Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Galatasaray için galibiyet reçetesi

        MURAT BARDAKÇI / GAZETE HABERTÜRK

        Futboldan anlamam, vakit kaybı gördüğüm için alâkadar da olmam ama arkadaşların harıl harıl klüplerden bahsedip sık sık da birbirlerine girdikleri maç bahislerini dinlemeye mecbur kaldığım oluyor...

        Geçen gün ciddî meselelerin konuşulduğu bir mecliste söz döndü dolaştı ve yine futbola, Galatasaray ile Fenerbahçe arasında geçenlerde oynanan maça geldi. Konuştuklarından anladığım kadarı ile Fenerbahçe’de oynayan Robin van Persie adındaki Hollandalı futbolcu, biri penaltıdan iki gol atınca Galatasaray’ı perişan etmiş...

        Maçtan bahsedilirken Galatasaraylı arkadaşların gözleri doldu, derken Fenerlilerden biri “Kaderiniz böyle monşer! Hem Trabzon’a hem de Başakşehir’e yenilmenizin sebebi beceriksizliğiniz ama bizim stadda mağlûp olmanız tam 17 senelik kaderiniz! Üstelik şimdi on sekizinci yıla girdik, yani mağlû- biyette rüştünüzü ispat ettiniz” deyince kıyamet koptu. İş-güç, üstelik de iyi mevki sahibi koskoca adamların mahalle maçı oynayan çocukların arasındaki kavgayı andıran kapışmaları beni ziyadesi ile eğlendirdi!

        KORUNAN STAD VE DUA

        Ama, Galatasaray’ın Fenerbahçe’ye karşı bu mağlûbiyet alışkanlığının başka bir sebebi var: Daha önce de yazmıştım, Fenerbahçe’yi kendi sahasında mağlûp edebilmek imkânsız gibidir, zira Şükrü Saracoğlu Stadyumu manevî koruma altındadır. Şeyhliğini Yusuf Fahir Baba’nın yaptığı Bektaşi tekkesi bugün stadın bir bölümü olmuştur, üstelik Şeyh Efendi gençliğinde Fenerbahçe’de futbol oynamıştır ve takımının kendi mekânında yenilmemesi için bulunduğu âlemde de büyük ihtimalle şefaat istemekte ve arzusu kabul edilmektedir!

        Galatasaray’ı son karşılaşmada perişan eden van Persie’nin, daha doğrusu eşi Büşra’nın konumunun da pek gözardı edilmemesi gerekir. Büşra Hanım, Faslıdır ve Fas bazı “iyi saatte olsunlar” işi ile güçlü dualar bahsinde İslam dünyasının önde gelen memleketidir!

        TECRÜBE İLE SABİT

        Bunu yazarken biryerlerden işittiğimi yahut uydurduğumu falan zannetmeyin, söylediğim tecrü- be ile sabittir!

        Senelerce önce “iyi saatte olsunlar” meselesini yerinde inceleyebilmek için Fas’ta bir müddet kalmış, sonra aynı konuda başka şeyler öğrenebilmek için birkaç Afrika ülkesine de gitmiştim. Siyah Afrika “cucu” denen mâlûm büyü işinde nasıl bir numara ise, “cincilik” bahsinde de Faslılar en önde idiler. Dünyanın en egzotik şehirlerinden olan Marakeş’te “cin malzemesi” satan sıra sıra dükkânlar mevcuttu, üstelik sadece bu işi için lâzım olan malzemeyi temin etmekle kalmıyor, arzu edene bedeli mukabilinde hizmet bile veriyor, işlerin hayırlı şekilde neticelenmesi için de sevabına dualar ediyorlardı.

        Büşra Hanım maç öncesinde van Persie’nin arkasından hayır dualar etmiş ama Galatasaraylı futbolcular sahaya duasız çıkmışlar ise işleri hayli zor demektir!

        Dolayısı ile Yusuf Fahir Baba’nın ruhaniyetinin yanında Faslı bir gelinin mevcudiyeti Fenerbahçe’nin rakiplerini büyük sıkıntılara düşürecek bir hakikattir ama Galatasaray’a yine de sevabına bir tavsiyede bulunacağım:

        Bizim futbol klüplerinin, özellikle de Fenerbahçe ile Galatasaray’ın önemli maçlardan önce başka güçlerden yardım istedikleri mâlûmdur. Fenerliler’in bir zamanlar büyü çözdürmek için medyuma gitmeleri ama medyumun parasını ödememeleri üzerine dillere düşmeleri, Galatasaraylılar’ın da türbe ziyareti yapıp kalelere okunmuş tavuk kemiği gömdükleri hâlâ hatırlardadır... Bu iş üstelik futbolda ayıp değildir, gelenek gibidir ve Avrupa’nın önde gelen klüpleri de maç öncesinde sahaya gizlice Papa’nın okuduğu kutsal sudan serperler...

        Kütüphanemde bulunan asırlar öncesinden kalma bir elyazmasından, bu işin nasıl yapılacağını bazı ifadeleri mecburen sansürleyerek naklediyorum:

        “...Bir düşmanın veya bir zalimin helâk olması yahut hasta düşürülmesi istenirse, bu sayfadaki şekli salı günü iyi bir saatte helâk edilecek kişilerin adıyla beraber kurşun bir levha üzerine yazasın ve..... duasını yedi kere okuyup levhanın üzerine üfleyesin. Sonra levhayı ateşe yaklaştırasın, bu işlerle görevli cini davet etmeye yarayan duayı da tam 170 defa okuyup kurşunu ateşe atasın. Helâk olması istenenler kaç kişi olurlarsa olsunlar mutlaka derde uğrarlar ve her işlerinde beceriksiz kalırlar. Bütün bunları yaparken helâk olmasını yahut halsiz kalmasını istediğin kişilerin yüzlerini hayal etmeyi de sakın hâââ unutmayasın!”.

        Asırlar öncesinden kalma elyazması işte böyle diyor... Tutup tutmayacağından emin değilim ama denemekle pek birşey kaybedilecek değil ya...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