Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Maç belki penaltılara gitti.

        Kimse birbirine üstünlük kuramadı.

        Ortada geçen bir maç oldu.

        Ama şu var.

        Bu maç bize lig öncesi her iki takım için de bir sürü işaret verdi.

        Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Galatasaray ile final oynuyorsan

        maç öncesi üç kere düşüneceksin.

        Birinci kural eline geçirdiğin fırsatı kullanacaksın.

        Final gerginliği yapmayacaksın.

        Maçı penaltılara mümkünse götürmeyeceksin.

        Ve tabi ki en önemlisi iyi oynayacaksın.

        Çünkü Galatasaray’ın DNA’sında kazanmak var. Şimdi şöyle bir bakın bir sene içinde yani en kötü yıllarından birinde bile üç kupanın ikisini kazandı. İyi oynadığı zaman da hepsini kazanıyor zaten. Bu öyle hemen kazanılacak bir özellik değil. Bu neredeyse 100 yıl süren bir gelişimin ve vizyonun bir sonucu.

        Şimdi gelelim işaretlere.

        Galatasaray iyi oynamadı. Belki kupayı kazandı ama ağır ve temposuz oyunu dikkat çekti. Dikine oynayan Bruma’nın dışında rakibi rahatsız edecek pek oyuncu yoktu. Eren Derdiyok henüz hazır gözükmedi, Sneijder daha bildiğimiz Sneijder değil, Selçuk çok kötüydü. Sinan sarı saçları ile karizma yapmış ama o karizma henüz futbolu yansıma yapmadı. Herkes bu oyuncudan çok umutlu. Ama ben Sinan’ın daha bir kaç fırın ekmek yemesi gerektiğini düşünüyorum. Yani şu iyi Podolski, Bruma ve Eren’in olduğu yerde bu haliyle oynama şansı pek yok. Umarım ben yanılırım. Umarım kötü görüntüsü sadece bu maçlıktır. Ama bu bile çok çalışması gerektiği gerçeğini değiştirmez.

        Herkes Tolga Ciğerci’yi merak ediyordu dün. Enteresan oyuncu. Topu iyi kullanmada eksikleri bulunuyor. Ama çok önemli bir kesici. Dün maç içinde o kadar kritik topları önledi ki maçın sonucuna yüzde yüz etki yaptı. Yani şu ben beğendim. Bir Melo değil ama oradaki eksikliği dolduracak gibi gözüküyor.

        Aslında Galatasaray’ın sıkıntısı sistem sıkıntısı. Çok yavaş oynuyorlar. Hızlı hücum yapamıyorlar. Ve savunma da çok gedik veriyorlar. Belki Avrupa kupaları yok. Bunun rahatlığı var. Ama Türkiye Ligi de öyle kolay bir lig değil. Bu kadar ağır futbolla çarpılmak kaçınılmaz sonuç olur. Tabi ki Muslara’yı unutmadık. Bence onu kim transfer ettiyse heykelini dikmek gerekir. Son 20 yılın en önemli transferi. İstediğin kadar kötü oyna böyle bir kalecin varsa inanın hiç önemli değil. O hep yıldızdı dün yine yıldızdı.

        Beşiktaş için bir kaç kelam etmeden olmaz. Acil olarak Gomez’i ne yapıp yapıp geri getirmeliler. Ya da Gomezgillerden başka bir santrafor. Yoksa Cenk ile olmaz. kötü demiyorum. Sadece bu yollar Cenk ile bitmez.

        BRUMA:

        Bir yılda büyük gelişim göstermiş. Eğer takımı bu sezon onun hızına ayak uydurursa bu yıl Bruma yılı olur. Seneye de Galatasaray UEFA kriterlerinden alacaklı bile çıkar. Çünkü bu çocuğu Avrupa’da kapış yaparlar.

        G.SARAY SEYİRCİSİ:

        Dertleri nedir bilmiyorum. Son beş yılda üç kere şampiyon oldular. Bir sürü kupa kazandılar. O yüzden bu garip ve zararlı öfkeleri anlamak mümkün değil. Stat dışında ayrı stat içinde ayrı. Sürekli problemler. Galatasaray yönetiminin bu problemi çözmesi gerekir. Yoksa başa büyük dert olacaklar.

        Diğer Yazılar