Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Adli Tıp Profesörü Hakan Kar: Aslında cinayetler, intiharlar, kazalar olay yerinde çözülür

        Prof. Dr. Hakan Kar, "Olay yeri incelemede tespit edilecek şeyler davanın karışık hale gelmesini en baştan engeller. Bizde olay yerinde yaşanan eksiklikler nedeniyle davalar bu kadar karışık, içinden çıkılamaz hale geliyor. Onlarca defa görüş isteniyor. Onlarca defa ayrı ayrı raporlar isteniyor. Aslında bütün olaylar gerek cinayetler, intiharlar, kazalar olay yerinde çözülür" dedi.

        Beycan Üçkardeş'in haberine göre, Rabia Naz'ın ölümüyle ilgili TBMM Araştırma Komisyonu'nun olay yerinde inceleme yatpığını ifade eden Prof. Dr. Hakan Kar, "Milletvekilleri olay yeri incelemesinde bir takım eksiklikler olduğunu düşünerek bu eksikliklerin ne olduğu ve sonuçlarının ne olduğu bunlar için alınması gereken önlemler ve model önerisi sunmamız için bizi Meclis'e davet ettiler. Bu konuda bilgilendirmeler yaptım. Şimdiye kadar gerek Adli Tıp Kurumu'nda yaptığım görevlerde gerekse üniversitede akademisyen olarak yaptığım görevlerde olay yerine binlerce defa gittik. Sadece bu olaylar üzerinde değil olay yerinde yüzlerce diyebileceğim eksiklikler tespit ettik. Bu eksikliklerin çoğu aslına bakarsanız kötü niyetten ya da kasıttan kaynaklanmıyor. Bunlar daha ziyade yetkinlik ya da bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor" dedi.

        REKLAM

        "KURSLA YAPILABİLECEK KADAR BASİT BİR İŞLEM DEĞİL"

        Prof. Dr. Kar, Türkiye'de nasıl olay yeri inceleme uzmanı olunduğunu da anlattı:

        "Türkiye'de olay yeri inceleme ekibinin bir parçası olmak iki şekilde olabiliyor. İlki emniyet ya da Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı kadro ilamında bulunuyor. Buna uygun biyoloji, kimya, psikoloji, genetik bölümünden konuyla ilgili lisanslardan mezun olan kişiler KPSS puanlarıyla başvurup bu kadrolara girebiliyorlar. İkinci yol bizim tasvip etmediğimiz bir yol. Bu da Emniyet Genel Müdürlüğü'nde görevli personel kurslar alarak ve bu kurslardan aldıkları sertifikalarla olay yeri inceleme uzmanı olarak atanmaları. Bu basit kurslarla ya da kapsamlı da olsa kursla yapılabilecek kadar basit bir işlem değil. Biz Meclis'te de olay yeri incelemesinin son derece teknik bilgi ve özen gerektiren profesyonel bir çalışma alanı olduğunu, burada çalışacak kişilerin en azından ilgili branşların yüksek lisans mezunu olması gerektiğini önerdik."

        "ORTALIK KİRLİ GÖRÜNMESİN DİYE MERDİVENLER YIKANMIŞ"

        Hizmet içi eğitimlerle branş kurslarıyla üzerine mülakatlarla olay yeri inceleme olunmaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Hakan Kar, "Çünkü inanın olay yeri incelemesinde yapılan bir eksiklik sadece mağdur haklarını değil sanık haklarını da etkiliyor. Bu hakları korunmak için çok ciddi teknik bir olay yeri incelemesi yapılması lazım. Rabia Naz devam eden bir yargılama. Bizler olay yerine gitmedik Meclis Araştırma Komisyonumuz olay yerine gidip incelemelerini yaptıklarında onlar olay yerinde eksiklikler tespit ettiklerini belirttiler. Gelenler açısından ortalık kirli görünmesin diye merdivenlerin yıkanmış olduğunu bize ifade ettiler. Olay yeri inceleme eksiklikleri söylediler. Olay yeri incelemede tespit edilecek şeyler davanın bu kadar karışık hale gelmesini en baştan engeller. Bizde olay yerinde yaşanan eksiklikler nedeniyle davalar bu kadar karışık, içinden çıkılamaz hale geliyor. Onlarca defa görüş isteniyor. Onlarca defa ayrı ayrı raporlar isteniyor. Aslında bütün olaylar gerek cinayetler, intiharlar, kazalar olay yerinde çözülür" diye konuştu.

        REKLAM

        "KÖRDÜĞÜM OLARAK KARŞIMIZA ÇIKIYOR"

        Olay yerinde bir eksiklik olduğunda davaların karmaşık hale geldiğini belirten Prof. Dr. Kar, şöyle devam etti:

        "Bir kördüğüm olarak karşımıza çıkıyor. Şule Çet davasında mesela olay yerinde eksiklikler olduğunu müşahade etmiştik. Bunu hem mahkeme heyetiyle paylaşmıştık, hem de araştırma komisyonu bizden örnek vermemizi istediğinde onlarla da paylaştım.

