Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar ‘İsrail nereyi vurduğunu iyi bilir’ , BM Filistinli Mültecilere yardım ajansı , BM Filistinli Mültecilere yardım ajansı Direktörü ve sözcüsü Christopher Gunness, Christopher Gunness ağlama, Christopher Gunness Alihan Mestci,

        Alihan MESTCİ/ amestci@haberturk.com

        İsrail çarşamba günü, Gazze Cebaliye’de Birleşmiş Milletler’in (BM) mülteciler için sığınak olarak kullandığı bir okulu vurdu; 15 kişiyi daha öldürdü. Aynı gün BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı Direktörü ve Sözcüsü, İngiliz Christopher Gunness (54) Al Jazeera Arapça Televizyonu’nda yaşananları anlatıyordu. “Filistinli çocukların dahi hakları yok sayılıyor; yaşananlar korkunç” dedi ve ardından kendini tutamadı, yutkundu ve ağlamaya başladı. Aslında röportaj bu sözlerle sona ermiş; spiker Gunness’a teşekkürlerini iletmişti. Ama kamera gözyaşlarını tutamayan kıdemli BM yetkilisini çekmeye devam etti. Doha’daki yönetmen de yayını kesmedi ve Gunness, bir nebze de olsa Batılı mecralarda Gazze’deki dramın daha büyük puntolarda yazılmasını sağladı; Türkiye’de ve dünyada haber bültenlerine konu oldu.Eski BBC muhabiri Christopher Gunness, 8 yıldır Kudüs merkezli BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nda görev yapıyor. Bu süre boyunca Gazze’ye yapılan 3 İsrail saldırısına ve Suriye’deki iç savaşa şahit oldu. Gunness, medyanın dikkatini Filistin’e çekmekte mahir.

        Geçen yıl Suriye’de mahsur kalan Filistinli mülteciler için medyayı ayağa kaldırmayı başarmıştı. Dahası var; İsrail’in 2008’i 2009’a bağlayan günlerde başlattığı 3 hafta süren Gazze saldırılarının ardından “Ben Bir Depoyum” (I Am A Warehouse) adında bir oyun yazdı ve oynadı. Konu, İsrail tarafından defalarca bombalanan bir depolama tesisiydi. Fırsat buldukça “Ben Bir Depoyum”u sahnelemeye devam ediyor Gunness. Kudüs’teki sakin günlerde koşuyor, keman çalıyor, evinde arkadaşlarını ve gazetecileri ağırlıyor. Onun tabiriyle Filistinliler, “Dünyanın gerçek mülksüzleri...” Bu sahici ve duygusal adamla Kudüs’teki yoğun temposu arasında konuştuk.

        ■ Bize Gazze’deki durumu nasıl tarif edersiniz?

        Durum korkunç. İnsani bir kriz var. 225 bin insan 86 BM barınağına sığındı. Her yer tıklım tıklım dolu. Hijyen ve sağlık sorunu var. Su, gıda, ilaç, battaniye yetmiyor. Bu yükün altında eziliyoruz; dolup taşmış durumdayız. İnsani yardım bu vaziyete tek başına yetişemiyor; siyasi eylem gerekiyor. Bu savaşı durdurmak için siyasetin devreye girmesi lazım.

        ■ Peki BM gerekli yardımı ulaştırabiliyor mu?

        Çok zor oluyor, çünkü savaş devam ediyor. Çok fazla çatışma var. Bu sırada 8 çalışanımızı kaybettik. Tesislerimiz doğrudan İsrail ateşiyle vuruldu. Bir güvenlik krizi yaşıyoruz. Barınaklarımıza sığınan insanların güvenliğini garanti edemiyoruz. Üstelik kaçacak başka yer yok. Sığınacak tek yer de vuruldu.

        ■ İsrailli yetkililerle ilişkiniz ne durumda?

