Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İki farklı profil var.

        Birinci yarıda tamamen hatalı bir taktik. İkinci yarıda ise tam rakibe göre sistem.

        Galatasaray ilk yarıda Kasımpaşa’ya ne yapılmaması gerekiyorsa onu yaptı. Rakibine garip bir şekilde gereksiz ve yorucu bir baskı uyguladı. Oysa Kasımpaşa’nın ayağa iyi top oynayan, iyi pas yapan ve iyi organize olan bir takım hüviyeti varken bu şekilde oynamak, kendini yıpratmanın dışında bir işe yaramadı.

        Bunun bedelini ödüyordu neredeyse Galatasaray. Kasımpaşa özellikle golü bulduktan sonra rakip alana çok rahat gitti. Ancak gerek final paslarında, gerekse de final vuruşlarında eksik kalınca ikinci golü bulamadı. İkinci gol gelseydi Galatasaray’ın bu maçı döndürmesi çok zordu.

        İkinci yarı Galatasaray tam tersini yaptı. Topun rakipte olmasına izin vermedi. Hem iyi pas yaptı hem de bu sezonun en iyi mücadelesini sergiledi. En önemlisi ikinci topları hep Galatasaray aldı. Tempoyu da yükseltince rakibinin tüm yerleşim planlarını ve dengesini bozdu.

        Ama tabii Galatasaray’da öne çıkan Podolski ve Selçuk faktörü vardı. Sahanın en yetenekli oyuncularıydı. Tüm ağırlıklarını ortaya koydular. Selçuk ile Podolski’nin ikinci golü gerçek vuruş ustalarının ayağından çıkan gollerdi.

        Galatasaray’ın ligde yedi hafta sonra galip gelebilmesi gerçekten enteresan bir durum. Ama şöyle bir derinlemesine baktığınız zaman bunun anormal bir tarafı yok. Haftalar boyunca o kadar kötü oynamak, konsantre olamamak, seyircinin kopması, hoca değişiklikleri, yönetimin UEFA’ya takılıp kalması, mental olarak ortaya büyük bir çöküntü çıkardı. Ama sanıyorum ki dün kupa finalinin riskini düşünerek, ligde bu yıl devre dışı kalarak UEFA cezasının bir yıl daha uzaması olasılığının farkına vardılar. Ben ustaların da o yüzden sorumluluk aldığını düşünüyorum.

        Ama peki bazı oyuncular bu sorumluluğu alırken Sabri Bey’in durumu nedir? Saha içinde kaptanlığı kabul etmemek de ne demek? Afran tafran kime. Seyirci sana bağırır da, seni sever de. Galatasaray’da ben bugüne kadar böyle bir şey görmedim. O kaptanlık bir onurdur. İnsanın hayatı boyunca çocuklarına devredeceği bir mirastır. Takmak istemiyorsan, için bu kadar öfkeyle doluysa o zaman sana bu camiadan arkana bakmadan gitmek düşer.

        MUSLERA

        Bu adamdan ne yazık ki ülkemizde bir tane var. Herkese lazım bir kaleci. Galatasaray tarihinin en önemli kalecilerinden birisi. Ama onu Muslera yapan bence sadece kurtarışları değil, profesyonelliği ve adamlığı...

        BARIŞ ŞİMŞEK

        Her zaman söylüyorum; Barış Şimşek’ten orta hakem olmaz. Sadece yan hakem olur. Orada da her maça vermeyeceksin. Hiç kimseye güven vermiyor. Her kararını insanlar şüpheyle karşılıyor. Saha içi iletişimi berbat. Sıkıntılı ve özgüveni eksik bir hakem.

        Diğer Yazılar