Özgür Özel, İstanbul'da 1908'e kadar vârolan ama sonraları unutulan "Ayyaşlar Bayramı"nı canlandırıp Bekrî Mustafa'nın ruhunu şâd eyledi!
Beş senelik bir gecikme ile ancak dün öğrenebildik: CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba bundan beş sene önce önemli bir iş yapmış, 2016’da vefat eden Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in mezarının başına gidip ellerindeki rakı ile dolu bardakları “Merhumun vasiyeti böyle idi” deyip mezarın üzerine boşaltmış ve bunu yaparken de farkında olmadan İstanbul folklörünün eski bir âdetini ihyâ etmişler!
“İstanbul âdeti” diye, bir grup alkolik ile esrarkeşin 1908’e kadar her Ramazan Bayramı’nın ilk günü kendilerine mahsus şekilde güya kutladıkları “Ayyaşlar Bayramı”nı kastediyorum...
“Ayyaşlar bayramı”, İstanbul’da İkinci Meşrutiyet’in ilânına, yani 1908’e kadar asırlar boyunca aksamadan devam etmiş garip bir gelenekti. Ramazan’da tepki görme korkusundan dolayı ağızlarına içki koyamayan alkolikler ile topaklarına el uzatamayan esrar müptelâları, bu zorunlu perhizlerine son verebilmek için gelmesini dört gözle bekledikleri bayramın ilk günü büyük bir coşku ile kendi aralarında bir kutlama yaparlardı. Ama bu kutlama öyle büyükleri ziyarete gitmek, el öpmek yahut hürmet arzetmek gibi değil, tuhaf bir ziyaret şeklinde olur; evliya mertebesine çıkarttıkları bir içkici ile bir esrar müptelâsının mezarları başında vur patlasın çal oynasın eğlenirlerdi.
İşte, en son bundan 117 sene önce kutlanan “Ayyaşlar Bayramı”nın ayrıntıları:
İstanbul halkı Ramazan Bayramı’nı kutlamaya başlarken şehrin en iflâh olmaz ayyaşları ile esrarkeşleri Edirnekapı tarafında buluşur, surlardan dışarıya sessizce süzülüp Otakçılar’a doğru ilerlemeye başlardı.
Otakçılar’a vardıklarında sayıları daha da artar, ellerinde “dem”leri yani içkileri olduğu halde sur kapısının hemen sağındaki salaş kahvede durur, yoldaşlarının tamamının gelmesini bekler ve beklerken şişeleri kafalarına dikerlerdi. Vakit ilerledikçe kalabalık daha da artar, yeni gelenler ile beraber Fethi Çelebi Caddesi’ne sapıp yolun sol tarafında kalan mezarlığa dalarlardı.
İstanbul’un tarih boyunca gördüğü en namlı içicisi ile esrarkeşinin kabirleri bu mezarlıkta idi ve kutlama mekânı da burasıydı: Bekrî Mustafa ile Urfalı Hacı Ahmed Ağa’nın mezarları...
Bekrî Mustafa’nın kim olduğu malûm... Dördüncü Murad zamanında yaşadığına inanılan, padişahın en yakınlarından biri olduğu söylenen, fıkralarıyla ve hikâyeleriyle efsaneleşmiş meşhur serhoşumuz... Urfalı Hacı Ahmed Ağa ise oldukça uzun bir hayat süren ve dünyadan 1801’de, 134 yaşında ayrılan İstanbul’un en namlı esrarkeşi!
Ayyaşlar, birbirine yakın olan bu iki mezarın başına hay-huy içerisinde giderler, ceplerdeki şişeler de birer ikişer çıkartılır ve salına-devrile yürüyen kafile asıl bayramlaşmayı mezarların başında yapardı.
“Bayramlaşma” öyle birbirleriyle kucaklaşma falan değil, tam serhoşlara ve esrarkeşlere lâyık biçimdeydi: Artık iyice keyiflenmiş olan serhoşlar ellerindeki şişeleri nefes almaksızın kafalarına diktikten sonra, şişelerin dibinde kalanları Özgür Özel ve arkadaşlarının yaptıkları gibi gülsuyu dökercesine mezarların üzerine serperler, böyle yaparak mezarları kutsadıklarına inanırlar ve sonra “bayram ikramı”na başlarlardı.
