Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yine bir yeniden çevrim ile karşı karşıyayız. “El Secreto De Sus Ojos” filminden adapte edilen “Gizemli Gerçek” filmini izleyecek olanlara tavsiyemiz önce orijinalini izlemeleri zira yeniden çevrim orijinaline hiç benzemiyor. Eğer orijinalini izledikten sonra filmi seyrederseniz aralarındaki farkı kolayca bulabilirsiniz. Filmi neden yeniden çevirdiklerine gelecek olursak; 11 Eylül olaylarını ve Müslüman teröristleri araya sıkıştırmak için böyle bir şeye kalkıştıklarını söyleyebiliriz. Orijinalinde ülkenin en önemli mahkemelerinden birinde yıllarca sorgu müfettişliği yapan karakter görevini bırakarak bazı ipuçlarının peşine düşer ve kendisini oldukça etkileyen vakayı kaleme alıp romana çevirmeyikafasına koyar fakat yeniden çevrimde böyle bir şeyden söz edilmiyor. Yeniden çevrimin en önemli olayı geçmiş ve gelecek arasındaki bağıntı!

        Geçen hafta beyazperdeye yansıyan “Gizemli Gerçek” Fransa’da yaşanan sorunun/olayın akabinde vizyona girdi. Yaşananların akabinde vizyona girmiş oluşu tesadüf müydü, yoksa planlı mıydı? Bu bir pazarlama taktiği olabilir mi sorusunun yorumunu siz okuyucuya bırakarak geçiyoruz filmi okumaya…

        Müslüman teröristleri, 11 Eylül olaylarını ve bazı siyası olayları merkeze alan film üç büyük oyuncunun etrafında bir daire çiziyor. Hikâyesi oldukça sade ve bilindik ama yönetmen hikâyeye kendi yorumunu katarak cinayet süsü veriyor. Cinayetin neden işlendiğine dair somut veriler sunan film, bize şunu ifade ediyor: ‘katili uzaklarda aramayın, o çok yakınınızda!’

        Sade hikâyeye gizem katmak için canını dişine takan yönetmen filmi çok ağır bir biçimde işlediği için izlerken sürekli saatinize bakıp ah şu zaman bir geçse diye düşünmeniz kuvvetle muhtemel, çünkü “Gizemli Gerçek” şu ana kadar izleyeceğiniz en ağır filmlerden. Bir de o ağırlığa montajlanmamış sahneler eklenince iyice kopuyorsunuz hikâyeden. Olaylar sanki bilerek gözümüze sokuluyor. Benzer mekânlarda geçen film, sürekli flashback ve flashforwardler arasında bir bağlantı kurarakhikâyenin ana eksenini çizmiş oluyor.

        BİLLY RAY MİCHAEL HANEKE’NİNTEKNİĞİNİ ÖDÜNÇ ALIYOR

        Sürekli geçmişi ve bugünü perdeye yaftalayan yönetmen Billy Ray, direk ana hikâyeye odaklanıyor. Ana hikâye kendi içinde ufak hikâyeciklere bölünüyor, ancak ana konunun hiçbir zaman dışına çıkılmıyor. Michael Haneke-vari bir hikâye yapısına eğilen yönetmen tüm sırrı sona saklıyor. Yani filmin sonuna kadar sizi şaşırtacak pek olay olmuyor, ama bazı sekanslarda yönetmen olaylara dair ipucu veriyor. Haneke’yi tanıyanlar bilirler, Haneke ağır ve şaşırtıcı bir filmler yapar ve sürprizi sona saklar. Haneke ağır çekimleriyle ünlüdür, Haneke’nin filmlerini izlerken sıkıldığınız anlar olsa da,finaldeki sahne sizin günlerce düşünmenize neden olur. “Gizemli Gerçek”te o denli şaşırtıcı final olmamasına rağmen insanı düşündürüyor, çünkü ucu bazı yerlere dokunuyor.

        Genel itibariyle, film olayları daha hızlı bir şekilde aktarmış olsaydı,izlerken belki daha çok keyif alırdık. Geldik en önemli kısma… Hepiniz çok iyi biliyorsunuz ki, bir filmin iyi bir şekilde pazarlanması filmin gişesi için önem arz ediyor. Bu ne demek oluyor? Şöyle açıklayalım: Eğer içi boş ve sıradan bir filme büyük oyuncuları yerleştirirseniz seyircilerin dikkatini çekersiniz. Seyirci filmi sorgulamadan filme gider ve sonrasında şunu düşünür: Büyük oyuncuların yer aldığı filme gittik ve hiç zevk alamadık. Bu iyi bir pazarlama taktiğidir. Aynısını “Gizemli Gerçek” için de söyleyebiliriz. Filmin başrollerinde Julia Roberts, Nicole Kidman ve Chiwetel Ejiofor var. Peki, bu filmde yer alışlarının nedeni 11 Eylül olayları olabilir mi, ya da teröre karşı durmak?