        İsrailli yetkililerle iyi bir çalışma ilişkimiz var. Gazze’ye yardım ulaştırabiliyoruz. Ama tesislerimizi vurduklarında sesimizi yükseltmek zorundayız. Salı günü vurdukları tesiste soruşturma yaptık ve İsrail topçularının vurduğunu saptadık. İsrail Silahlı Kuvvetleri’nin uluslararası hukuku ihlal ettiğine dair ağır bir kınamada bulunduk. Uluslararası soruşturma çağrısı yaptık. ‘

        "SIĞINAĞI VURDUKLARINI ÇOK İYİ BİLİYORLARDIR"

        ■ BM sığınaklarını nasıl vurabiliyorlar?

        En azından, o binanın BM’ye ait olduğunu bilmiyorlar mı? Neyin nerede olduğunu çok iyi biliyorlar. Onlara sığınaklarımızın hepsinin tam koordinatlarını verdik. Salı günü sığınağımız vurulmadan önce İsrail ordusunu 17 kere uyardık. Gitgide bizim bölgemize yaklaştılar. Bu 17 uyarıda da sığınakta 3 bin 300 sığınmacı bulunduğunu belirttik. Yani sığınağın nerede olduğunu, orada 3 bin 300 insanın bulunduğunu çok iyi biliyorlardı.

        ■ Yani “BM sığınağında bulunan 3 bin 300 kişiyi kazara vuramazlar” diyorsunuz.

        Bakın İsrail ordusu gayet profesyoneldir. Nerede kaç kişi olduğumuzu çok iyi biliyorlardı. Çok iyi donanımlı bir orduları var. Bu işin nasıl olduğunu bilmek istiyoruz. Bu yüzden soruşturma yapılmalı.

        ■ Gazze’de yürütülen kara harekâtının detaylarından pek bahsedilmiyor.

        Biz de bilmiyoruz. Ama görüyoruz ki bu askeri harekâtın insani sonuçları, verilen taarruz talimatlarıyla daha da dramatik hale geliyor.

        ■ Kudüs’teki İsrailliler bu saldırılar hakkında ne diyorlar?

        BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı adına bu konuda bir görüş belirtmem doğru olmaz. İsrail bir demokrasi. Gazze’de yaşananlar hakkında çok farklı görüşler var.

        "BENİM GÖZYAŞLARIM MÜHİM DEĞİL"

        ■ Gazze saldırıları hakkında dünyadan yeterince ses çıkmıyor. Bu sessizliği hissediyor musunuz?

        Biz her iki tarafı da ciddi biçimde eleştirdik. BM okullarında 3 defa roket bulduk; uluslararası hukuku ihlal ettikleri ve bizim hareket alanımızı kısıtladıkları için militanları açıkça kınadık. Aynı zamanda İsrail’i de okullarımızdan birini doğrudan vurarak uluslararası savaş hukukunu ciddi biçimde ihlal ettikleri için kınadık. En azından biz adil ve tarafsız davranıyoruz.

        ■ Saldırıların yakın zamanda sonlanmasına dair bir öngörünüz var mı?

        Öyle olması için dua ediyoruz. Yeterince insan acı çekti. Umuyoruz ki savaşı idare eden insanlar da bunu fark eder. Yeterince sivil hayatını kaybetti; yeterince çocuk, yeterince kadın öldürüldü. Artık durmalı.

        ■ Tam da bu sözleri Al Jazeera Televizyonu’nda söylerken kendinizi tutamadınız ve ağlamaya başladınız.

        Gazze’de dökülenlerin yanında benim gözyaşlarımın bir önemi yok. Ama gözyaşlarım, dikkatleri Gazze’deki gözyaşlarına çekti. Ekranda yaşadıklarımdan utanmıyorum bu yüzden. Ve bazen gözyaşları, sözlerden daha anlamlıdır. Gazze’de yaşanan büyük acıları da ancak gözyaşları anlatabilir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