Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İki gün önce Cumhuriyet’in 87. yıl dönümünü kutladık. Bir değer ve siyasi rejim olarak Cumhuriyet’in önemi, onu diğer rejimlerden ayıran ve faziletli kılan; Roma siyasi düşüncesinden beri kabul gören yurttaşları eşitleyici ve eşitlikçi anlayışıdır. Romalı düşünür Ciceron’un “De Re Publica” isimli eserinde bu anlayış tasvir edilmiştir. Cumhuriyeti (res publica), halkın işi (populi res) olarak tahayyül eden Cicero, halkı hukuk ve haklar konusunda ortak bir anlaşmaya varmış, karşılıklı menfaatlere katılmaya istekli birçok insanın bir araya gelmesi olarak tanımlar.

        Ciceron’un cumhuriyet kavramı, siyaset bilimci Ali Yaşar Sarıbay’ın ifadesiyle, bir yandan kökenindeki “herkes” anlamının içerdiğiyle eşitliğe işaret ederken, diğer yandan rejimin herkesi kapsadığı ölçüde meşru görülebileceğine dair bir algıya tekabül etmektedir.

        Burada kastedilen eşitlik, daha doğrusu cumhuriyeti cumhuriyet yapan eşitlik, “aynıların” değil, “farklılıkların” eşitliğidir.

        Eşitlik modern ve ilerlemeci bir değer, ilke olarak tarihsel süreçte tüm modern toplumsal değişme biçimlerinin temeli olmuştur. Buna ilave olarak eşitlik, onun gerçekte modern olmanın ve tüm modernleşme sürecinin ölçüsü olarak kullanılabilir olmasına da denk düşmektedir.

        Cumhuriyeti diğer değer ve rejimlere üstün kılan; kişiler arasındaki özsel eşitliği, fırsat eşitliğini, şartlarda eşitliği, sonuçlarda eşitliği tesis etme konusundaki özellikleridir ki, bu da ancak farklılıkların eşitliğini dert edinmiş bir cumhuriyetle mümkündür.

        Türkiye’de geleneksel toplumsal yapıdan modern olana geçiş, Cumhuriyet’in ilanıyla siyasi olarak taçlandırılsa da, 21. Yüzyıl’da cumhuriyeti demokratik ve eşitlikçi bir öze kavuşturduğumuzu söylemek zor.

        Cumhuriyetimizin evriminde 87 yılda devleti demokratikleştirme, devlet-toplum ilişkilerini daha eşitlikçi bir temele oturtma yolunda önemli adımlar atılmadı değil. Fakat, konuya eşitliği her boyutuyla düşünerek baktığımızda, halen sayısız sorunlu alanlar karşımızda ilk günkü gibi durmakta.

        Meseleye üniversitelerde eğitim görmek isteyen türbanlı öğrencilerin eğitim hakları, özgürlükleri önündeki engeller ya da türbanı protesto eden üniversite öğrencilerine getirilen yasaklar bağlamında bakalım, değişen pek bir şey yok aslında. Her koşulda cumhuriyetin eşitleyici-özgürleştirici özüne aykırı sayısız örneklere rastlayabiliriz.

        Diğer Yazılar