Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MİKONOS’TA üç gün kaldım ama bir aylık gezdim. Bu işler masa başından, görmeden yazarak olmuyor. Bu işi yapıyorsan gezip tozman gerekiyor. Zaten meslekteki haksızlıklar da bu yüzden yapılıyor. Gezmiyor, görmüyor, oturduğu yerden yazıyor. İki haftadır Mikonos’ta neler olup bittiğini yazdım zaten. Şimdi de hangi mekâna gidilir, neler yapılır ona bakalım...

        MİKONOS’TA DENGELER DEĞİŞTİ

        Mikonos’ta simge haline gelen yerlerden biri şüphesiz Nammos’tu. Nammos, adaya giden herkesin ilk uğradığı yerdi. Ancak bu sene dengeler tamamıyla değişmiş. Nammos’un eskisi gibi güzel bir kalabalığı yok. Kapıda uzun kuyruklar da yok. Sıradanlaşmış. Çünkü yeni rakipler günümüze uygun dekorasyon ve yeniledikleri etnik kimlikleriyle öne çıkıyorlar. Nammos’ta bir öğleden sonra beş kişi yemek yedik. Her zamanki gibi yanımda çok sevdiğim modacımız Taji ve eşi Özlem, Ali ve eşi Selin vardı. Siparişlerimizi ortaya gelecek şekilde verdik. Sırayla yemekler gelmeye başladı. Suşiler çok güzeldi. Ana yemek olarak istediğimiz ıstakozlu makarna sıradandı. Mönüye şöyle bir göz attım, olacak iş değil. Bir suşi tabağı 33 Euro yani 135 TL. Spicy crab salata 47 Euro yani yaklaşık 200 TL, Greek salata yani bildiğiniz bizim çoban salata 14 Euro (60 TL), risotto 65 Euro (270 TL). Velhasıl günün sonunda iş hesap ödemeye gelince inanın bu işi yapan biri olarak çok üzüldüm. Bir öğle yemeğine 1.500 Euro verdik, 6 bin TL’den fazla tutuyor. Kişi başı bir öğle yemeği 1.250 TL’ye gelmiş oluyor. Bizde 100 TL’den fazla hesap veren var mı öğle yemeğinde? Akşam yemeğinde 200, bilemedin 300 TL hesap ödendiği zaman kıyamet kopuyor. Bunun içinde şarap dahil, düşünün. Neyse güzel bir yemekti ama sonu kazıklı oldu. En düşük hesabı ödeyen bizim masamızdı herhalde. Yoksa 10 bin Euro veren var. Eğlenceye kaldığınız zaman bu rakamlar daha da yükseliyor. Adamlar yılda 50 milyon Euro ciro yapıyor. Tek mekânın neredeyse Bodrum Yarımada’sındaki eğlence mekânlarının toplamı kadar cirosu var.

        KÖY KİLİMLERİ MİKONOS’TA MODA

        Son iki yıldır Nammos’u en çok etkileyen yerlerden biri şüphesiz Scorpios Mikonos. Bütün iyi müşteri kitlesi burada. Perşembe-pazar cirosunun en yüksek olduğu günler. Günde 700 bin Euro, yani 3 milyon TL’ye yakın kazandığı söyleniyor. Dağın tepesinde, her daim rüzgâr alan bir yer. Bizim Türkler oradaki garsona komiye yalakalık yapmaktan ölecek. Burada şefe, müdüre gider yapar, orada garsonun eline 200 Euro sıkıştırır ki kendisine yer versin ya da itibar etsin. Scorpios etnik dedikleri yeni akımın öncülerinden biri. Aslında onlara göre etnik, bize göre köy işi. Bir dönem köylerde kullanılmış ne kadar kilim varsa alıp dekor yapmışlar. Türkiye’de böyle bir yer yapsan ‘Çok salaş, köy işi’ derler. Orada yapılınca etnik oluyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde Selda Bağcan’ın ‘Sivas Ellerinde Sazım Çalınır’ şarkısı çalıyor. Bizdeki bir mekânda çal da görelim. Orada çalınca etnik oluyor burada çalınca ‘Mekân bozulmuş bunlar kafayı yemiş’ derler.

        SİVAS TÜRKÜSÜYLE EĞLENİYORLAR

        Restoranın çatısı bile kilimle kapatılmış. Bizim Türkler gecede bir araba parası bırakıp Selda Bağcan’ın ‘Sivas Ellerinde Sazım Çalınır’ türküsüyle eğleniyorlar. Bir grup gördüm kendilerinden geçtiler bu şarkı çalınca. Biz de çok seviyoruz ama orada çalınca niye bu kadar aşka geliyorsunuz onu anlamış değilim. Kimsenin derdi güneşlenmek değil. Bizim kendisini sosyetik zanneden tiplerimiz şıkır şıkır giyinip geliyorlar. O konsepte uygun kıyafetleri tercih ediyorlar tabii ki. Hepsi sanki köyde doğmuş da oraya gelmiş. Şalvar giyen var. İnanın şöyle uzaktan bakınca ne diyeceğini şaşırıyorsun. Hepsi koca koca hanımlar ve adamlar. Garip garip giyinmişler ve buna etnik uyum diyorlar...

        Diğer Yazılar