Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlığı iyi mi, değil mi bilmiyorum ama bir süredir Türkiye toplumu olarak hiçbir kesimin sağlığı iyi değil. Bundan eminim.

        Erdoğan’ın bayramlaşma mesajında birkaç saniyeliğine içinin geçmesi meselesi bir anda birbirinden tuhaf ve saçma komplo teorilerini canlandırdı.

        Sevgili okurlar 20 senelik gazeteciyim. Ben bu mesleğe başladıktan hemen sonra geldi AK Parti iktidara. O zamandan beri Tayyip Erdoğan’ın hasta olduğu yönünde şaibeler önce “zinde güçler” sonra da Fetullahçılar tarafından hep dolaşıma sokulmuştur.

        Sondan başlayalım… 2012-13 döneminde Fetullahçılar "Kesin olarak biliyoruz, Erdoğan kanser ve çok az ömrü var" söylentilerini yayıyorlardı. Özellikle iş dünyasını bu şekilde etkilemek istiyorlardı ve büyük oranda da tesirli oldular.

        Fetullah Gülen’in bu söylentileri yaymaktaki amacı “Esas güç Erdoğan değil, benim. Erdoğan gidici. Ben hancıyım. O yolcu” diye düşündürtmekti.

        Gülen örgütünün propaganda bakanı Erkam Tufan Aytav da 2012’den itibaren biz köşe yazarlarına sürekli Erdoğan’ın kanser olduğunu söyleyerek, çok az bir ömrü kaldığını laf arasına sıkıştırıyordu. Aytav’ın klasik taktiğiydi bu.

        Buradaki Gülenist strateji de 2013’te patlayacak o savaş öncesinde yazarlara “Erdoğan’ın fazla bir ömrü yok. Bu savaşta bizim tarafı tutun” mesajı vermekti. Bu konuda epey kişiyi de ikna ettiler.

        Gülencilerden de önce 2006 senesinde Erdoğan’ın sara nöbeti geçirdiği dedikoduları sürekli medyaya “zinde güçler” tarafından fısıldanıyordu.

        Hep benzer taktikler…

        Son bayram hadisesi ile birlikte yine “Erdoğan’ın hasta olduğu, bu hastalığın gizlendiği yönünde iddialar” ortaya atılmaya başlandı.

        O DOKTOR 6 AY DEĞİL, 17 AY SONRA VEFAT ETTİ

        Unvanlarında profesör yazan, üstelik "Meslekte 40 yılım geçti, ben çok kıdemli hekimim" diyenler dudak uçuklatıcı ve tıp etiğine tamamen aykırı senaryolar atıyorlar ortaya. Son olarak Prof. Dr. Ahmet Saltık adında bir tıp hekimini dinledim ve ağzım açık kaldı.

        Hatırlarsanız 2006 Ekim ayında -ki ramazan ayıydı- Erdoğan arabasında bayılmış, onu çıkarmak için arabanın camı kırılmış, araç açılıp Tayyip Bey hastaneye kaldırılmıştı.

        İşte o gün Erdoğan’a müdahale eden doktorun bu olaydan 6 ay sonra gripten öldüğü, bu ölümün şüpheli olduğu ileri sürülüyor. Galiba birkaç yıl önce de benzer bir iddia dolaşıma sokulmuş ancak ben ilk kez Ahmet Saltık’tan dün dinledim.

        Bakıyorum bu iddia giderek yayılıyor ve olaya bir gizem katılmaya çalışılıyor. Sanki o doktor büyük bir sırrı keşfetmiş (O sır da Tayyip Erdoğan’ın sara hastası olmasıymış) ve bu nedenle öldürülmüş…

        Sevgili okurlarım, Ekim 2006’da oruçlu iken arabada bayılan Başbakan Erdoğan apar topar Ankara Güven Hastanesine götürülmüştü.

        Bayılmasının sebebi oruç açlığı denmişti, öyle miydi, değil miydi bilemem. Tıp doktoru değilim. Ama o gün Erdoğan’a müdahale eden doktorun ismi Sümer Güllap’tı.

        Sümer Hanım gencecik ve sevilen bir tıp insanıydı.

        Bugün maalesef hayatta değil ancak Ahmet Saltık’ın iddia ettiği gibi Erdoğan’a müdahale ettikten kısa süre sonra vefat etmedi.

        2008 Mart’ında, yani Erdoğan’ın arabasının içinde bayıldığı tarihten 17 ay sonra yakalandığı gribin kalp kası iltihabına dönüşmesi sonucu vefat etti Güllap.

        Söylendiği gibi 6 ay değil, 17 ay sonra.

        Böyle apaçık yalan ve akıl dışı komplo teorilerini bir bilim insanı sorumsuzca ekranlarda ortaya atabilir mi?

        Bu her şeyden önce tıp etiğine aykırı!

        Maalesef bu saçma sapan yalanlardan medet uman bir muhalefet medyası var bu ülkede. Böyle bir muhalefet anlayışı bu ülkeye hiç fayda getirmez.

        Hadi intikam hırsıyla çıldıran Gülenistleri anladım da bugün muhalefet medyası nasıl bu saçmalıklardan medet umar?

        İşin mantıksız diğer bir tarafı da Erdoğan’ın 2006 yılında sara hastası olduğunu kanıtlamaya çalışmak.

        Sevgili okurlar, hatırlatmak isterim ki yıl 2021.

        Yani 2006’nın üzerinden 15 yıl geçmiş. Bu 15 yıl içinde fevkalade sıkı bir tempo ile çalışmış, neredeyse tüm dünyayı dolaşmış, büyük badireler atlatmış bir siyasetçi var. 15 yıldır ağır hasta mıydı yani Erdoğan? Bu saçmalıklara kim inanır...

        Tayyip Erdoğan’a kuvvetli ve etkili bir dille muhalefet etmek ayrı, deli saçması teorilere bel bağlamak ayrı.

        Bence bu iddiaları ortaya atanlar önce kendi sağlık durumlarına bir baktırsınlar…

        Diğer Yazılar