Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam İnsan ömrü iki katına çıkabilir mi?

        Özlem YILMAZ (AHT)

        Japon asıllı ABD’li kuramsal fizikçi Michio Kaku’nun, Habertürk’e yaptığı “İnsan ömrü iki katına çıkacak ve torunlarımız hep 30 yaşında görünecek. Eskidikçe iç organları yenileyebileceğiz, hem de bizzat kendi hücrelerinizden üretilmiş olarak. Böylece organ yetersizliği terimi tıp literatüründen silinecek” gibi birbirinden ilginç açıklamalar polemik konusu oldu. Kaku’nun, “Mayadan örümceğe ve diğer böceklere, farelere, tavşanlara, köpeklere, kedilere, hatta maymunlara kadar birçok hayvanın ömrünü laboratuvar ortamında 2 katına çıkarmayı başardık. Daha az yiyip, daha uzun yaşıyorlar. Yaşlanma sürecinin müsebbibi olan genler de yavaş yavaş bulunuyor, dolayısıyla gelecekte daha uzun yaşayacağız” sözleri tartışma yarattı. İnsan ömrü iki katına çıkabilir mi, bu mümkün mü?

        'İnsan ömrünün son 200 yılda iki kat uzadığı doğru'

        Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin ARIK:

        İnsan ömrünü uzatmak bu kadar kolay olamaz herhalde. Çünkü bu genetik bir şey. Ancak şunu da söylemek gerek: İnsan ömrünün son 200 yılda iki kat uzadığı doğru. Fosillerin kaç yaşında öldüğünü artık bulabiliyorlar. Kaku bunu kastediyorsa, doğru olabilir. Gerçekten de bilimde baş döndürücü bir hızla ilerliyoruz. Ama insan ömrünü bir anda iki katına çıkaracak bir hız değil bu. Kaku bunun ne kadar sürede olacağını söylemiyorsa, ortaya çıkan bu sonucu kastetmiş olabilir. Ama tabii insan ömrü kendi kendimizi yok etmezsek uzar, bence en büyük tehlike o.

        'Açıklama ütopik insan ömrü iki katına çıkmaz'

        Tıbbi Genetik Uzmanı Dr. Yaman SAĞLAM:

        Ütopik bir açıklama. Potansiyel olarak böyle bir ihtimal var ama bunun hayata geçmesi çevresel koşullarla da alakalı olduğu için bir potansiyel olabilir. Bugün 79-80’lerde düşündüğümüz insan ömrü 160’lara çıkmaz. Şu anda bize verilen potansiyel 120’li yıllar. Biz bunu 80’lerde tüketmiş oluyoruz. Öte yandan insan ömrünün iki katına çıkmasının bize bir yararı yok, çünkü besin kaynakları kısıtlanıyor, dünyada çevresel faktörler çok zorlaşıyor, o anlamda sadece iyi niyettir. Potansiyel olarak daha düşük organizmalarla ömrü iki katına çıkarmak mümkün olabilir. Ama bizler yüksek organizmalar olarak düşüdüğümüzde, insan ömrünü 180 yıla çıkartamazsınız. O anlamda biraz ütopik. Ama şöyle bir şey var, ona katılabilirim. Bu tür çalışmalar, sağlıklı yaşlanma sürecin destekleyecektir. Yine de ölümsüzlük veya ölüme çare gibi bir şey olamaz. Esasında günümüzde de bazı şeyleri yapabiliyoruz. Kök hücre destekleriyle organlardaki hasarları gidermek, karaciğeri baştan yapmak teknik olarak mümkün değil. Organların yeniden yapılması, bu sadece teoride.

        'Muhtemelen biz görmeyiz'

        Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Hastanesi Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Cemal Asım KUTLU:

        Teorik olarak söyledikleri çok doğru. Ama ben 50 yaşındayım. Ben veya kendisi bu sonucu görmeyecek muhtemelen. Burun ve kulak kıkırdağını yapmanın bile sorun olduğu bir zamandayız. Organların yapılması çok zor. Daha çok yol var. İspanya’da bir kıkırdak dokusu yapıldı, o çok büyük bir başarıydı. Sadece basit kıkırdak dokusu yapıldı. Bir böbrek veya karaciğeri düşünürseniz oldukça uzak görünüyor. Ama asla olamaz demek istemiyorum, muhtemelen biz görmeyiz.

        ‘Biyolojik bilimlerde gerçekçi olmaz’

        Ankara Üniversitesi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ajlan TÜKÜN:

        Kaku’nun yaptığı çalışmayı bilmiyorum. Orta yaş sınırı değişti. Eskiden 60 yaşındaki bir kişi yaşlıydı. Bugün artık 60 yaş, orta yaş olarak kabul edilmeye başlandı. İnsan ömrü haliyle giderek uzuyor? Yapılan çalışmalarla gösterilmiş zaten. Biyolojik sistemlerin nelerden hasarlandığını, moleküler çalışmalarla gözlemleyebiliyoruz. Hiçbir biyolojik bilimde, insan ömrünün iki veya üç, beş katı uzayacağı gibi bir açıklama olamaz. Biyolojik bilimlerde böyle bir öngörü gerçekçi olmaz, falcılık olur şu anda.

        'Olmayacak bir şey değil'

        İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Oğuz GÜNDOĞDU:

        Ortalama insan ömrü zaten arttı. İlerki günlerde bu noktalara geleceğimiz son derece açık. Açıklama çok hayali bir şey değil. Normal karşılamak lazım. Bu yüzyıl içinde zaten pek çok gelişme gördük. Eskiden çok zor görülen yüz nakli bile artık yapılır hale geldi. Bence olmayacak bir şey değil.

        'Hücrelerimizden organ üretimi gerçekleşecek'

        Organ Nakli Koordinatörü, Böbrek Nakli Derneği Başkanı Dr. Süleyman TİLİF:

        Benim kişisel görüşüme göre, organ nakli açısından insanın kendi hücrelerinden organ üretimi bir gün gerçekleşecek. Bu yönde çalışmalar sürüyor. 200 yıl önce ortalama ömür 40-50’lerdeyken bu 70’lere çıktı. Hatta kuzey ülkelerinde 87 oldu. Gerçekleşebilir şeyler bunlar. Çok uzak şeyler değil. Geçmişe bakınca görüyoruz. Bilimsel bilgiler ve araştırmalarla bu öngörünün gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Ütopik şeyler değil.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