Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu sayfanın sürekli okurları belki hatırlayacaklardır. Isuzu Dmax’in bir önceki jenerasyonunu denedikten sonra buradaki yazımda “olumsuz” yönlerini anlatmış ve “Son zamanlarda çok moda olan kamyonetlerin kentli genç kullanıcıya ve kadınlara hitap edenleri arasında yer alması zor. Bu segmentte geçmişte önce rol üstlenen Dmax, iç mekân kalitesi ve zarafetinde rakiplerin gerisinde kaldı. Ancak gerçek anlamda arazide iş yapanlar, DSİ, YSE gibi kamu kurumları, çiftçiler bu aracı almalı” demiştim. Benim bu kelimelerim Isuzu’nun merkezine kadar ulaşmış. İşin iyi tarafı, onlar da benimle hemfikir olmuşlar. “Evet içini biraz daha iyi yapabilirdik. Bu işlevselliğe odaklandık ama biraz daha içeriye de çekidüzen vermemiz gerek” demişler. Ve hafif bir estetik ameliyattan geçen yeni Dmax’i yapmışlar. Anadolu Isuzu’dan arayıp, “Bakın bakalım şimdi olmuş mu?” dedikleri zaman ben de “Bakalım o zaman” dedim.

        HEYBETLİ BİR HALİ VAR

        Estetikli ya da facelift’li yeni Dmax’in dış görünümünde bir sorun yoktu, hâlâ yok. Benim neslin “Pikap” demekten hoşlandığı, bayağı güzel bir kamyonet. Ön tarafı çok çok güzel. Kaslı bir görünümü var. Bol miktarda kromajlı parçanın göz alıcı bir parlaklık sergilediği Dmax’in ön tarafı, benim şahsi zevkime çok uygun olmasa da, rakipleri kadar güzel ve pek çoğundan daha heybetli. Yandan görünüm ise tam bir arazi kamyoneti. Yüksek, çamurluk boşlukları geniş, krom kaplı çelik rol bar bayağı yakışıklı. Heybetli bir hali var. Arka görünümde hoşuma gitmeyen tek şey ise hayli sıradan görünen stop lambaları. Gerçi Mercedes bile muazzam X serisinde arka görünüme pek bir çare bulamamış olsa dahi, Dmax’in arka lambaları, otomobilin heybetine ve göz alıcılığına uyum sağlamakta zorlanmış. Bir de yandan bombe koymuşlar ki, nedenini anlamadım.

        Yola çıkmadan önce motordan kuşkuluydum. Çünkü rakiplerinin 2 litrenin üzerinde motorlar koymaya başladığı, hatta 3 litre 6 silindirli motorlarla donattığı modelleri piyasaya sürdüğü bir dönemde Isuzu, Dmax’in motorunu küçültmüş. 1.9 litrelik bir dizel motora yönelmiş. Ben de bu motorun bu devasa kamyoneti götürüp götürmeyeceğinden şüphe duyuyorum.

        Ancak gaza bastığımız anda bütün şüpheler dağılıyor.

        Isuzu biraz gürültülü olsa da müthiş bir motor yapmış. 164 beygirlik motor 164 katana gibi çalışıyor ve müthiş bir çekiş sağlayan 360 nm’lik bir tork üretiyor. Dmax, hem yolda hem arazide bu motorla bayağı atılgan bir tavır sergiliyor. Gerçekten inanılmaz. 1.9’luk dizel motor Jeep’in 2.7 litrelik motorundan çok çok daha iyi. Otoyolda kullanımı rahat. Nissan Navara kadar iyi bir süspansiyona sahip olmasa da konforsuz da değil.

        Direksiyon, şehir içinde biraz ağır. Dönüş açısındaki darlık kullanımı zorlaştırıyor. Ancak uzun yolda hiçbir sıkıntısı yok.

        YOL TUTUŞU İYİ FRENLER ZAYIF

        Dmax, torkun etkisiyle çabuk hızlanıyor. Çıkabildiğim en yüksek sürat olan 160’a ulaştığımda da otomobilin rahatsız edici bir tarafı yok. Gayet iyi. Virajlarda hafif yatıyor ama yoldan çıkma eğilimi göstermiyor.

        Yeni Isuzu Dmax’in zayıf bulduğum yönü ise frenleri oldu. Tutmasına tutuyor da, süspansiyonun da etkisiyle biraz fazla kafa indiriyor. Bu bir miktar rahatsız edici.

        Çok sert frende arka tarafı hafiften savurması da ayrı bir sorun. Acaba arkaya daha büyük bir disk koymak daha mı iyi olurdu diye düşünüyorum.

