Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Pandemide ikinci dalga diye tanımlanan ama aslında ilk dalganın devamı olan bir eğilim yaşanıyor. Ekonomilerin normalleştirmesini geciktireceği için, piyasaları da korkuttu. 8 Haziran’dan beri düzeltme eğilimine giren küresel piyasaların imdadına yine FED ve Trump yetişti diyebiliriz.

        PİYASALARIN YENİ ATEŞİ

        -FED şirket tahvillerini almaya başlıyor. Faiz oranlarına da 2022 sonuna kadar dokunmayı düşünmüyor. Trump ise 1.1 trilyon dolarlık altyapı programını açıkladı.

        -Üzerine koronavirüs için hem aşının bulunması hem de ilaç çalışmalarının ilerlediği ve sonbaharda sonuçlanabileceğine ilişkin ciddi açıklamalar geldi. Düzeltme eğilimindeki piyasalar bir kez daha yönünü tırmanışa çevirdi. Borsaların geldiği düzey pandemi öncesi rekor düzeyin hemen altı.

        -Geçmişle karşılaştırılınca satın alınmamış bir şey kalmadı. Buna ekonomilerin virüsle birlikte içine düştükleri daralmadan V tipi toparlanmayla çıkacağı ve korona öncesi düzeyini yakalayacağı beklentisi de dahil.

        VERİLEN LİKİDİTE KALICIDIR

        -Bunun yanında virüs döneminde ekonomik destek paketleri ve merkez bankalarının parasal genişlemeleri çoktan 10 trilyon doların üzerine çıktı. Salgının küresel ekonomiye maliyeti ise 9 trilyon dolar hesaplanıyor. Koronavirüs hayatımızdan çıkmamış olsa da, ekonomilerin açılmaya başlanması ve verilen likidite piyasaları harekete geçirmeye yetti.

        REKLAM

        -Hesap açık ve çok yakın zamandan herkesin hatırladığı bir yaşanmışlık da var. Piyasalara bir kez çıkartılan likidite öyle hemen geri çekilmiyor. 2008-2009’deki likidite nasıl ki çekilemedi ve bugünlere kadar geldi, salgınla piyasalara yeni çıkan likidite de en azından yıllarca çekilemeyecek.

        KÜRESEL KRİZDE OLAN

        -2008’de küresel krizdeki likidite bolluğunu tarihin en düşük faiz oranları izledi. Parasal genişlemeyi gelişmiş ülkeler yapsa da sonuçta gelişmekte olan ülkelere sermaye akımlarını güçlendirdi. Dünya ekonomisi arka arkaya 5 yıl yüksek büyüme sağladı.

        -Mayıs 2013’a gelindiğinde FED Başkanı Bernanke “likidite artışının azaltılacağının” işaretini vermesi, piyasaların karışmasına yetti. Gecikmeli de olsa likidite artışı kademeli şekilde azaltıldı. Sonrada bebek adımlarıyla faiz artırımları başladı. En sonunda da FED bilançosunu yarım trilyon kadar küçülttü.

        -Ancak 2019’dan başlayarak FED artırdığı faiz oranlarını bir kaç hamlede geri aldı, pandemi sürecinde de bilançosunu bir kat daha büyüttü. Bundan sonra da likidite vermeye ve bilançoyu büyütmeye devam edecek. Diğer büyük merkez bankaları da aynı yolu izleyecek.

        PARASAL GENİŞLEMENİN TADI DAMAKTA

        -Doğal olarak 2008-2009 parasal genişlemesinin tadı hala küresel piyasaların damağında duruyor. Şimdi aynı şeyi şiddetle istiyorlar. Girilen yol da aşağı yukarı bu. Gidilen parasal genişlemenin boyutu küresel kriz kadar, hatta ondan daha büyük ölçekli.

        -Faizlerde atılan adımlar ise daha kısa kaldı. Çünkü mesafe yok. Zaten sıfıra inen ve eksiye geçen faiz oranlarındayız.

        -İşte küresel krizde yaşananların yol göstermesiyle piyasalar pandemi krizinde de gayet iyimserler. Çünkü her iki krizde benzer önlemler alındı. Yani ortalığa para saçıldı. Bu nedenle piyasalar ekonomilerin kısa zamanda iyileşeceğini, V tipi toparlanma olacağını satın alıyorlar.

        REKLAM

        UMUT VE KORKU ARASINDA GİDİP GELMEK

        -Piyasaların şirazesinden çıkmasını, ölçütlerinin ve davranışlarının değişmesini, bir aşırı iyimser bir aşırı karamsarlığa kapılmasını, büyük umutlar yanında büyük korkular yaşamasını buna bağlıyoruz.

        -Piyasalar beklentiyi satın alıp gerçekleşmeyi satarlar. Şimdi satın aldıkları da V tipi ekonomik toparlanma ve mükemmel bir gelecek denilebilir. Ancak ölçütler değişti.

        -Bunun bir nedeni pandemiyle gelen korkuysa diğer nedeni büyük parasal genişlemeyle gelen umuttur. Umut ve korku arasında piyasalar pinpon topu gibi gidip geliyor.

        EKONOMİLER DİPTE BORSALAR ZİRVEDE

        -Bir yanda küresel krizin karları taze hafızalarda ve şimdi de büyük umutlar var, diğer yanda ikinci dalga ve reel ekonomilerin nasıl toparlanıp ayağa kalkacağı korkusu söz konusu.

        -Bu nedenle daha yılın ikinci çeyreğindeyiz ve bu çeyrek ekonomilerin dibe vurduğu çeyrektir. Henüz derin daralma verileri bile açıklanmadı. Ama piyasalar hızlı toparlanmayı satın alıp bitirdi bile.

        -Ortaya da ekonomilerin dibe vurduğu, borsaların ise zirveye yükseldiği gibi çelişkili bir durum çıktı. Piyasalar önden koşmasına koşar da, mesafeyi bu kadar açtığını ilk kez görüyoruz.

        TOPARLANMA KAÇ KEZ SATIN ALINIR?

        -Galiba ilk kez küresel likiditenin bu kadar bol olması, faiz oranlarının tarihi en düşük düzeylerine gerilemesi piyasaları önden koşup yer tutmaya, bütün alanları kapatmaya yöneltiyor.

        -Bu durum “Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar” deyişini andırıyor. Gelecek satın alınıyor da, bu gelecek ne zaman gelecek, insan sormadan edemiyor? Zaman uzarsa piyasaların büyük oynaklıklar yaşaması, hatta V tipi toparlanmayı bir kaç kez satması ve satın alması da mümkündür.

        Diğer Yazılar