Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        “Oraya bomba atsak tek kaybımız bomba olur.”

        Bu cümleyi görünce beynimden vurulmuşa döndüm.

        Başta sosyal medya olmak üzere dört bir taraftan kötülük bombardımanı altındayız ama bu öyle sıradan bir kötülüğe işaret etmiyor. Burada çok derin bir nefret, dehşet derecede bir barbarlık kokusu var.

        “Oraya bomba atsak tek kaybımız bomba olur.”

        Bu cümleyi twitter'da insan diye gezen biri ya da birileri sahnede dans edip şarkı söyleyen üniversite öğrencilerini hedef alarak kurdu.

        Önceki gün birçok üniversitede yabancı öğrenciler için düzenlenen ‘international day’ yani ‘uluslararası gün’ kutlamaları vardı. Bahçeşehir Üniversitesi'nden paylaşılan görüntüler bir tartışma başlattı. Arapça şarkı ve marş söyleyen gençlerin videoları bazı hesaplar tarafından twitter'da paylaşılınca ortalık bir anda toz duman oldu.

        Hakaretler, tehditler, alenen ırkçılık, nefret…

        Şarkı söyleyen gençler şehitlerimizle alay etmekle, Türkiye’yi işgal etmekle suçlandılar. Bayrak açıp marş söyledikleri için hedef gösterildiler.

        Bahçeşehir Üniversitesi de bu suçlamalardan nasibini aldı. Sosyal medyada birçok kullanıcı üniversiteyi Türk öğrencileri dışlamakla itham etti, hatta okuldan çocuklarının kaydını alacağını söyleyen bazı hesaplar oldu.

        REKLAM

        SAHNEYE ÇIKAN ORGANİZATÖR TÜRKMEN GENÇ ANLATIYOR... OLAYIN ARKA PLANI NE?

        Ben kıyamet koparan o görüntüleri defalarca izledim. Buraya da ekliyorum. Sadece şarkı söyleyen ve kutlama yapan gençler göreceksiniz. Üniversiteli gençler…

        O günün ve kutlamaların detayını merak ettim, Suriyeli gazeteci arkadaşım Üveys Akad’dan yardım istedim. Üveys benim için Bahçeşehir Üniversitesinin Iraklı öğrenciler temsilciliğini yapmış olan ve Salı günkü organizasyonu düzenleyen ekipte yer alan Haydar Abdullah’ı buldu.

        Ardından da Bahçeşehir Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel’i aradım ve okuldaki yabancı öğrenci sayısını ve sosyal medyada ortaya çıkan nefret dalgasını sordum.

        24 Mayıs Bahçeşehir International Day kutlamalarında neler yaşandığını okulun Irak Türkmeni öğrenci temsilcisi Haydar Abdullah şöyle anlattı:

        “Önceki günkü etkinliğin organizatörlerinden biri benim, hatta sahneye ilk ben çıktım. International Day sadece Bahçeşehir’de değil dünyanın birçok üniversitesinde okulların yabancı öğrencilerinin kendilerini göstermeleri için düzenlenen bir gün. Pandemi döneminde yapamamıştık, uzun bir aradan sonra önceki gün yaptık.”

        IRAK HALAYI ÇEKİP, ZULME İSYAN EDEN MARŞIMIZI SÖYLEMEK SUÇ MU?

        Abdullah “Neden marş söylediniz? Neden bayrak açtınız? Bu bir meydan okuma mıydı?” diye sorunca,

        “Hayır hiç öyle şey olur mu! Üniversite bize ne yapmak istediğimizi sordu, biz de form doldurup gönderdik. Sahneye çıkma hakkımız vardı. Her yabancı öğrenci grubunun var. Biz de önce bir Irak halayı çektik. Bu bizim kültürel dansımızdır.

        2019’da Irak Hükümetinin zulmüne karşı gençler ayaklanmıştı. O ayaklanmanın bir şarkısı var, onu söyledik. Ve o şarkıda Türk öğrencilerle hep beraber dans ettik. Görüntüleri bulabilirsiniz.

        Sonra sahnede ben konuştum. Karaoke yapılacak ama önce milli marşımızı söyleyeceğiz dedim. Hep birlikte ABD’nin 2003’te Irak’ı işgal ettiğinden beri marş olarak söylediğimiz Mawtini’yi söyledik. Bu zulüm ve işgal altındaki Suriye, Yemen, Filistin’de de marş olarak söylenen ortak bir şarkı. Herkes alkışladı. O sırada bayrağımızı kaldırdık. Burada milli marşı söylerken nasıl kaldırıyorsak öyle.”

