Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sinemaseverlerin merakla beklediği !f’e geri sayım bitti. !f ile stresli yaşamdan kısa bir süreliğine uzaklaşacağız. Koltuklarınızın arkasına yaslanarak başka diyarlarda gezinmeye hazır mısınız? Dert yok, tasa yok! Eğlenin dilediğiniz kadar… Herkese bol sinemalı günler diliyorum.

        Büyük yankı uyandıran !f İstanbul Uluslarası Bağımsız Filmler Festivali 12 Şubat Çarşamba gecesi müthiş bir açılışla başladı. Öyle bir başladı ki, tanıtımını yaptığı reklam filmiyle sinemaseverlerin gözlerini adeta bir pinpon topu gibi pörtletti. Hatta metafor olarak seçtiği ‘acımadı ki, acımadı ki…’ diye seslenen sevimli sarı civcivlerle bazı yerlere gönderme yaptı. Civcivler de o denli özenle seçilmişti anlayacağınız… Hele tasarımları için o kadar çok söylenecek söz var ki… Şu ana kadar gördüğüm en iyi tasarımlardan biriydi diyebilirim. Hem animasyonuyla hem de konseptiyle ilgimizi oldukça celbetti. Bu kadar mı? Tabiki hayır. Dahasını duyduğunuzda hiç düşünmeden güle oynaya festivale doğru koşacaksınız! Bilet bulamamayı da göz ardı etmemek lazım.

        Güzel bir organizasyonla açılışı yapan festivalin, açılış filmi olan Dallas Buyers Club’ı perdede oynatması zaten tüm fikirlerimizi doğrular nitelikteydi… İşin en güzel tarafı da film başlamadan evvel ikram edilen kaliteli tüm içeceklerin müesseseden olmasıydı. Kuş sütü bile eksik değildi. İstediğiniz her şey bol bulamaçtı. Tabi bu açılış yalnızca basın içindi. Gözlemlediğim çok önemli bir detayı paylaşmak istiyorum. Tüm açılış boyunca festival yetkililerinin davetlilerin fotoğraflarını çekmesi bir hayli enteresandı. Hatta çekilen bazı fotoğraflar da 3 boyutluydu. Tam kendimi o fotoğraf karelerinde hayal ederken, !f yetkililerinin, direk önümde belirerek “bir fotoğrafınızı çekelim mi, tamamen ücretsizdir” demesi ne kadar şanslı olduğumun adeta bir göstergesi oldu. Buna ek olarak; Oscar kırmızı halı töreninden esinlenilen yıldız geçidi (buradaki sinemaseverler geçidi) çok farklıydı. Tek tek, gelen davetlilerin !f stantı önünde fotoğrafları çekildi. Buna yalnızca isteyenler katıldı. Gerçekten de çok yaratıcı bir fikirdi.

        !F’E GIDIN !F’SIZ KALMAYIN

        Organizasyondaki başarısı şöyle bir yana dursun, filmlerin yer aldığı festival kitapçığının mizampajı, tasarımı ve içeriği “haydi gelin !f’e gidiyoruz” dedirtecek kadar takdire şayan. Zaten bir kere !f’e kapağı attınız mı, geri dönüşü yoktur. O heyecan her yerinizi kaplar. İsteseniz de çıkamazsınız. Sakın festivalden çıkış bileti istemeyin! Çünkü yalnızca giriş bileti satıyor. Aslında !f’e demir atmak çok kolay, tek yapmanız gereken önceden biletlerinizi temin etmeniz. Kitapçık konusunda es geçtiğimiz önemli bir detayı da aktaralım. Kitabın içinde yer alan filmlerin özetinin üzerinde keşke filmlerin saatleri yazıyor olsaydı. Gözlerim çok aradı ama çok da büyük bir sorun teşkil etmedi açıkçası. Gelelim bu seneki !f filmlerinin seçkisine… Birbirinden özel, birbirinden farklı filmlerle karşı karşıyayız. Yalnız bu sene !f çizgisini tamamen değiştirmiş. Çok fazla belgesel var ve hepsi ‘sosyal sorumluluk’ projelerini öne çıkartıyor. Bunun dışında !f’e genel bir bakış attığımızda, ortaya çıkan sonuç şu: gerçeklerin tüm çıplaklığıyla anlatıldığı filmlerde hem çok fazla mesaj pompalanıyor hem de pompalanan mesajlar doğru adrese ulaşıyor. Kendilerine has tarzları var. ‘Tür kırması’ olduklarını kolayca söyleyebiliriz. İzleyeceğiniz filmlerin özgün bir dili olduğunu ve o filmlerin temelinde yatan meselelerin bazı hazin yaraları yeniden kanatacağını dile getirmek lazım. Filmlerin kabuğunu soğan misali soydukça, ortaya özleri çıkacak. Yani söylemek istedikleri her ne ise, bu vesileyle anlamış olacağız.

