Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇEN pazar günü Meksika’da başkanlık seçimleri yapıldı. Herkesin AMLO diye hitap ettiği Andres Manuel Lopez Obrador, yüzde 53’lük bir oranla en yakın rakibine 30 puanlık fark atarak Başkan seçildi. Meksika’da başkanlar altı senelik tek bir dönem için seçilirler. O dönem boyunca da bildiklerini okumakta, şartlar elverdiğince serbesttirler.

        Acı sosuyla, insanı boğan nemiyle ve sivrisinekleriyle bilinen Tobasco eyaletinden gelen 64 yaşındaki AMLO bu eyaletin valiliğine aday olmuş, ülkeyi 1929’dan 2000’e 71 yıl aralıksız yöneten ve hemen her seçime hile karıştıran Kurumsal Devrimci Parti’nin (PRI) harcadığı inanılmaz paralar sonucunda hedefine ulaşamamıştı. Hemen ardından fakir eyaletin çulsuz insanlarına elektrik faturalarını ödememelerini söyleyerek bir direniş örgütlenmiş ve 23 yıl boyunca fakir fukaranın klima ile nem ve sıcaktan kendini korumasını sağlamıştı.

        2015 yılında elektrik idaresi vatandaşın elektriğini kesince yeni kurduğu Ulusal Yeniden Doğuş Hareketi (MORENA) adlı partisinin örgütlediği elektrikçilerle yeniden hatları açtırmış, eyalet valisini kendisinin elektriklerinin de kesilebileceği konusunda uyarmıştı. 2000 yılında ülkenin 20 milyonluk başkenti Meksiko şehrine belediye başkanı olmuş ve yolsuzluğun bir hayat tarzı haline geldiği Meksika siyasetinde hem hiçbir rezilliğe bulaşmamış hem de şehri kaynaklarına uygun şekilde yönetmeyi becermişti.

        AMLO, belediye başkanlığı dönemi bitince 2006 seçimlerinde başkanlığa adaylığını koymuş, yüzde yarımlık bir farkla seçimi kaybettiği söylenince sonucu kabul etmemiş, taraftarları Meksika şehrinde trafiği durdurmuş, çadırlar kurmuş, devasa mitingler düzenleyerek mücadele etmiş ama sonunda sonuçlara boyun eğmişti. Bir sonraki seçimlerde benzer bir başarı göstermemiş ama yılmamıştı da. Son on iki yılda kuzeyiyle güneyi arasında müthiş gelir uçurumları bulunan, acımasız bir adaletsizliğin hüküm sürdüğü ülkenin her karış toprağını gezmiş, kalabalıkları toplamanın ötesinde insanlarla yakın bir ilişki geliştirmişti.

        Meksika tarihinde başkentin güneyinde doğmuş ilk Başkan olma iddiasını taşıyacaktı. Tabii bu durum, görüşlerindeki radikallik ve eşitlikçilik kadar Meksika’nın yerleşik seçkinlerini ürkütüyordu. Su katılmamış bir popülist olarak ülkenin güneyindekilere, yollar, demiryolları sözleri veriyor “Meksikalı olmanın” faziletlerini sıralıyordu. Bu kez adaylığını koyduğunda ulusal siyaset sahnesinde belki de en çok tanınan şahsiyetti, küçük de olsa harekete geçirebileceği bir partisi vardı ve inadı en büyük avantajıydı.

        AMLO’nun azmi, çalışkanlığı ve kitleyle kurabildiği sıcak ilişki kadar bu seçime gidilirken Meksika’daki havanın niteliği de rüzgârı onun yelkenlerine dolduruyordu. PRI adayı olarak seçilmiş olan Başkan Enrique Peña Nieto ülkeye illallah dedirten yolsuzluklarla baş edememişti. Uyuşturucu mafyası ve suç ortaklarının akıllara durgunluk veren şiddet orjileri sonucunda 2000 yılından beri ülkede 250 bin kişi ölmüştü. Güvenlik güçlerinin, özellikle eyalet düzeyinde katillerin-kaçakçıların-hırsızların cebinde olduğunu bilmeyen yoktu. Tüm bunların üzerine daha kampanya günlerinden itibaren Meksikalılara ırkçı hakaretler yağdıran Trump’a karşı Başkan Pena’nın pısırık tavrı ulusal gururu da harekete geçirmişti.

        AMLO’nun Trump’a tam da onun anlayacağı dilden cevap vereceği konusunda kimsenin şüphesi yoktu. Biraz da bu nedenle, son derece popülist bir söyleme ve programa sahip olan AMLO’nun destekçileri arasında kuzeyin işverenlerinden ve öğrencilerden hatırı sayılır kesimler de bulunuyor. Zaten kendisi de iş dünyasına güvence vermiş, vergilerini yükselteceğini ama servetlerine dokunmak gibi bir niyeti olmadığını söylemişti. İlk aşamada alt düzey memur maaşlarını artırıp üst düzeydekileri indirmekten, ülkenin güneyine tarımsal ve sanayi yatırımı yapmaktan bahsetmişti.

        Ezcümle önümüzdeki dönemde eşitsizlik- yolsuzluk-devlet ve mafya şiddetinden bezmiş Meksikalı çoğunluk radikal adayına bu sefer ülkeyi yönetme şansı verdi. Kişisel olarak dürüstlüğünden en azılı muarızlarının bile kuşku duymadığı AMLO’nun elindeki güçle otoriter bir rejime kayacağı kaygısını duyanlar da hayli geniş bir kesim.

        Zaman kimin haklı çıkacağını gösterir. Şimdilik Meksika’da azmin, sebatın, çabanın ve çalışkanlığın iktidara geldiğine tanık olunuyor.

        Diğer Yazılar