Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Biz İzmirliler biraz rahatımıza düşkünüzdür. Gündüz işimizi gücümüzü bitirir, akşam keyfimizi yaparız. Kimimiz balkonumuzda çayını yudumlar, kimimiz Kordon’da denize karşı rakısını...

        Yaşamdan tat aldığımız için mutluluk da yüzümüze vurur. O yüzden diğer illerden gelenler, İzmir insanını sıcak bulur, sevecen bulur.

        Ancak bu rahatına düşkünlük, zaman zaman İzmirlilerin ufkunun büyümesine izin vermiyor gibi gelir bana. Örneğin perşembe günü İzmir Ticaret Odası, kentin turizmden aldığı pastayı artırmak adına ‘İzmir İçin Acil Turizm Zirvesi’ adıyla bir toplantı düzenledi.

        *

        İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, iyi niyetli bir girişimle İzmir’deki turist sayısını artırmak için çok önemli bir organizasyona imza attı. Türkiye’ye gelen 30 milyon turistin ancak 1 milyonunun İzmir’e geldiğini, bunu artırmak için bir şeyler yapmak gerektiğini anlattı.

        Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay‘ın katıldığı bu zirve öncesi hazırlıklar yapılmış, 9 alt çalışma grubu oluşturulmuş ve bunlar birer rapor hazırlamış. 9 temsilci zirvede hazırladıkları bu raporları tek tek Bakan’a sundu.

        Elbette yerinde tespitler ve öneriler de vardı. Bunları tenzih ediyorum ama İzmir Limanı’na gemilerin geldiği günler yaşanan trafik sorununun giderilmesi, otopark sıkıntısının çözülmesi, Efes-Bergama gibi ören yerlerinde ara sıra meydana gelen turnike arızalarının giderilmesi, limana bir posta kutusunun konması, tuvaletlerin temiz tutulması ve benzeri bir sürü talep iletildi Ertuğrul Günay’a.

        Böylesine önemli bir toplantıda bu kadar küçük sorunlara Ankara’dan çözüm beklenmesi biraz trajikomik bir durum elbette. Hani, “Böyle mi artacak İzmir’deki turist sayısı? Nerede vizyon projeler?” demekten insan kendini alamıyor.

        Doğal olarak Bakan da “Ben bunları Ankara’dan çözemem” diyerek kestirip attı ve hedefi belediye başkanlarına çevirdi. Onların toplantıda yer almamasını eleştirdi. Toplantı sonrası ortada bir posta krizi olduğu ve aslında başkanlara davet ulaşmadığı ortaya çıktı.

        Ancak ‘Başkanlar gelseydi ne olacaktı?’ diye de bir sormak lazım. Zira zirveyi yöneten Sayın Necip Kalkan’ın söz almak isteyen bir katılımcıya, “Bu toplantıda katılımcıların söz hakkı yok. Yalnızca raporlar sunulacak ve Bakan Bey yanıt verecek” sözünü unutmamak gerekir.

        Diğer Yazılar