Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul Cup’ın sona erdiği, İzmir Cup’ın başlamasını beklediğimiz şu günlerde son on yılda İzmir’de tenis sporunun nasıl bir aşama geçirdiğini şöyle bir düşündüm.

        Aklıma Kültürpark Tenis Kulübü’ne ilk defa eşimle birlikte üye olduğumuz yıllar geldi. O yıllarda kulüp başkanımız sayın Kemal Çolakoğlu’ydu. Kemal başkanın döneminde eskiye göre daha çok alt yapıya önem verilmeye başlanmış ve güçlü bir lig takımı kurulmuştu. Daha sonra Kemal başkanın ayrılma kararı ile 1992 yılında yapılmış olan seçim sonrası sayın Rami Berki’nin başkanlığındaki yönetim kurulunda spordan sorumlu yönetim kurulu üyesi olarak görev almıştım. O dönemde de alt yapıya önem devam etmiş ve ilk defa Kültürpark Tenis Kulübü A takımı Türkiye 1. liglerinde şampiyon olmuştu.

        Kulüp olarak yaşamış olduğumuz sevinci kolay unutamam. Daha sonra 1998 yılında yapılmış olan genel kurulda aday olarak kulüp başkanı seçildim.

        kip olarak geçmiş dönem başkanlarımızdan almış olduğumuz misyonu devam ettirerek alt yapıdaki oyuncu sayısını mümkün olduğunca üst seviyeye çıkarmayı da başardık sanıyorum. 2000 yılında kulüp olarak kazanmış olduğumuz 1. lig Türkiye şampiyonluğu da çalışmalarımızın ödülü olmuştu. Kulübümüz tarihinde 2. kez takım olarak Türkiye şampiyonluğunun tadına varıyordu.

        İşin güzel tarafı bizim kulübümüzde yaşanmakta olan tenisi yayma ve geliştirme konusundaki heyecan hemen tüm İzmir kulüplerinde yaşanmaya çalışılıyordu.

        Şampiyon takımımızın oyuncuları tüm üyelerimizin birer kahramanı gibiydiler. İsimleri tüm İzmir kulüplerinde bilinirdi.

        Gün içinde yapmakta oldukları antrenmanları vakti müsait olan tüm üyeler tenisle alakası olmayanlar dahi zevkle izlemeye gelirlerdi. İzmir kulüplerinde takım ve kulüpçülük ruhu vardı.

        Kulüplerin duayen kabul edilen üyeleri vardı.

        İzmir kulüpleri arasında bir dayanışma, bir diyalog vardı.

        Aynı dönemde İzmir Büyükşehir Belediye başkanlığı görevini başarıyla sürdüren değerli kardeşimiz merhum Ahmet Piriştina’da tenis sporuna vermiş olduğu önemin sonucu olarak şehrin birçok semtlerinde halka açık tenis kortları yaptırıyordu.

        Hatta kendisine yapmış olduğumuz rica neticesinde Kültürpark Tenis Kulübü’ne 2 tane kapalı kort kazanmıştık. Ne yazık ki daha fazlasını yapmaya ömrü vefa etmedi.

        Yaz tenis okulları açılıyor, ekonomik olarak kısıtlı çocuklara ücretsiz kurslar düzenleniyordu.

        Performans tenisi hızla ivme kazanıyordu.

        Yıl içerisinde düzenlenen kupa ödül törenlerine tüm İzmir protokolü katılmaya özen gösterirdi.

        Çünkü onlara da biraz olsun tenis heyecanı bulaşmıştı.

        Türk tenisi uluslar arası bir başarı almamış olsa da başta Kültürpark Tenis Kulübü olmak üzere tüm İzmir kulüplerinden her yıl en az üç beş çocuğumuz milli takıma seçilirdi.

        Hayallerimizde İzmir tenis kenti olacaktı.

        Yıl 2014...

        Genel olarak İzmir kulüplerinde performans tenisine olan yatırım oldukça azalmış. Kulüpler (Küçük kulüp hariç) üye kaybı yaşıyorlar.

        İzmir kulüpleri Türkiye liglerinde hiçbir şekilde söz sahibi değiller. Bu durum kimseyi de üzmüyor gibi görünüyor.

        Performans tenisi yerini senior tenisine bırakma durumu yaşıyor.

        Kulüplerin çoğu sadece senior tenisine hizmet ediyor.

        İzmir’in tenis kenti olma hayalini hala kuran var mı? Bilemiyorum...

        Buca ilçemizde tenis..

        Yukarıdaki sözlerimle siz değerli dostlarımın zihnin de bir fotoğraf oluşturmuş olsam da, bu konuda duymuş olduğum bazı çalışmalar biraz içimi rahatlattı.

        Örneğin Buca belediyesi bu konuda duyarlı gözüküyor. Zaten yerel seçim öncesi yazmış olduğum bir yazımda Buca’nın diğer ilçelere göre tenis sporu konusunda daha şanslı olduğunu da belirtmiştim.

        Buca Belediye başkanı değerli kardeşimiz Levent Piriştina’nın talimatı ve desteği ile ilçede dev bir tenis sporunu geliştirme projesi başlatılmış. Bu proje kapsamında 5000 çocuğa temel yüzme ve tenis eğitimi verilmesi planlanıyor. Genelde bu tip projeler çok güzel şekilde hazırlanır ama devamı getirilemez diye düşünürüz.

        Ama bu seferki farklı...

        Bu projenin hayata geçirilmesi ile bizzat ilgilenen sevgili Esat Tanık, halihazırda 1700 çocuğun şu ana kadar bu eğitimden istifade ettiğini söylüyor.

        Gediz ve Göksu bölgesinde yaşayan 100 çocuğa bu konuda sertifika ve madalyaları verildi bile. Yapılmış olan ödül töreninde sporculara Buca belediyesinin şort ve t-shirt’leri de ücretsiz olarak dağıtıldı.

        Ayrıca Buca’nın 3 ayrı mahallesinde kurulmuş olan portatif yüzme havuzlarındaki eğitim için kayıtlarda şimdiden dolmuş gibi gözüküyor. Biz tenis sever vatandaşlar olarak İzmir’imizin Türkiye liglerin eskiden olduğu gibi başarı ile temsil edilmesini diliyoruz.

        Bunu başaran niye Buca Tenis Kulübü olmasın.

        Yetki ve yönetim gerçekten işi bilen ellerde...

        Buca ilçesi içinde yüzme havuzu ve mükemmel bir fitness centeri olan 5 kortluk bir tenis kulübüne sahip.

        Tenis eğitimi başarı ile sürüyor. Çok yakında belediyenin desteği ile güçlü bir lig takımı oluşturulabilir.

        Unutulmuş gibi gözüken İzmir’i tenis kenti yapma misyonunu pekala Buca üstlenebilir.

        Çünkü başkan tenisçi, yanında da aslan gibi danışmanları var...

        Diğer Yazılar