        !F KATEGORILERINE BİR GÖZ ATIN

        Hani bir laf vardır ya gerçeklerden kaçamazsınız diye, !f’te bu gerçekler önünüze bir yemek gibi sunulacak. Tabi birçok detayın gizemli olduğunu hatırlatmakta fayda var. Filmleri nereye çekerseniz oraya doğru gidecekler. Her izleyici kendinden bir parça bulacak. Doğru bir şekilde analiz etmek için dikkatli izlemek gerek. Yoksa ipin ucu kaçabilir. Ülkelerin çözülemeyen sorunlarının filmler aracılığıyla aktarılması çok iyi düşünülmüş bence. !f’teki filmler şu kategoriler dahilinde perdeye akacak: Keşif, Digitürk Galaları, !f Music, Oyun, Aşk&Başka Bi Dünya, Gökkuşağı, Sanat Hayat İçindir, Ev, Karanlık ve Köşeli, !f Kült, Özel Gösterimler, Sundance Özel çalışma ve !f Kısalar… Kategori başlıkları oldukça değişik, !f’in alamet-i farikası da bu ya zaten! Önemli olan da kimsenin yapamadığını yapmaktır öyle değil mi? !f’in aslında aslında en güzel yanı düzenlediği sıradışı etkinlikler ve özel gösterimler. Seçin seçebildiğiniz kadar. Hazır söz etkinliklerden ve özel gösterimlerden açılmışken paylaşmaya devam edelim. !f’in en bomba özel gösterimlerinden biri olan David Lynch’in kısa film seçkileri (Meditasyon, Huzur ve Yaratıcılık) sevenleriyle buluşuyor. David Lynch hayranları kemerlerini sıkıca bağlasın, çünkü Pazar günü saat 13.00’deki Salt gösteriminde Lynch ile uçuşa geçecekler. Ayrıca Uluslararası Keşif Yarışma filmleri ile Aşk&Başka Bi Dünya Uluslararası Yarışma filmlerini izlemeyi atlamazsanız bu festival tadından yenmez.

        BAĞIMSIZ FILMLERIN KRALI DALLAS BUYERS CLUB

        !f konusunda bu kadar detaylı bilgi verdikten sonra, yazının girizgahında bahsettiğim Dallas Buyers Club filminin, kısa bir analizine… Aids hastalığı ile mücadele eden kişilerin yüzde doksanının bu hastalık nedeniyle ölümle burun buruna geldiğini ve hastalığı yenmenin neredeyse imkansız olduğunu vurgulayan film, ilaç firmalarına atıfta bulunuyor. Piyasaya sürülen ilaçların kapitalizmden nasibini alarak, diğer ilaç firmaları ile rekabete girmeleri, modern tıbbın gücüne güç katarken, alternatif tıbbın gerçek ve radikal çözüm araması da tüm dengeleri değiştiriyor. Çünkü modern tıp, ilaçları yalnızca para kazanmak için piyasaya sürüyor. Oysa ki, alternatif tıp yeni buluşlarıyla aids hastalarının ömürlerini uzatıyor. Filmin içine süpürülen mesaj cidden çok anlamlı. O mesaja göre; ticari olarak piyasaya sürülen ilaçlar insanı öldürüyor. Ee ne de olsa en sonunda modern tıbbın çözemediğini alternatif tıp çözüyor.

        Film; alternatif tıbbı öne çıkarıyor ve alternatif tıbbın daha çok iyileştirici etkisi olduğuna parmak basıyor. Buradan hareketle; aids hastalığını ti’ye alan Ron karakterine can veren Matthew McConaughey sonuna kadar mücadelesini sürdürüyor ve hiç pes etmiyor. Alternatif tıp sayesinde kurduğu Sınırsızlar Kulübünde diğer hastaları iyileştiriyor. Yalnız işin en kötü tarafı, ilaçların ülke dışına yasal olarak ihraç edilememesi… İradeli, inançlı, dirençli (zaman zaman kendini bırakıyor), mücadeleci, gözükara, dikbaşlı ve biraz da anarşist olan Ron, doktoru Eve (Jennifer Garner)’i bile alternatif tıbba inandırmayı başarıyor. Nasıl bir ikna gücü varsa artık… Sisteme karşı duran Ron sanki süper kahraman gibi… Sonuna kadar cesaret diye haykırıyor resmen. Aslında irdelenmesi gereken çok önemli bir unsur var. O da Eve’in duygularını içine atarak hayatı boyunca sisteme boyun eğmesi ve bunun yanı sıra kendini köşeye çekerek, sindiremediği bazı olayları zaman zaman dışarı atmak isteyişidir. O bir karıncayı incitemeyecek kadar kırılgan ve iyi niyetlidir. Ama hırsını duvara asılı tablodan çıkarması bastırılmış duygularının su yüzüne çıkmasına neden oluyor. Tıpkı Ron’da olduğu gibi…

        Sonuç olarak; harikulade bir oyunculuk performansı sergileyen Jennifer Garner ve Matthew McConaughey, filmi doruk noktasına taşıyor. Tabi filmdeki o ince espirileri de unutmamak lazım! Haydi hep beraber !f’e doğru akıyoruz. !f’te görüşmek üzere…

        !f film seçkilerim:

        1- The Strange Little Cat

        2- The Double

        3- Dom Hemingway

        4- The Wind Rises

        5- Honey

        6- Pelo Malo

        7- The Spectacular Now

        8- Under The Skin

        9- Cheatin

        10- What Now? Remind Me

        11- Night Moves

        Diğer Yazılar