        REKLAM

        (Bu şarkıyı İngilizce altyazılı olarak buraya koyuyorum sevgili okurlar, lütfen dinleyin… Bu kadar şeytanlaştırılan insanların ülkelerindeki zulümlerin yarattığı kedere yakılan ağıtı göreceksiniz..)

        “12 senedir burada yaşayan Türkmenleriz, böyle bir ırkçılık hiç görmemiştim”

        "Benim büyük dedem Çanakkale Savaşı'nda savaşmış bir asker"

        Iraklı öğrenci Abdullah’a sosyal medyadaki nefret videolarını da sordum. Şunları söyledi:

        “Ben 12 senedir Türkiye’de yaşıyorum. Hiçbir zaman bu kadar ırkçılık görmedim. Twitter'da videoyu paylaşıp Suriye bayrağı koymuşlar. Halbuki bizim kaldırdığımız bayrak Irak bayrağı. Yanında da Filistin bayrağı vardı. Ben Irak Türkmeniyim, mühendislik mezunuyum. Biz kimsenin bayrağına, vatanına, şehidine saygısızlık yapmayız. Irak dünyada en çok şehit vermiş ülke. Bizim için şehitler kutsaldır. Ama bize çok iftira atılıyor, saygısızlık yapılıyor. Çok üzülüyor ve korkuyoruz. Göz göre göre ırkçılık yapılıyor. Biz neredeyse aynı vatan, aynı kültüre sahibiz. Biz Türkmenler de, Kürtler de Araplar da öyle. Yemeklerimiz, konuşma tarzımız, yaşam biçimimiz çok benziyor. Ülkelerimizde aynı ezan okunuyor. Atatürk zamanında Iraklıların ne kadar sevildiğini herkes bilir. Biraz araştırsınlar. Benim büyük büyük dedem ailesini, evini bırakıp Çanakkale Savaşı'nda Osmanlı için savaşmaya gelmiş. Ben Türkiye’de yaşayan bir Iraklı olarak bu yazılanlardan utanıyorum.

        Bakın orada Türk arkadaşlarımızla birlikte güzel bir gün geçirdik. Sonra sabah bir kalktık dünya altüst olmuş. İç çatışmalar tam da böyle çıkar. Dışarıda bu yazılanları okuyan biri bizi görse hedef alsa… İlk kez böyle bir şey yaşıyoruz. Türk arkadaşlarımız ‘Bu kadar nefretle nasıl yaşanabilir?’ diye soruyorlar. Kim bu ortamı ateşliyor, bu ateşe odunu kim atıyor bilmiyorum ama bu çok tehlikeli ve yanlış. ‘Oraya bomba atsak tek kaybımız bomba olur’ yazmışlar. Düşünün böyle insanlar yaşıyor ve bizim görüntülerle bu insanlara malzeme veriliyor. Biz üniversite öğrencileriyiz. 3 yıldır ilk kez sadece 10 dakika sahneye çıkma hakkımız vardı. Tek yaptığımız sahnede marş ve şarkı söylemekti. Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan ve diğer Türki cumhuriyetlerden gelen arkadaşlarımız da aynısını yaptı ama biz Arapça söylediğimiz için başımıza bunlar geldi. Bu nefret nereden kaynaklanıyor anlamıyorum."

        REKLAM

        ENVER YÜCEL: 30 BİN ÖĞRENCİ ARASINDA ARAPÇA KONUŞAN SAYISI 750

        Haydar Abdullah ile konuştuktan sonra Bahçeşehir Üniversitesi’nin sahibi Enver Yücel’e de International Day etkinliğini ve okuldaki yabancı öğrenci sayısını sordum. Şöyle dedi Enver Bey:

        “Bizim Bahçeşehir’de 30000 öğrencimiz var Nagehan Hanım. Bunların 7000’i yabancı.”

        Yabancıların yüzde 15’i Arapça dil konuşan öğrenci coğrafyasından imiş. Yani bırakın çoğunluğu, 30000’in içinde 750 öğrenci Arapça konuşuyor. Kaldı ki bu sayı çok daha yüksek olsa ne olur? 30000 öğrencinin yarısı batılı olsa gurur duyacak olanlar yüzde 15’i Arap olunca kıyamet koparıyorlar. Bu ırkçılık değilse nedir?

        Enver Yücel yabancı öğrenciler sayesinde ülkeye 280 milyon dolar döviz getirdiklerini de hatırlattı.

        Diğer Yazılar