        Tüm kullanımım boyunca Dmax’in yakıt tüketimi ortalama 11.5 litre oldu. Dmax biraz da insana hayal kurduruyor. Daha büyük jantlar ve daha büyük lastiklerle çok daha vahşi bir hale getirmek mümkün. Üzerinde oynamaya hayli müsait bir pikap olmuş Dmax. Bu yönüyle arazi meraklılarına ve gençlere geniş olanaklar sunabilir. Doğrusu, bir önceki modelden çok daha fazla beğendiğimi, rakipleri ile farkını azalttığını söylemem mümkün.

        Gerçi Mercedes’in X’teki iç mekân ile çıtayı hayli yüksek bir yere koymasından ötürü bütün tarzanlar zorda ama yine de Isuzu fiyat-kalite orantısında ve arazi yeteneklerinde hayli başarılı.

        Arkadan çekişli olanlarının fiyatı 108 bin TL’den başlıyor. 4x4 olanlarında ise baz fiyat 136 bin TL, en yüksek fiyat ise 160 bin TL.

        ***********

        DİZEL MOTORUN GÜRÜLTÜSÜ ISININCA AZALIYOR

        Dmax anahtarsız çalıştırma sistemine sahip. Butona bastığınız anda hayli yüksek bir dizel gürültüsü kabine geliyor ki bu olumsuz bir puan. Neredeyse bir Bedford kamyon gibi. Fakat ilginç bir şey söyleyeyim, yola çıkıp motor ısındıktan ve ritmini bulduktan sonra bu ses azalıyor. Ya da ben alıştım, emin değilim. Bir desibelmetre ile ölçmedim doğrusunu isterseniz.

        ***********

        GERÇEK PERFORMANSI YOL DIŞINDA ORTAYA ÇIKIYOR

        Araziye çıkınca Dmax’in gerçek performansı ortaya dökülüyor. Çok çok iyi. Ciddi bir arazi aracı kadar iyi. Yüksekliği, ön ve arkadaki yaklaşma açılarının yüksekliği Dmax’i gerçek bir arazi canavarı yapıyor. Tek kelimeyle kusursuz diyebilirim. Kent içindeki rahatsız edici süspansiyon, arazide avantaja dönüşüyor. 10 üzerinden 10 almayı hak edecek kadar iyi. Ancak lastikler uygun olmadığı için çamurda şansımı zorlamak istemiyorum. Bata çıka gidip traktör aramak için yaşım biraz ilerledi.

        ***********

        İÇ MEKÂN, RAKİPLERİYLE FARKINI AZALTMIŞ

        Isuzu, Dmax’in iç mekânında ise hayli bir iyileştirme yapmış. Dashboard’da kullanılan plastiğin kalitesinde ciddi bir düzelme var ama bazı parçalar yine de geçmişten izler taşıyor gibi. Yine göze ve tene daha hitap eden bir görünüm elde etmeyi başarmışlar. Dokunduğunuz zaman daha iyi bir his veriyor. Kapı iç kaplamaları ise geçmişte tam bir felaketken, şimdi bayağı bayağı orta sınıf bir binek otomobilinin kalitesine kavuşmuş. Rakipleriyle arasındaki farkı hemen hemen sıfıra indirmiş. Yine de burada Ford’un Wildtrack’ını tek geçerim. Analog göstergeler sıradan ve sade. Dashboard’un ortasındaki bilgi ekranı ise 5 inçlik güzel bir ekran. Yazılımları çok iyi. Buna bağlı çalışan entertainment sistemi başarılı.

        ISITMALI KOLTUKLAR VAR

        Daha iyi iki hoparlör koysalardı çok daha başarılı olurdu. Geri vites kamerasının görüntüleri de bu ekrana yansıyor. Suni deri kaplı koltukların kaplaması 10 numara değil. Ancak işlevine uygun. Temizlemesi kolay olacak bir malzeme seçmişler ki, yerinde bir hareket. Koltuklar ısıtmalı. Havalandırmanın kontrol paneli hafiften Mitsubishi’yi hatırlatıyor. Yüksek kapasiteli havalandırmanın air condition fonksiyonları da yerinde.

        Klasik bir otomatik vites kolunun arkasında ise arazi seçenekleri var. Basbayağı bir arazi aracı gibi, 2H, 4H ve 4L seçenekleri. Açıkçası ben buna bayılıyorum. Benim için sürekli 4 çekerden çok daha kullanışlı ve yakıt tasarrufu açısından da çok daha iyi.

        Diğer Yazılar