Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİRAZ GAYRET

        Hafta sonunu yeni bir liderle kapattık. 377 ekranla vizyona giren “Ya Sonra,” ilk 3 gününde yaptığı 207.469 biletle, en kuvvetli rakibinin önünde ilk basamağa yerleşiyor. Ekran başına 550 kişi manasına gelen bu sonuç için bir değerlendirme yapmak hayli zor. Kriter olarak romantik komedilerin memleketteki performansını esas alırsak, aslında hatırı sayılır bir rakamla karşı karşıyayız. Buna karşılık ekran sayısı perpektifinden baktığımızdaysa tablonun daha çok gri olduğunu söylemek gerek. Bu kadar geniş dağıtımla 300 bin seyirciye daha yakın durmak gerekirdi. Hemen kendisinden önce vizyona giren türdeşi “Aşk Tesadüfleri Sever”in, daha az ekranla 70 bin bilet daha fazla sattığını hatırlatmak isterim. Açıkçası iki filmin arasındaki bu benzerlik “Ya Sonra”yı daha olumsuz yönde etkilemişe benziyor. Gelecek hafta yine benzer yerde duran “Bir Avuç Deniz” de yarışa dahil olduğunda, dengeler daha da hassaslaşacaktır. Kısacası “Ya Sonra”nın bu rekabetin altından kalkabilmesi için aynı“Tesadüfler” gibi ilk hafta içindeki performansını arttırması şart. Sadece %30’luk bir düşüş bile filmin milyon bariyerine takılacağı manasına gelir. Özcan Deniz reklam ve pazarlama faaliyetlerinde daha fazla yer almalı.

        NE AŞKMIŞ KARDEŞİM

        “Aşk Tesadüfleri Sever” 60 ekran kaybetmesine rağmen 4. hafta sonunda 170.691 bilet satmayı başarıyor ve sağlam bir ikincilik elde ediyor. Çok geniş dağıtımla daha henüz doğan genetik kardeşinin karşısında pabucunun dama atılmaması, onun için gerçekten çok iyi haber. Bir önceki haftaya göre seyircisinin sadece %34’ünü kaybeden “Tesadüfler,” şu anda 1 milyon 800 bin civarlarında dolaşıyor. Film bu performansını devam ettirebilirse 2 milyon 200 seviyelerine ulaşması işten bile değil.

        MÜCADELE AZMİ

        “Kurtlar Vadisi: Filistin” vizyondaki 5. haftası itibariyle gerçek bir savaşçı olduğunu ispat etmiş durumda. Gösterime girdiği günden beri her hafta düzenli olarak %50 kan kaybeden film, sonunda bacağındaki turnikeye sıkıştırmaya muvaffak olmuş ve kaybını %4’ler seviyesine çekmeyi başarmış. Böylelikle film hafta sonunda sattığı 66.544 biletle 3’lükteki yerini koruyor.

        45 salon kaybetmesine rağmen “Filistin”in bu ivmeyi nasıl yakaladığını istatistiklerden anlamak hiç de zor değil. Filmin bu güne kadar ki bilet fiyatı ortalaması 8.6 TL iken, bu rakamın hafta sonunda 7.8’e düştüğünü görüyoruz. Demek ki “Filistin”in özellikle İstanbul’da gösterimden çıkan kopyaları, biletin daha ucuza satıldığı taşra sinemalarında tekrardan dolaşıma girmiş. Buradan “Filistin”in ana izleyici kitlesinin Anadolu’da yerleşik olduğu bir kez daha ispatlanmış oluyor. Bu son gayretle Filistin 2 milyon bariyerine aşacaktır. Fakat gelecek haftadan itibaren onu ilk 3 içerisinde göremeyeceğiz artık.

