Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Koronavirüs sonrası havayolları ilginç tedbirler almaya, ekonomilerine destek olacak çözümler aramaya devam ediyor. Bu kapsamda Reykjavik merkezli havayolu Icelandair, tüm kabin personelinin görevine son vererek, onların yerine pilotları istihdam edeceğini duyurdu. Artık Icelandair uçaklarında memuru bulunmayacak, pilotlar her iki görevi de üstlenecek. Şirketten yapılan açıklamada, mevcut kabin ekibi personelinin işine kalıcı olarak son verildiği duyuruldu.

        Covid-19 sonrasında havacılık endüstrisinde kalıcı olacak uygulamalar söz konusu. Ancak Icelandair şirketi kabin memurlarının görevini üstlenecek olan pilotların uçakta yemek servisi gibi hizmetler sunmayacağına özellikle vurgu yapıyor. Çünkü kabindeki servislerin koronavirüs salgını sonrası alınan önlemler çerçevesinde minimum seviyede kalmaya devam ettireceklerini belirtiyorlar.

        Peki, Icelandair bu kararı neden aldı? Malum olduğu üzere bir çok havayolu uçucu personelin yeni dönemde istihdamı ve ücretleri konusunda ilgili sendika, dernek ve çalışanlarla anlaşmakta zorlanıyor. 2025 yılına kadar kabin ekiplerinin maaşlarında kesinti yapmak isteyen Icelandair, bu kararını kabin ekipleri derneklerinin kabul etmemesi üzerine almış. Aslında şirket bu kararıyla bir yönüyle şartlarının kabul edilmesi için kabin personeline baskı yaptığı da belirtiliyor.

        Büyük tartışmaya sebep olan bu karar sonrası pilotların kabin personelinin görevini üstlenmesinin yasal olup olmadığı da sorgulanıyor. Kabin görevlileri asli görevleri olan yolcular için uçuş güvenliğinin sağlanmasında hayati öneme sahipler. Bunun için çeşitli özel eğitimlere girip, başarılı olup sertifika aldıktan sonra görevlerine başlıyorlar. Bu konuda yeterli eğitimi bulunmayan pilotlara Icelandair’in kısa sürede böyle bir görev vermesi de sorgulanıyor.

        Türkiye’de özellikle Türk Hava Yolları'nın (THY) uçucu personele yönelik ücretler ve çalışma düzeni kapsamında tartışmalar sıklıkla gündeme geliyor. Havacılık dünyasında uçak içindeki düzenlemeler ise en fazla dikkat çeken husus oluyor. Bakalım bu tartışmalar nasıl bitecek? Pilotlar, yolcu kabinindeki uçuş görevlilerinin pozisyonlarını üstlenirken, güvenlik ve acil durum prosedürleri hakkında hızlandırılmış eğitim alacaklarını belirten şirket bu uygulamada başarılı olacak mı?

        Benzer taktikler sıkıntılı anlarda çeşitli havayolları tarafından da uygulanmıştı. Mesela British Airways, 2010 yılında kabin personeli grevini kırmak için gönüllü pilotları kullanmıştı. Bazı ülkelerde de kısa hatlarda uçan küçük gövdeli uçaklarda da kabin personeli bulunmuyor. Bu görevi pilotlar yerine getiriyor. Şimdi bu uygulamanın ne derece büyük gövdeli uçaklarda yaygınlaşacağı sektörün de gündemine girmiş durumda...

        Koronavirüsle gündemden düşmeyen 6 havayolu

        Mart ayında başlayıp dünyayı zorda bırakan Covid-19 salgını birçok havayolunu iflasın eşiğine getirdi. Şirketler ilk önce kendi birikimleriyle ayakta kalmaya çalıştı. Ancak pandeminin uzun sürmesi havayolu yetkililerini harekete geçirdi. İlk olarak bağlı oldukları hükümetlerden ekonomik destek istediler. Dünya çapında bu destek gecikince operasyon maliyetlerinde kısıtlamalara gittiler. Uçak filosunu gençleştirme, çalışan sayısını azaltma, iştirak şirketlerini kapatma, bazı operasyonlarını durdurma gibi önlemler aldılar. Bazıları bu süreçte başarılı oldu, bazıları ise dünyanın en köklü havayolu olmasına rağmen mücadelede geri kaldı.