        "OLAY YERDİNDEKİ TUVALETİ KULLANIYORLAR"

        Mesela en büyük eksiklik yetkin olmayan kişilerin olay yerinde bulunması. İlk müdahale eden, olay yerine intikal eden polis memurlarının olay yeri konusunda hiçbir eğitim almamış olmaları. Bu durumda trajikomik örnekler görüyoruz. Kişinin öldüğü iddia edilen koltukların üzerine mesela polis memurları oturup ellerinde telefonla konuşabiliyor hem de ağızlarında maske galoş bone kullanmadan. Hadi bunların olay yeri eğitimi almadığını kabul edelim. Uzmanların da orada koltuklarda oturarak hatta daha ileri bir şey söyleyeyim. Bu davada değil ama bir çok davada gördüğümüz bir şey. Olay yerine ilk intikal eden memurların olay yerindeki tuvaleti kullanmaları sigara içmeleri çöplere bir takım materyaller atmaları gibi olay yerini bozan delillere zarar veren uygulamalar gördük. Bunu onlarca kez gördük.

        REKLAM

        "TEKNİK İMKANLAR GÜÇLÜ, EĞİTİMLE DAHA İYİ OLURUZ"

        Bunu daha iyi yapabiliriz. Teknik imkanlarımız çok güçlü. Emniyet Genel Müdürlüğü ile jandarmanın kriminal daire başkanlıklarının imkanları çok yüksek. Bu kurumları da bir yere koymak lazım. Bunlar Avrupa Adli Tıp Enstitüleri ağı üyesi. Önümüzde bir engel yok imkanımız da var. Sadece eğitimi düzenleyerek çok daha iyi hale getirebileceğimizi düşünüyorum.

        "KURS GÖRENLER KUR VERİYOR"

        Kurs görerek olay yeri inceleme ekibi içerisinde çalışılması yerine uzman, ihtisas yapmış, doktora yapmış bu konuda üniversitelerden mezun birçok kişi var. Aynı zamanda bu kurslar devam edecekse de bu kurslardaki eğitmenlerin zaten bu kurslardan eğitim alan eğiticiler olmaması gerekiyor. Üniversitelerden akademisyenlerden çok daha fazla faydalanılması gerekiyor. Şu anda kursları verenler arasında değerli akademisyenler de var ama bu kurslardan sertifika almış kişiler de var."

        "ŞULE ÇET'İN AYAKKABISI İÇİN 'AT AT' DİYOR"

        Prof. Dr. Hakan Kar, Şule Çet davasından örnekler vererek benzer yanlışların tekrarlanmaması gerektiğine dikkat çekti:

        "Mesela olay yerinde ölü muayene videosunda otopsi yapan otopsi teknikeri olay yerinde bulunan polislere Şule Çet'in sağ ayakkabısını ‘Ne yapayım bu ayakkabıyı?' diye soruyor. ‘Ayakkabı at at' dediğini duyuyoruz. Bu kadar kritik öneme sahip, bu kadar önemli her bir damla biyolojik sıvının, her bir çamaşırın, her bir giysinin ayrıntılı incelenmesi gereken bu gibi olaylarda mesela ölü muayenesinde üzerinde gördüğümüz iç çamaşırı ve ped son derece kritik bir delil. Çünkü cinsel saldırı iddiası var bu davada. Bunun ortadan yok olduğunu görüyoruz.

        REKLAM

        "İÇ ÇAMAŞIRI DA ATILMIŞ OLABİLİR"

        Bunun kasten olduğunu söylemiyorum ama ‘Ayakkabıyı at at' diyorsa biri bunun olasılık dahilinde olduğunu görüyorum. İç çamaşır ya da pedin atılmış olabileceğini düşünüyorum. Sonradan sorun ortaya çıktığında kişilere sorulduğunda mağdurun babasına verildiğini söylüyorlar. Baba da ‘Hayır bana verilenler arasında bunlar yok' diyor. Sonuç olarak biz bu iç çamaşır ve pedi inceleyemeden hem mağdur hakları hem de sanık hakları açısından söylüyorum büyük bir kayıp."

        NASIL BİR OLAY YERİ İNCELEME MODELİ OLMALI?

        Adli Tıp profesörü Hakan Kar, olay yeri incelemesinin nasıl olması gerektiği konusunda da görüşlerini şöyle açıkladı:

        "Özellikle kamuoyunun vicdanını yaralayan kritik öneme sahip olan olay yeri incelemelerinde olay yeri incelemesinin şefi olan Cumhuriyet savcısının rahatlıkla bir adli tıp uzmanı ve adli tıp teknikeri görevlendirmesinin çok faydalı olacağını düşünüyorum. Yani olay yeri inceleme ekibi parmak izi uzmanımız kendi açısından son derece etkilidir, kimyasal tahliller biyolojik tahliller inceleme uzmanı son derece etkilidir ama olay yerinde kesinlikle 1 adet adli tıp uzmanına ve adli tıp teknikerine ihtiyaç var diye düşünüyorum."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