Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        O klişe cümleyi kullanarak girelim yazıya: 'Futbol enteresan bir oyun!' İki maç kaybettiğiniz zaman bir anda form durumunuzun inişe geçtiği iddia ediliyor, kötü durumda olduğunuza dair yorumlar yapılıyor. Ama öyle değil tabii ki. İmparatorluklar bir günde kurulmadığı gibi, çöküşler de bir gecede olmuyor. Hayatta her şeyin olduğu gibi, futbolun da bir matematiği var. Kısa yoldan zirveye çıkmak diye bir şey yok. Zirveye çıkanın bunu nasıl yaptığına kafa yormak gerek, eğer ders almaya niyetliyseniz...

        Hikmet Karaman geçen hafta Galatasaray'ı devirdikten sonra televizyonlara çıkıp uzun uzun bu 'zafer'in şifrelerini halkımızla paylaşmıştı. Evet, takdir edilecek bir iş yapmışlardı. Ama sadece bir çarpışma kazanılmıştı. Savaşı kazanmak istiyorsanız daha donanımlı bir orduya ihtiyaç duyarsınız.

        Trabzon ve Beşiktaş'tan sonra G.Saray'ın da 'keselenmesinin tüm şehri havaya sokması, maç biletlerinin ilk kez bir gün önce tükenmiş olması şüphesiz ki futbolumuz adına güzel bir gelişme. Ama bu gelişmenin mütevazılığı benimseyip, savaşçılığı ön plana çıkarmak zorunda olan, aksi halde daha çok defolarını konuşacağımız bir takımın kimyasını bozduğunu gözlemledik dün.

        Manisa'nın, hele Yiğit İncedemir de kadroda yokken (Yerine oynayan Semavi takımın zayıf karnıydı), rakibiyle kora kor mücadele içine girmesi pek mümkün değil. Onların başarı formülü; top dağıtımında Türkiye'nin en iyilerinden biri olan Murat Erdoğan'ın, yine ligin en iyi kontratak oyuncuları arasındaki Isaac Promise ve Josh Simpson'lar aynı dili konuşmasından geçiyor. Bu taktiğin Bursa karşısında işlerlik kazanabilmesi ise ancak mutlak galibiyete ihtiyacı olan Timsah'ın golünün gecikmesiyle mümkün olabilirdi.

        Dün bir kırılma maçına çıktığının farkında olan Bursa, Insua'nın yokluğuna rağmen, Ergic, Batalla ve Turgay'ın yer aldığı hat üzerinde dikine o denli iyi çıkışlar yaptı ki Manisa çaresiz kaldı. Bu oyuncuların farkı yaratan, topun hızlı akışını sağlama becerilerinin yanı sıra, tüm takım müthiş bir konsantrasyonla mücadele ediyordu. İki ekip arasındaki fark, ikili mücadelelerdeki bu başarı oranıyla iyice arttı. Bursa uzun bir çabanın sonucunda en önemli değeri olarak ortaya koyduğu sahaya yerleşim konusunda yine doğruları yaptı. Timsah topu kaybetse bile, Manisalılar cendereden çıkmaya vakit bulamadan yine ayaklarındaki meşin yuvarlağı rakibe teslim ediyordu.

        Ev sahibinin hücum bölgesi, Isaac dışında orta sahayla bütünleşemeyince, Bursa dakikalar ilerledikçe rakip yarı sahaya kabus gibi çöktü. Ofsayt bayrağına takılan iki vuruşun sonrasında, devre bitmeden golün geleceği belli olmuştu. Bursa soyunma odasına gitmeden iki tane atarak ikinci yarıyı formaliteye çevirdi. Set oyunundaki vasatlığı nedeniyle kısa vadede puan cetvelinde fazla üstlere çıkamayacağını düşündüğüm Manisa, ikinci 45'te de çaresiz bir görüntü çizdi.

        Diğer Yazılar