        Covid-19’un başlamasının ardından yaklaşık 4 ay geçti. Türk Havayolları ve İstanbul Havalimanı salgın sonrası en fazla yolcu ağırlayanlar olarak dikkat çekti. Eurocontrol Türkiye’nin bu başarısına vurgu yaptı. Fakat THY başta olmak üzere Türk havacılığı için sıkıntılı dönem bitmiş değil. Öte yandan koronavirüs sürecinde olumlu veya olumsuz haberleriyle sürekli gündemde olan ve tartışmalarla ilgi çeken havayolları söz konusu. Onları araştırdım. Tüm yönleriyle bu 6 havayoluna bir göz atalım.

        1) Alman Lufthansa Havayolları

        Lufthansa kuşkusuz Covid-19 sürecinin gündemden düşmeyen ve ilk sırayı alması kaçınılmaz olan havayolu olarak karşımıza çıktı. Süreçte yapmış olduğu hamleler gündeme bomba gibi düştü. Şirket ilk olarak koronavirüsten dolayı 23 bin uçuşunu iptal etti. Sonrasında kısa çalışma sistemi ile çalışanları gruplara ayırdı. Şirketin yüzde 60’a yakını yani 87 bin kişi evinden çalıştı. Buna ilaveten alt markası Germanwings’i kapatma kararı aldı. Bu kapatmadan sonra 2 bin kişi işsiz kaldı. Uçaklarını depolamaya başladı. Park ücreti ödememek için filosunda fazlalık yapan yaş olarak büyük uçaklarını İspanya’nın Valensiya ve Zaragoza’daki işlek olmayan, uluslararası hareketliliğin bulunmadığı küçük havalimanlarında konuşlandırdı. En önemlisi ise şirketin Mayıs ayı başlarında birikiminin bitmesi oldu. Bu süreçte havayolu kredi aramaya başladı. Hükümetle 9 milyar euroluk yardım paketinde anlaşıldı. Ancak hükümet havayolunun hissedarı olmak istedi. Devlet şirketin yüzde 25,1’lik hissesine sahip olmak istedi. Sonrasında 9 milyar Euro karşılığında yüzde 20’lik bir pay devlete verildi. Çıkan sorunlar nedeniyle bu süreçte iptal edildi. Avrupa Birliği’nin araya girmesiyle tekrar anlaşma sağlandı. Şirket bu sürecin ardından 22 bin çalışanının işten çıkarma kararı aldı. Hükümetle anlaşmanın detayları belli olmazken havayolu Boeing’e 20 uçaklık siparişte bulundu. Henüz net bir açıklama yapılmadı, ancak bu sipariş bir rahatlamanın bir planlamanın sinyalcisi oldu.

        2) PIA - Pakistan Havayolları

        Pakistan'ın Karaçi kentinde 22 Mayıs’ta PIA'ya ait yolcu uçağının düşmesiyle aslında şirketin kötüye gidiş günleri de başlamış oldu. Kaza sonrasında havacılık kurallarını aşan hadiseler çorap söküğü gibi ortaya çıkmaya başladı. Uçağın neden düştüğünü araştıran ekipler bu sırada Pakistanlı pilotların sahte pilot lisansı bulunduğunu ortaya çıkardı. Havacılık sektörü tarihinin en büyük skandallardan biri olarak görülen olayda lisansı iptal edilen pilotların 141'inin Pakistan International Airways'e (PIA), dokuzunun Blue Airways'e, 10'unun Serene Havayolları'na bağlı çalıştıkları belirtildi. Ülkede 860 pilottan 262 pilotun lisansının sahte olduğu ortaya çıktı. EASA, 6 ay boyunca hava yolunun Avrupa’ya uçmasını yasakladı.

