Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çok mutluyum ki parti kariyerime bir yenisi daha eklendi. Daha önce gemide, trende, uçakta, havuzda, limuzinde parti hadisesine girmiştim. Hatta konsept partilere de bir sürü kılıkla katılmışlığım var. Ama J&B'nin Türkiye'nin ilk akvaryumu Turkuazoo'da verdiği parti, balıklarla da eğlenmemi sağladığı için çok mutluyum! En başta, bu partiye merak yüzünden gidildi ki J&B'nin mekan seçimleri içinizdeki merak duygusunu titreten cinsten oluyor. Bayrampaşa dolaylarında da çok işim olmadığı için balık delisi olan ben deniz için parti mekanı bulunmaz nimetti. Hoş ilk önce sudaki müzik titreşimini görünce biraz endişelenmedim değil ama sanırım böyle partiler dünyanın her yerinde veriliyor olmalı, sorun olsa izin verilmezdi düşüncesine teslim oldum. Partiye geçmeden meraklısı için biraz Turkuazoo'dan bahsetmem gerekirse; bir kere Avrupa'daki rakiplerinden oldukça küçük bir yer. Barcelona'daki akvaryum baz alınarak tasarlanmış gibi geldi bana ama onun biraz daha basık hali. Yine de balıklarla vakit geçirmek büyük keyif. Hele bir köpek balığı size gözünü dikmişken ya da bir vatoz üzerinizden geçerken içkinizi yudumlamak çok cool! Konuyu benim gibi düşünen bir sürü kişi olmuş sanırım o gece iyi bir kalabalık vardı akvaryumda. Fakat davetiyelerin bir kısmı facebook'tan dağıtılmış ya, işte o dağıtılanları parmakla seçebiliyordunuz! Onun dışında gecenin önemli üçlüsü The Misshapes bizi ihya etmeyi becerdi. Bir ara çok sert çaldılar ama yine de bulunduğumuz ortamın gazıyla sağlam coştuk. Onlardan önce sahneyi, ısıtan Bengi ve Evrim'den oluşan Dearhead'de işini iyi yaptığı için partinin müzik kısmına 10 verdim gitti. Bir başka 10'da vücut boyama sanatı uzmanı Georgina Billington'un vücudunu boyadığı kızlara. Bir ara ortalıkta üzerlerinde sadece tangayla dolaşan vücudu boyalı balık kızları görünce şaşırdım normal olarak. Kızlara da bir 10 puan, cıbıl cıbıl aramızda dolaştılar bütün gece. Güzel bir fikir ve güzel bir görüntü, öyle değil mi?

        Yorumsuz hareketler

        O kadar çok mekan şikayeti geliyor ki, bir bölüm açıp okur mektuplarına yer vermeyi düşünüyorum artık. Ama ilk konuk mekan şikayeti değil sanatçı şikayeti. En yakın arkadaşımın ablası cumartesi 10.30'da olduğu duyurulan Ghetto'daki Ayhan Sicimoğlu konserine gitmiş. Sicimoğlu mekanda olduğu halde sahneye çıkmak yerine müşterilere el sallayınca, 11.30 sularında sıkılan ve ıslık çalıp durumu protesto eden gruba katılmışlar tabii. Buraya kadar doğal, bu tip kulüplerde kapı açılışından çok sonra sanatçı sahne alır ama asıl 12'ye 20 kala sahneye çıkan Ayhan Sicimoğlu bu protestolara sinir olarak "Çıkmak isteyen çıksın, parasını ben cebimden vereceğim" demiş. İnsanlar daha da sinirlenince orkestrasındaki yabancı müzisyenleri kast ederek "Onları otele götürüp gusül abdesti aldırdık, Müslüman yaptık onları..." gibi saçma konuşmalar yapmış. Ben yorum katamayacak kadar saçma buldum, takdir sizin.

        Gülşen'in dublörü

        Gülşen'in albümünü tam olarak dinleme şansı bulamadım ama çıkan dedikoduların sonu gelmiyor. İlk olarak albüm kapağı birilerine benzetilirken şimdi de klip piyasaya çıkmadan Gülşen'in Ciara'nın Love, Sex & Magic'ine benzer bir klip istediğini duydum. Hatta bu klipte Ciara'nın yaptığı dansları yapamadığı için Yasemin Yalçın'ın kızı Eylül başına geçirdiği peruğuyla Gülşen'in dublörlüğünü yapmış! Dublör kısmını anlarım, Hollywood starları bile kendilerinden daha güzel vücutlu birilerini zor sahnelerde kullanıyor. Ama albüm kapağı tartışması daha bitmeden Ciara benzeri bir kliple karşımıza gelirse bunu anlayamam doğrusu. Böyle durumlarda "Az alışveriş yap da yaratıcı ekip kur kendine" derler insana. Bakalım neler olacak?

        Diğer Yazılar