Başka hiçbir şikayeti yoktu. 36 saat boyunca da olmadı. Sonrasında hafif bir ateş başladı. Ateş düşürücü ile idare ettik. Üçüncü aşamada öksürük geldi.

        Ben böyle şey görmedim. Gece hafifçe öksürüyordu. Ertesi sabah iş çığırından

        çıkmak üzereydi.

        Birkaç saat içinde doktora götürdüm, biraz daha geciksem hastanede yatmamız gerekecekmiş. Hemen Enfluvir’e ve yoğun bir buhar tedavisine geçtik.

        Bu arada sağlam olan Yasemin de "Yorgunum" demeye başladı. Onun da saatler içinde ateşi çıktı. Ela’dan farklı şekilde bu kez de acayip inatçı bir ateşle karşılaştık. 40’a kadar çıkıyor ve ateş düşürücülere rağmen saatlerce inmiyor.

        Birinde yoğun öksürük, diğerinde bitmeyen ateş…

        Son 48 saattir toplam 5 saat uyumamışımdır herhalde. Zavallı bıdıkların burunları silmekten domatese döndü. Bu halde bile ‘kim daha hasta’ yarışı yapıyorlar… Tabii bu arada çocuklara bakarken büyüklerin de virus kapma riski yüksek. O nedenle doktorlar genellikle Enfluvir’e tedbir olarak başlanmasını tavsiye ediyorlar.

        Bu yazıyı halimizden şikayet etmek değil, sizleri uyarmak için yazdım sevgili dostlar… Aman çocuğunuz, yakın çevreniz ya da kendinizdeki basit şikayetleri ciddiye alın… İnfluenza A’nın kuluçka süresinin uzun olduğunu unutmayın…

        Diğer Yazılar