        GÖVEL ÖRDEK DEĞİL BU, DİKKATLİ BAKIN

        Hafta sonunun en merakla beklenen filmlerinden “Siyah Kuğu,” (Black Swan) sadece 64 kopyayla 48.394 bilet satmayı başarıyor ve 4. sıraya kadar tırmanmayı başarıyor. Salon başına 756 kişi manasına gelen bu performans haftanın en iyisi, ama bu kimseyi şaşırtmamalı. Zira son iki haftadır ısrarla düşük kopya sayılarıyla vizyona sokulan diğer Oscar filmleri de yine benzer başarıyı elde etmişti. En azından şu Natalie Portman’ın yüzü suyu hürmetine 100 kopyaya bağlasaydınız şu işi, rahat dalya derdi “Siyah Kuğu” eminim. Darren Aronofski’den falan hiç bahsetmiyorum zaten.

        NE PLANI, PROGRAMI?

        60 kopyayla vizyona giren “Kaçış Planı” (The Next Three Days) ilk 3 gününde elde ettiği 20.595 biletle, en azından Oscar döneminde, aday filmlerin neden öncelikli olarak tercih edilmesi gerektiğine çok açık bir örnek oluşturuyor. Benzer kopya sayılarıyla gösterime giren “Siyah Kuğu”yla “Kaçış Planı”na giden sinemaseverlerin demografik özelliklerinde aslında hiçbir fark yok. Aradaki 30 bin kişilik farkın sadece tek bir nedeni var, o da reklam ve pazarlama. 2 haftadır tüm dünya “acaba “Siyah Kuğu” Oscar alır mı, alırsa kaç tane alır?” diye oturup kalktığından, sinemaseverler ister istemez bu filmden haberdar oldu. Türkiye’de yabancı filmlerin distribütörlüğünü yapan firmalar, gazete reklamlarının dışında pek bir tanıtım faaliyetine katılmadıklarından, bu tip fırsatlardan yararlanmaları şart.

        Bu yılın rakamları tüm dağıtımcılara ibret olmalı. Amerika’daki ana dağıtımcıya laf anlatamıyorum bahanesini bir tarafa koymak gerek artık. Onlar da rakamlardan az çok anlarlar! Önlerine korsanız ikna olacaklardır. Bu arada “Kaçış Planı” toplamda 50 bini görse iyidir.

        DEKMAN MI, DEGMAN MI?

        Hafta sonu gösterime giren son film “İz Peşinde” (True Grit) aynı Oscar’larda olduğu gibi, listemizdeki ilk haftasından da pek memnun ayrılmıyor. 30 kopyayla vizyona sürülen film, ilk 3 gününde elde ettiği 8.945 biletle ancak 12. basamağa kadar yükselebiliyor. Burada yukarıdaki örneklerden farklı olarak dağıtımcının bu sefer doğru bir iş yaptığını görüyoruz. Zira westernler Amerika dışında artık ne Türkiye’de, ne de dünyada pek fazla seyredilen bir tür değil. Öte yandan 10 Oscar adaylığı bulunan bir filmi ne olur ne olmaz 30 kopyanın altına da düşüremezsiniz. Buradan Türkiye dağıtımcısının ana merkezle orta bir yol bulabildiği görülüyor. Rasyonel analizler yapıp derdinizi anlatabilirseniz neden anlamasınlar ki…

        HÜLASA

        Geçtiğimiz hafta sonu sinemaları 676.662 biletli seyirci ziyaret etti. Bu rakam 2010’un aynı dönemine göre ne yazık ki 210 bin kişi daha az. En azından yılın bu döneminde Recep İvedik’in eksikliğinin hissedildiği kesin. 2011’in ilk ayındaki hız, Şubat’ta kaybedilmiş. Buna rağmen rekor yılı 2010’un ilk iki ayının hafta sonlarında 8 milyon bilet satılmışken, bu yıl bu rakam 7 milyon 635 bin seviyelerinde. Aradaki 400 bin kişilik farkın küçük bir sürprizle bile kapanabilecek olması, yeni bir rekor için bize ümit vermeli.

        www.fatihomeroglu@cyapim.com.tr

        Detaylı rakamlar için www.boxofficeturkiye.com adresine başvurabilirsiniz.

        Diğer Yazılar