Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE’nin PKK-YPG’nin terör koridoruyla ilgili tehdit analizleri, “Sınırımızda bir terör koridoru oluşturulmasına izin vermeyiz” tutumu, neredeyse davulla zurnayla ilan edilen harekât yapma iradesi başından beri son derece açıktı. Buna karşılık küresel ölçekte ABD, bölgesel ölçekte Rusya, Türkiye’nin sınır ve güvenlik sorununa şantajsız bir çıkış yolu öneremedi. Türkiye yine de diplomatik kanallarla yol almaya çalıştı, lakin diplomasiden başka yol yokmuş gibi davranmadı. Afrin Harekâtı şu ana kadar beklendiğinden çok daha hızlı ve etkin bir şekilde ilerledi. Daha önemlisi, ne NATO, ne ABD, ne de Rusya, Türkiye’nin “haklılığına” gölge düşürebildi.

        Çünkü bunun adı “savunma”dır. Yani; 1) Fetih rüyaları gören ve konuya çarpıtılmış hamaset şehveti üzerinden yaklaşanlar haklı değil. 2) PKK-PYD saldırırken havaya bakıp ıslık çaldığı halde şimdi “Savaşa hayır” diye tantana yapanlar da haklı değil.

        Türkiye toprak ilhak etme amacıyla değil, Suriye sınırındaki varlığını ABD’den aldığı binlerce TIR silah desteğiyle işgal etmeye girişen bir terör oluşumuna karşı durmak için yapıyor “Zeytin Dalı”nı. Ancak önemli bir cihet var. Adı “Zeytin Dalı” olan bir harekâta destek veriyorum diye ortaya çıkıp “Ya Afrin yıkılsın ya teröristler yakılsın” diyemezsiniz.

        Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir coğrafya parçası olan Afrin’i haritadan silmek gibi ham hayalleri yoktur. Çünkü hadise bir ülkenin meşru savunma hakkından ibarettir. Hem “Sosyal medyada askerlerimize iftira atmak için paylaşımlar yapan provokatif hesaplara dikkat” deyip hem de “Nasılsa AK Parti’yle ittifak yaptım” rahatlığıyla yakma yıkma övgüsü yaparsanız, yarın uluslararası boyut kazanma ihtimali olan antipropaganda faaliyetinin harlayacağı ateşe bugünden odun taşımış olursunuz.

        “Hamaset” kelime anlamı itibarıyla “yiğitlik, yüreklilik” demektir; vatan savunmasında bilfiil mücadele edenler için elbette hamaset de yapılır, hamasetin hikâyesi de yazılır. Ancak bu tür harekâtın da, savaşın da, sonuç itibarıyla daha büyük bir savaşı önlemeyi, sürdürülebilir barışı ve yaşamı idame ettirmeyi hedeflemesi gerektiği, aksi takdirde yolundan sapacağı bir an bile unutulmamalı.

        Asker-hükümet arasında nihayet kurulmuş olan işbirliği, sahaya hâkim olmak gibi artılar sayesinde sivil canlara mukayyet olma hususunu da kapsayan bir dikkati mümkün kılıyor. Türkiye harekât başlatmakta haklıydı, ancak önemli olan harekât bittiğinde de haklı kalabilmek. Etnik köken vurgulu milliyetçilikle perdahlandırılmış diskurlarla haklı kalamaz, daha kötüsü, sınır ötesinde kontrol altına aldığınız sorunun içeride alevlenmesine de yol açabilirsiniz. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Kürt koridoru” ifadesine tepki göstererek önlenmeye çalışılan oluşumun “Kürt değil, terör koridoru” olduğunu hatırlatması, bahsini ettiğim meseleye ilişkin bir farkındalıktır.

        “Savaşa hayır” diyenler konusunda ise bakmak lazım: ABD, “DEAŞ’la mücadele ediyorum” diyerek hava bombardımanı yaparken ve sivil kayıplarına neden olurken de “hayır” demiş mi? İran’ın ve Hizbullah’ın milisleri en az DEAŞ kadar çok sayıda ve en az onun kadar brutal yöntemlerle adam doğrarken “hayır” demiş mi? Rusya, Halep’i rejim saflarına katacağım diye sahayı düzlerken ya da Türkmen Dağı’nda sivil-milis ayırt etmeden bomba yağdırırken “hayır” demiş mi? YPG-PKK adam öldürürken ve insanları, “Bakın ABD askerine ‘Bunlar DEAŞ’lı’ der sizi öldürtürüz” diyerek evlerinden sürerken “hayır” demiş mi? Bütün bu durumlarda da sesini yükseltmiş ve “Savaşa hayır” demişse, en azından tutarlıdır; hiçbir değer uğruna kan dökülemeyeceğini düşünüyordur. Bu tutum gerçekçi olmamakla beraber kabul edilebilir bir tutumdur. Kriminalize edilemez. Ancak bazı istisnalar hariç, Türkiye’deki “Savaşa hayır” ekürisinin durumu tam olarak böyle değil. Maalesef sadece Türkiye’nin kendisini savunması, güvenliğini sağlaması söz konusu olduğunda “hayır” demek akıllarına geliyor. Öyle olunca da ister istemez başka bir milletin/ ülkenin/aktörün ırkçı ajandasına tav olmuş kişiler görüntüsü veriyorlar ve sesleri makes bulmuyor, nahoş duygular uyandırıyor.

        Diğer Yazılar