Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1980li yılların başındaki Konya, daha bugünkü ekonomik atılımını göstermemiş olsa da her yönüyle canlı, şirin, düzenli şehirleşme özellikleri taşıyan bir şehirdi. Öyle ki o yıllar da tek bir gecekondusu olmamasıyla ve kooperatiflerinin başarı öyküleriyle haklı olarak övünen bu şehrin iki hususiyeti dikkat çekmektedir. Birisi tarihi ve eşsiz Selçuklu mimari örnekleri; ikincisi ise olağanüstü dayanışma, şirketleşme ve kooperatifleşmeye dayanan girişimci karakteri.

        12 Eylül Neyin Nesidir?

        12 Eylül darbesi bütün Türkiye'yi vurduğu gibi Konya'yı da vurdu ve yaraladı. Şehir içi dolmuşlarda "Heykelde ineceğim" demek yasaktı. Bunun yerine "Anıtta ineceğim" denmesi resmi olarak doğru kabul edilmişti.

        Etrafta böyle söylenmediği için, yani resmi görüşe uymadığından dolayı dolmuştan indirilip dövülen, hakaret edilen insanlara dair birçok söylenti dolaşıyordu. Bir başka söylenti ise camilerde imamlara baskı yapılıp "2 Eylül'de memleketi kardeş kavgasından kurtaran Cunta'ya dua

        edilmesi isteği ile ilgiliydi.

        12 Eylül'ün kim ve ne olduğuyla ilk defa Konya'da yüz yüze geldim. Bir öğleden sonra üniversitenin dekanı tek tek bütün öğretim üyesi ve asistanlara sıkıyönetim komutanlığının çağrısını imza karşılığı duyurdu.

        Yazıda ertesi gün sabah saat sekizde Konya Devlet Tiyatrosu salonunda toplanılması isteniyordu. Sabahın sekizinde herhalde bize devlet tiyatrolarının bir oyunu gösterilecek olamazdı.

        Ertesi gün diğer asistan arkadaşlarla birlikte salona vardığımızda salon nerdeyse dolmuştu. Birkaç dakika sonra kapılar askerler tarafından kapatıldı. Önce bir sessizlik ve ardından gür bir şekilde "Dikkat! Salon emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım!" Sesi duyuldu. Sahnenin iki yanında bulunan subay ve erler esas duruşa geçti. Bunlara sözde sivil yönetici statüsündeki rektör yardımcısı, vali ve diğerlerinin de uyduğunu söylememizin gereği yok.

        Komutan köpürüyordu. "Üniversite Atatürkçü anlayıştan uzaklaştığı için memleketin başına bela olmuştu." Buna şimdi asla izin vermeyeceğini söylüyordu.

        Kendisinden hesap sormaya yetkisi olan hiç kimsenin bulunmadığını, yaptığı her şeyin bizatihi kanun olduğunu söylüyordu. Komutan kibarlığı vesaireyi bir tarafa bırakıp açıkça tehdit ediyordu: "Derslerde siyaset yapan, zararlı ideoloji ve doktrinlerden bahseden "Atatürk

        ilkeleri'ne uygun davranışlarda bulunmayan kim olursa olsun, tuttuğum gibi ya içeri atarım ya da Konya sınırlarının dışına atarım. O sınır nerede bitiyorsa, dağ başı orman fark etmez oraya bırakırım. Geceye gündüze bakmam, ne yer ne içer diye düşünmem, her şeyi duyuyor işitiyorum gözüm üzerinizde!" diyordu. Doğrusu siyaset bilimi hocalarının, iktisatçıların, sosyologların derslerde ne anlatacağını bir an düşündüm, kafam karışmıştı.

        Bir Kâbus Görmek

        Adam bunları söylerken, gözüme Ali Rıza hoca çarpmıştı. Ali Rıza Bey üniversitenin kurucu rektörü olmuş, Bitki biyolojisi üzerine literatüre girmiş çalışmaları olan, oldukça yaşlı ya emekli olmak üzere olan, ya da emekli olup, bir enstitüde ders vermekte olan bir profesördü. Gözüm ona takıldı. Hayatını bilime vermiş bu bilim adamı, bir askerin tehditleri karşısında kalakalmıştı. Komutan "Bilim ve çağdaşlık yolundan ayrılmış olanlara haddini bildireceğini" söylüyordu.

        Dikkat ettim hoca biraz şaşkın, biraz korku dolu gözlerle bakıyordu. Birdenbire bir telaşa kapıldım. Nedense, sanki Ali Rıza hocayı hemen alıp, götürüp ıssız bir yerde, Konya sınırının bittiği bir noktaya bırakacaklarmış gibi panikledim. Kendimi çaresizlik içinde hissettim.

        Dışarı çıktığımızda, düşündüklerimi arkadaşlarıma anlattığımda güldüler. Arkadaşlar "Hocayı bırak da kendini düşün" dediler. O tehdit hocaya mıydı, biz gençlere miydi, üniversiteye miydi, yoksa bütün millete miydi?

        12 Eylülün işkencelerini, cinayetlerini, ülkenin toplumsal ve siyasal hayatında yarattığı tahribatı, o dehşeti,o vahşeti nasıl unutabiliriz?

        vbilgin@haberturk.com

        Diğer Yazılar