Millet İttifakı'nın ortak bir HDP stratejisi olacak mı?
Sesli Dinle
0:00 / 0:00
Sayın Akşener’in ve pazartesi akşamı benim de katıldığım Habertürk yayınına bağlanan CHP Grup Başkanvekili Sayın Özgür Özel’in açıklamalarını yan yana getirince ortaya şu sonuç çıkıyor:
Bu süreçte CHP, HDP ile görüşmeye kapıları kapamıyor, Sayın Kılıçdaroğlu HDP’li yöneticiler ile "ortak aday" değil CHP Genel Başkanı şapkası ile bir araya gelebilir.
Sayın Akşener "Her partinin kendi politikası vardır, kimsenin çizgisi bizi ilgilendirmez ve biz farklılıklara saygı duyarız ancak İYİ Parti olarak asla HDP ile aynı masaya oturmayız" diyor.
Bu da çoklu ittifakta partilere yeri geldiğinde kendi politikalarını uygulayıp yeri geldiğinde ortak hareket etme kabiliyeti veriyor.
Ancak tabii birbiriyle çelişen söylemler son dakikada bir sürpriz olmazsa aday çıkarmayarak Millet İttifakı’nı destekleyecek HDP’nin tabanında kafa karışıklığı yaratabilir.
İktidar cephesi sıkıştırdıkça İYİ Parti sert HDP söylemine devam edecek. O konuda taviz olacağını hiç sanmıyorum.
Bu durumda HDP seçmenini Kılıçdaroğlu lehine sandığa gitme konusunda motive etmek kolay olmayabilir.
Akılcı olan liderlerin HDP ile ilgili bir strateji üzerinde çalışmaları. Fakat aday konusunda gördük ki masa, en netameli konularda konuşmaktan imtina ediyor. Dolayısıyla ortak bir HDP stratejisi üzerine çalışılır mı, anlaşılır mı emin değilim…
Dün akşam Habertürk ekranlarında Fatih Altaylı’nın karşısında gelişmeleri iyi analiz etmiş, duygularını tartıp biçmiş, mevcut durumu içselleştirmiş bir Meral Akşener vardı.
Cuma gününden itibaren yaptığı öfkeli çıkış ile siyasetin gündemini sarsmış, pazartesi günü elde edilen sonuçtan çok da tatmin olmamış bir siyasi lider izlenimi oluşturmuşken programdaki özgüvenli, sıcak, ölçülü ve üzerine düşünülmüş mesajları ile "yeniden masadayım" dedi İYİ Parti Genel Başkanı.
"Zaten pazartesi dönmüştü masaya" derseniz hayır derim, esas dönüş dünkü yayınla oldu. En azından kamuoyuna dünkü açıklamaları ile kerhen değil kalben masaya döndüğü izlenimini verdi.
Ben Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın pazar gece yarısı Sayın Akşener’in evine ziyarete gelmeden önce Meral Hanım’ın Sayın İmamoğlu’na "Kemal Bey’in izni var mı?" diye sorduğunun altını özellikle çizmesine takıldım.
Yayında üzerine basa basa anlattığı bu hatırlatması cuma günkü çıkışının fevri ve fazla da tartıp biçilmemiş bir çıkış olduğunu kanıtlıyor. Zira o konuşmada bırakın bir ziyaret için izin almayı belediye başkanlarına parti genel başkanlarına bayrak açma, başkaldırma çağrısı yapıyordu Meral Hanım.
Sonuçta voltajı çok yüksek bir gerilim yaşandı.
Bu gerilimin 6 partiye birden zarar vereceği tüm taraflar tarafından görüldü.
Bu noktadan sonra seçime kadar aralarında ciddi bir tartışma ya da kriz yaşanması olasılığını imkansıza yakın görüyorum.
Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