        3) İngiliz British Airways

        İngiliz hava yolu hükümet desteği alamayınca salgın boyunca büyük sorunlar yaşadı. Dünyanın en çok kazandıran rotasına sahip (Londra-New York) hava yolunun 2 bagaj çalışanlarında Covid-19 virüsünün pozitif çıkması tartışmalı sürecin başlangıcı oldu. Şirket uçuşlarını yüzde 75 oranında azalttı. Pandeminin ülke genelindeki etkisi tüm havalimanlarının kapatılmasına neden oldu. Koronavirüs British Airways’i derinden etkilerken, diğer İngiliz şirketi Virgin Atlantic de hükümetten maddi destek talep etti. Uçuşlarını yüzde 80 oranında azalttı. Sektörün devletten talep ettiği yardım miktarının 7,5 milyar sterline çıkabileceği öngörülmüştü. Ancak British Airways’in sahibi IAG, kurtarma paketine ihtiyaçları bulunmadığını, 9 milyar sterlinden fazla nakitleri olduğunu açıklamıştı. Bu açıklama hava yolunun ne kadar güçlü olduğunun bir göstergesiydi. Son olarak yeni normallerle başlayan uçuşlarda İngiliz Hükümeti’nin 14 gün karantina uygulaması ve yolcuların test ücretleri konusundaki kararları mahkemeye taşındı. Hükümet geri adım attı. British Airways pandemi sürecinde gündemi dolduran ve hiçbir şekilde geri adım atmayan tavrıyla dünyadaki en önemli havayolu olduğunu sergiledi.

        REKLAM

        4) Amerikan Delta Havayolları

        ABD’li havayolu pandemi sürecinde uçuşlarını hiç durdurmayan sayılı hava yolları arasında yer aldı. 300 uçağını yerde yatırmasına rağmen iç hat uçuşlarına durmaksızın devam etti. Şirketi ön plana çıkaran ise orta koltuk boş uçma kararı alması oldu. Yolcularının sağlığını düşünen şirket zarar edeceğini bile bile hizmete orta koltuk boş devam etti. Bu konu ise pandemi sürecinin en çok tartışılan konusu olarak ön plana çıktı. Bu konuyu takip eden Delta Airlines CEO'su Ed Bastian’ın 6 ay boyunca ücret almadan çalışacağını duyurması oldu. Bu düşünce dünyadaki diğer havayollarını da harekete geçirdi. Yani şirket öncülük yapmaya devam etti. İşten çıkarmalarda ise diğer havayollarından farklı davranarak gönüllü işten çıkarmalara imza attı. Ve son olarak Çin Şangay’a yani pandeminin başladığı ülkeye ilk sefer yapan hava yolu oldu.

        5) Avustralyalı Qantas Havayolları

        Dünyada ilklere imza atan hava yolu Boeing 737MAX sorunundan dolayı dünyanın en uzun uçuş projesi olan ‘Project Sunrise’ planlamasını ötelemişti. Şirket bu uçuşu hangi uçakla yapacağına 2019’da Aralıkta karar verdi. Test uçuşları başladı. Uçak Airbus A350-1000 olarak belirlendi. Ancak bu seferde ikinci bir kriz araya girdi. Covid-19 krizi 737MAX krizini bile gündemden düşürdü. Hava yolu da tekrar bu hayali öteleme kararı aldı. Daha önceden karar verdiği B747 jumbo jetleri emekli etme kararını hızlandırdı. Avustralya merkezli havayolu Qantas, 12 Haziran'dan itibaren alınan yeni kararlar doğrultusunda orta koltuğu boş bırakmama, ikramı basitleştirme ve yolcuların gerekli olmadıkça koltuklarından kalkmamalarını sağlayacak uygulamalar başlattı. 6 bin kişiyi işten çıkarma kararı aldı.

        6) Kolombiyalı Avianca Havayolları

        Kuşkusuz Latin Amerikalı hava yolları bu süreçte en sarsılan şirketler oldu. 5 Aralık 1919’da kurulan ve dünyanın en köklü ikinci hava yolu olan Kolombiyalı Avianca iflas başvurusunda bulundu. Aslında şirketin iflas süreci koronavirüs krizinden önce başlamıştı. Ancak Covid-19 süreci bu durumu ağırlaştırdı. Latin Amerika’daki hükümetlerin hava yollarına destek vermemesi de bu durumu hızlandırdı. Şilili LATAM ve Meksikalı Aeromexico hava yolları da bu süreçten etkilendi. Ancak 2 ay daha erken kurulsa KLM’in unvanını elinden alacak olan Avianca’nın iflas sürecine girmesi gündemi meşgul etmeye devam ediyor.

        Diğer Yazılar