Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Küresel piyasalarda sakinleşme bir haftayla sınırlı kaldı. Geçen hafta Çarşamba günü yaptığı konuşmada Fed Başkanı Jerome Powell “Şimdiye kadar açıklanan tarife artışlarının seviyesi tahmin edilenden önemli ölçüde daha yüksektir. Yüksek tarifeler, muhtemelen daha yüksek enflasyon ve daha yavaş büyüme anlamına geliyor. Tarifelerin enflasyonda en azından geçici artış yaratma olasılığı oldukça yüksektir. Enflasyon etkileri kalıcı da olabilir. Fiyat istikrarı olmadan güçlü bir işgücü piyasasına sahip olamayız” dedi.

        SAVAŞI BAŞLATAN KONUŞMA

        ➔Bloomberg HT’te katıldığım Ekonomik Görünüm ve Küresel Piyasalar programlarında bu konuşmayı yorumlarken sunucumuz Hande Demirel “Powell iyi de iki kelimeyi bir araya getiremiyor. Diyeceği durgunluk ve enflasyon” dedi. Hande konuşmanın içeriğini doğru biçimde kristalize etti ama merkez bankası başkanı olarak “Stagflasyon bekliyoruz” diyemezdi, ancak tarifini ve de uyarısını iyi yaptı.

        ➔Aslında söylemediği iki kelime daha vardı: “Faizi indirmeyeceğiz.”

        ➔Powell faizi düşürmeyeceklerinin gerekçelerini ortaya koydu ama adını koymadı.

        ➔Bu konuşmanın sonraki günü Trump’ın Powell’a saldırısı başladı. Trump “Gidecek, eğer ayrılmasını istersem ayrılır. İşini yaptığını sanmıyorum. Her zaman çok geç kalıyor, biraz yavaş ve ondan memnun değilim. Eğer gitmesini istersem, inanın bana hemen gider” dedi.

        ➔Tabii ki Powell bu konuşmaya karşılık vermedi. Ancak önceki günde yaptığı konuşmada, tartışmadan uzak kalacak biçimde “Fed’in bağımsızlığı yasal bir meseledir” demişti.

        FED’İN FONKSİYONU

        ➔Fed bir finansal kriz ortamında, krizden çıkılması amacıyla ABD’li banka sahipleri tarafından 1913 yılında kuruldu. Şimdiye kadar görevden alınan başkan yok. İstifaya zorlanan ise var. 1980’lerde yüksek enflasyonu düşürmek için faizleri tavana fırlatan efsanevi Başkan Volcker istifa etmek zorunda kalmıştı.

        ➔Şimdiki durum daha farklı, faizi tarihi en yüksek düzeye çıkardığından dolayı değil, faiz düşüşüne ara verdiği için görevini bırakmaya zorlanan bir başkan var.

        ➔Çünkü Trump izlediği politikaların can acıtıcı sonuçlarını azaltmak için gevşek para politikasına ihtiyaç duyuyor.

        ➔Bizzat kendisinin yol açtığı siyasi, ekonomik ve finansal kaos ortamının tahribatını azaltmak için de faizlerin indirilmesini istiyor.

        ➔Aşırı borçlu duruma gelen ABD hazinesinin düşük faizlerle bu yükümlülüklerini çevirmesini sağlamak için de Trump merkez bankasının kapısını çalıyor.

        ÜÇ ANA RİSK

        ➔Elbette Trump’a Fed’den pozitif yanıt yok. Geçmişte bu hatayı 1970’lerde yaptı ve enflasyonu tam düşürmüşken faizleri erken bir şekilde indirince enflasyon ikinci ve daha büyük bir zirve yaptı. Sonunda da 1980’lerin başındaki yüzde 20’ye dayanan yüksek faiz ve aşırı değerli dolarla karşılaşıldı.

        ➔İsteği yerine getirilmeyen Trump da Fed’e karşı savaş başlatırken mevcut iki ana riske bir yenisini ekledi.

        Bizzat kendisinin ülkeyi ve dünyayı yönetim tarzı siyasi bir kaos yaratmış durumda. Risklerin ilk bu.

        Buna dünya ticaretini değiştirme ve mevcut küresel ekonomik yapıyı yıkmayı amaçlayan gümrük tarifelerinin tarihi yüksek düzeylere çıkarılmasıyla ekonomik riski ekledi.

        Son olarak Fed ile finansal yapıyı yıkım riskini başlattı.

        ➔Üçüncü risk ile birlikte bu hafta itibariyle finansal piyasalarda yeni bir fırtına koptu.

        ABD VARLIKLARINDAN KAÇIŞ

        ➔Ancak Amerika’yı küresel piyasaların merkezi haline getiren, dünya piyasalarının yaklaşık yarı büyüklüğüne ulaştıran, doları bütün dünyada geçerli rezerv para yapan, dış borçlanmasını kendi parası üzerinden yapar hale getiren, dünyaya mal ve hizmet ihracı yanında dolar da ihraç etmesini sağlayan, dolayısıyla ABD’yi refaha ulaştıran en önemli ayaklardan biri Fed.

        ➔Politikacının yönettiği para politikası etkisiyle değil fiyat istikrarına odaklanmış Fed’in para politikasıyla desteklenmiş bir küresel finansal mimarı söz konusu.

        ➔İşte Trump bu yapıya el atıp sarstığı içindir ki, finansal piyasalarda yeni bir fırtına koptu. Geçen haftayı fırtına öncesi sessizlik olarak tanımlamıştık ve fırtına çıktı.

        ABD finansal varlıklarından kaçış beraberinde doların değer kaybını, Hazine faizlerinin yüksekliğini, borsaların düşüşünü, korku endeksinin yükselişi beraberinde getiriyor.

        ➔Mevcut konjonktür en çok da doların alternatifi görevini üstlenen altına yarıyor. Dolar ve ABD varlıklarından kaçanların yönelmesi yanında diğer ülke merkez bankalarının altın alımları da devam ediyor. Dolara güvensizlikten ve küresel mimarının yıkılması olasılığına karşı altına yönelim artarak sürüyor.

        ALTINDA RALLI 1 YILDA %50’YE VARDI

        ➔Bunun sonucunda altın fiyatları tam anlamıyla ralli yaptı. Fiyat sıçramasında haftalar haftaları, aylar ayları izliyor. Altının ons fiyatı da çok kısa bir süre içinde 3.500 doların eşiğine dayandı. Bu yazı yazılırken 3.480 doları görmüştü.

        Bu fiyat düzeyiyle altının onsu nisan ayının üç haftasında yüzde 11.5 artarken 2025 yılında yüzde 33’lük bir prime ulaştı. Altının son bir yıllık artışı da yüzde 50’yi buldu. Dolar bazında altından yüzde 50 kazanç ancak 1980 öncesi görüldü.

        ➔Çünkü dünya parası dolar değer kaybederken ve tahtı sarsılırken altın yükseliyor.

        ➔Dünya ekonomik yapısı yıkılırken ve küresel piyasalarda fırtına koparken yine altın sığınılan liman.

        Son gelişmeler ışığında altın fiyatları artık dünyanın barometresi gibi çalışıyor. İşler kötüleştikçe barometre yükseliyor.

        İşler düzelmeye başlarsa da barometre düşüşü gösterebilir.