“İkram”, serhoşların mezarın başına ikişer ikişer gelip ceplerinden çıkarttıkları son şişelerini birbirlerinin ağzına dayayıp içmeleri demekti...
Sırada, serhoşlar ile esrarkeşlerin “pîr” kabul ettikleri Bekrî Mustafa ile Hacı Ahmed Ağa’nın mezarlarını süslenmesi vardı. Bayram yaz ayına tesadüf etmişse kabirleri gelinciklerle ve papatyalarla, ama bayram sert kış günlerine denk gelmişse defne ve taflan dallarıyla donatıp güya güzelleştirirlerdi.
Esrarkeşlerin bayramlaşmaları ise, serhoşlardan farklı idi. Hacı Ahmed Ağa’nın mezarının etrafına halka halinde oturur, kalınca sarılmış esrarlı bir sigaradan nefes çekip dururlardı. Dumanlı âyinlerini tamamladıktan sonra yürümeye başlarlar ve esrar çekmeye Kozlu Meydanı’ndaki kır kahvesinde devam ederlerdi. Resmî kıyafetli polisler kafayı bulan keşlerin arasına karışırlar ama esrarın resmen yasak olmasına rağmen müdahale etmez ve olup biteni sadece seyrederlerdi.
“Bayram merasimi”nin son bulduğu yer, Edirnekapı’daki surları girişi idi. Mezarlıktan buraya kadar neş’e içerisinde ve şarkılar söyleyerek gelen kafile kapıdan içeri girer girmez bir anda susar, sesleri işitilmez olur ve dağılırlardı.
Ayyaşlar bayramının kutlanması âdeti 1908’de ilân edilen İkinci Meşrutiyet’e kadar böyle devam etti ama hem şehrin, hem de hayat şartlarının değişmesi yüzünden bu tarihten sonra unutulup gitti ve bir daha yapılmaz oldu...
Bayramla ilgili bu bilgileri, Meşrutiyet öncesinde kutlamalara katılmış kişilerden birinin, İstanbul’un bir zamanlar en namlı ve en sert zaptiye âmirlerinden olan ve Beyazıt’ta nezarethane ve hapishane olarak kullanılan “Bekir Ağa Bölüğü”ne ismini veren Bekir Ağa’nın oğlu Ahmet Hamdi Tanyeli’nin uzun seneler önce yazdığı kısa bir makaleden naklettim.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile arkadaşlarının İstanbul folklörüne ait bu unutulmuş âdeti Kamer Genç’in mezarının başında bundan beş sene önce ihyâ etmiş olduklarını maalesef, ancak dün öğrenebildik...
Özgür Bey kabri rakı ile sulama âdetini yüz küsur sene sonra yeniden hayata geçirmekle sadece Bekrî Mustafa ile Urfalı Hacı Ahmed Ağa’nın değil, Ayyaşlar Bayramı’na katılmış olan İstanbul’un bütün serhoşlarının ve keşlerinin ruhlarını şâdetmiştir ve bu büyük sevabının mükâfatı da seçimlerde muhafazakâr kesimin oyları olacaktır!
- Londra'da yarın, denizcilik tarihimizin en büyük bozgunu olan İnebahtı ile ilgili belgeler mezata çıkıyor!1 hafta önce
- Papa'nın gelişi, lâik ve muhafazakâr kesimdeki cahillerin saçmalama seviyelerini hayli yükseltti!1 hafta önce
- Şehid olan askerler için yas ilân edilmesi geleneğimizde yoktur!1 ay önce
- Suriyeliler'i Harp Okulları'na almayalım da İsrail yahut Yunanistan mı yetiştirsin?1 ay önce
- Cumhuriyet'in ilânının 102. yıldönümünde bir akademik cehalet ve ilmî sefalet örneği1 ay önce
- Suriye, neredeyse bir asırdan bu yana kutladığı Osmanlı düşmanlığı bayramını iptal etti!1 ay önce
- Niyazi Bey2 ay önce
- Ruhban Okulu korkusu2 ay önce
- Cumhuriyet'ten iki önceki devletimiz olan Anadolu Selçukluları'nın kültür mirası, ilk kez Külliye'de sergileniyor2 ay önce
- Zulüm yönetmeliği3 ay önce