        Yalnız kritik bir durumla karşı karşıyayız, çünkü film Müslümanları kötü gösteriyor ve her kötü olayın onların başlarının altından çıkacağını savunuyor. Kurunun yanında yaş da yanar misali… Genelleme yapmak aslında çok yanlış, sebebi de şu: dünyada kötüler de var, iyiler de dolayısıyla önyargıyla yaklaşmamak gerekiyor. Önemli olan kötünün neden kötü olduğunu keşfetmek, suçu ona atarak kesin bir çözüme varmak imkânsız. Bir insan eğer kötü birine dönüştüyse mutlaka bir nedeni vardır. Sürü psikolojisi mantığının filme uyarlandığını rahatça görebiliyoruz, mesela eğer siz ortaya Müslümanlar canavardır onları dışlayalım diye ortaya bir tez atarsanız çoğunluk buna inanmaya başlar ve o tez iyice kökleşir. Kökleşmiş düşünceyi/tezi yerinden söküp almak zordur, o yüzden düşüncelerin kökleşmemesi icap eder. Şunu unutmayın; her toplumda terörist vardır, kötü insan da! Olaylara nereden baktığınızın öneminin büyük olduğunu yinelemekte fayda var. Büyük tabloyu görmeyi başaranlar önyargıyı hayatlarından silen insanlardır. Önyargı ne toplumu, ne de insanı iyi bir noktaya ulaştırır. Önyargı bir bariyer gibidir, o bariyer sizi bloke etti mi, ne yaparsanız yapın olayları bulanık şekilde görürsünüz. Dünya olarak sorunumuz da bu olsa gerek!

        Filmin birçok karesinde zaten yazıya döktüklerimizi detaylı bir şekilde görüyoruz. Filmin olaylara objektif yaklaşmayışı da iyice tuz biber ekiyor. Hâlbuki bir filmin olaylara objektif olarak yaklaşması lazım…

        ORİJİNALİNİ ANDIRMIYOR

        Arjantinli sinemacıJuan José Campanella’nın ‘yabancı dilde en iyi film’ Oscar’ını alan “Gözlerindeki Sır (El Secreto de Sus Ojos)”, kafamızı karıştıran trükleriyle ve oyunlarıyla bile ilgimizi çekmeyi başarırken “Açlık Oyunları” filminin yönetmeni ve yazarı Billy Ray’in elinden çıkan “Gizemli Gerçek”in bunu başaramıyor oluşu, yönetmen için tam bir eksi…! Yeniden çevrilen filmler zaten orijinalinin yerini çoğu zaman tutmaz, ama bu film çok fazla Amerikan-vari olmuş. Film orijinalinden çok uzak bir yerde duruyor, değişiklikleri kolayca anlayabiliyorsunuz. “Gizemli Gerçek” sanki orijinalini yansıtmayan bir film olmuş Oysaki Billy Ray “Açlık Oyunları’ndagayet iyi bir iş çıkarmıştı.

        Filmin omurgası zaten başta da belirttiğimiz üzere üç oyuncu üzerine kurulu. Peki, o üç oyuncu arasında bir denge var mı? Maalesef… Julia Roberts çok pasif, Nicole Kidman ise tam bir estetik harikası. Anlayacağınız taş bir bebekten farksız. Rolü de özümseyemediği açıkça ortada. Sadece fiziğiyle filmi dolduruyor oluşu bayağı kötü, çünkü kendisinin başrolde oynadığı bir sürü etkileyici film seyrettik. Her nedense Kidman bu filme pek adapte olamamış. Julia Roberts ise idare eder. Filmdeki en önemli çıkışınıChiwetel Ejiofor yapıyor. Bir Ricardo Darin’in yerini tutmasa da iyi bir oyuncu olarak hikâyeyi göğüslüyor. Role tamamıyla adapte oluşunu da hesaba katarsak filmi bir nebze de olsa kotardığını söyleyebiliriz.

        Sonuç olarak; “Gizemli Gerçek” suya sabuna dokunarak girmemesi gereken mayınlı bölgeye girerek kendini orijinal olanından ayırıyor. Film; Amerika’yı merkezleştirmesinin yanı sıra siyasi açılımlarıyla seyircinin kafasını karıştırıyor ve kötü örnek oluyor.

        Diğer Yazılar